Paylaş
M.A, İzmir Fuar Açık Hava Tiyatrosu’ndaki bir konserde, göz göze geldiğinde akıl tutulması yaşayıp tek kelime edemediği hanımefendiyi bulmak için gazeteye ilan veriyor. Peki sonra?
Ogeceye, o ana dönelim. Nasıl göz göze geldiniz?
- Açık hava tiyatrosunda A5 Blok’ta oturuyordum. Konsere ara verildiğinde yerimden kalktım, tiyatronun içinde dolaştım. Sonra tekrar yerime oturdum. Hala arkamda oturanın kim olduğunun farkında değildim. İkinci yarıda sahneye Ayşe Taş çıktı. Sahneden inip şarkılarını seyircilerin arasında söylemeye başladı. Konser boyunca arkamdan şarkılara eşlik eden güzel bir hanım sesi geliyordu. Ancak arkama dönüp bakmamıştım. Sanatçı gelip de arkama döndüğümde hanımefendiyle göz göze geldim. Gülümseyerek, gözlerime bakarak bana doğru şarkı söylüyordu.
Hangi şarkıydı?
- Hatırlayamıyorum… Heyecandan tutuldum. Bir anlık bir şey oldu. Böyle bir şeyi hayatımda hiç yaşamadım. Gençliğimde bile başıma gelmemişti. Birden o duygunun sıcaklığı içime aktı.
O duygu sıcaklığıyla ne yaptınız?
- Belki de o konserin havası ve ruh haliyle bana gülümsemiştir diye düşündüm. Bana bir ilgisi var mı, yok mu diye anlamak için başka bir şarkıda arkama dönüp bakmaya karar verdim. Ne yapacak diye merak ettim. Kendi kendime de gelin güvey olmak istemedim. Mesleğimde hayatımı hiçe sayacak kadar kararlı ve dirençli olmama rağmen özel hayatımda bir o kadar çekingenimdir. Ama cesaretimi toplayıp diğer şarkıda arkama döndüm. Ve o aynı şekilde gülümseyerek, bana bakarak şarkı söylüyordu.
Kaç yaşlarında, nasıl bir hanımefendiydi?
- 40-50 yaşları arasında çok zarif ve hoş bir hanımefendiydi. Daha fazla ayrıntı vermek istemiyorum.
Ondan bir işaret geldi mi?
- Konser bittikten sonra arkadaşlarını bıraktı. Koltukların arasından geçerek değil de koltuğun üzerinden atlayarak benim iki, üç sıra önüme oturdu ve bana baktı. O işareti dahi anlayamadım. Olay orada bitmedi. Akıl tutulması yaşadım. Tiyatronun içinde onu takip ettim. Bana bir işaret, bir imkân daha verdi. Mustafa Sağyaşar’la fotoğraf çektirmek için sahneye çıktılar. Ben de fotoğraf için sahneye çıktım. Biz fotoğraf çektirirken o sahnede yalnız kaldı. Ben kendisini fotoğraf çektirmeye davet edemeyecek kadar acemi ve çaylak kaldım. 15 yaşındaki çocukların yaptıkları şeyi yapamadım. Gidip, konuşamadım…
Peki, sonra?
- Çıkışa kadar takip ettim. Eğer aracı yoksa gideceği yere kadar bırakmak istedim. Ama söyleyemedim, sadece aklımdan geçirdim. Çünkü birdenbire otoparka yöneldiler. Öyle olunca da üç hanımı otoparkta takip etmenin doğru olmayacağını düşündüm. Hemen otoparkın çıkışına koştum. Belki arabayı görürüm, plakayı alırım diye 40-45 dakika boyunca bütün arabalar çıkana kadar bekledim, arabaların içindeki insanlara tek tek baktım. Bu yaşta bunları yaptım. Ama düşündüğüm gibi olmadı. Çok kalabalık olduğu için otoparka bir çıkış daha vermişler. Ona yine ulaşamadım…
GELEN TELEFONLARDAN YORULDUM
Gazeteye ilan vermek nereden çıktı?
Düşündüm ve hanımefendinin de benden hoşlandığını fark ettim. Tiyatroya gittim “Bilet numarasına isim kayıtları var mı? Bilet alınırken kredi kartı kullanılmış mı?” diye sordum. Yine de bulamadım. “Ne yapabilirim? Nasıl ulaşabilirim?” diye çok düşündüm. Ama geldiğim noktada yapacak pek fazla bir şey yoktu. “Acaba hangi gazeteyi okuyor?” diye sordum kendime, Hürriyet’e ilan vermeye karar verdim. İlanda yazan her şey, noktalama işaretleri, puntolar hatta mizanpaj bile bana ait. Kısıtlı bir alanda duygularımı kısa ve öz bir şekilde anlatmaya çalıştım. Çarpıcı olsun diye konser ilanının çıkacağı eğlence sayfasında yer alsın istedim. Gazeteyi okuyorsa o sayfaya da bakar diye düşündüm. Ne yaptım, ettim izlediğimiz konserin ilanının verildiği sayfada yer almasını sağladım.
İlandan sonra nasıl telefonlar aldınız?
- Çok telefon eden, mesaj atan oldu. Neredeyse aramayan kalmadı. Almanya’dan üç çocuklu, evli bir hanımefendi aradı. “Bu devirde böyle duygular, insanlar kaldı mı? Çok duygulandım” dedi. Gemiden bir kaptan aradı. “Çok hoşumuza gitti… Nasıl böyle bir şey yazdınız?” dedi. Kötü niyetli insanlar da aradı. Ancak ben yıllarca avukatlık yaptım, insan sarrafıyım. Kimin ne niyetle aradığını ayırt edebilecek yaşta ve tecrübedeyim. İlanda farklı bir numara vermemi söylemişlerdi. Ama ben dinlemedim.
Pişman oldunuz mu?
- Telefon trafiği hayatımı biraz olumsuz etkiledi. Artık o kadar sıkıldım ki... İnsanlar merak ediyor, anlıyorum. Ama merak etmeleri bazı şeyleri öğrenmeleri için yeterli değil.
Sizce ilanı gördü mü?
- Bilemiyorum… Görmemiş olabilir. Görmediyse belki de hayırlısıdır diye düşünüyorum.
Karşılaşırsanız ne söylemek istersiniz?
- Belki de artık bir şey söylemek istemiyorum…
Paylaş