ÖNCE güzel haberi verelim. Hacettepe’nin taraftarında artış var. Önceki maçlarını 100, bilemediniz 150 kişi izliyordu. Dün ise bu sayı 250’yi buldu. Sezon sonuna kadar dileriz 500 olur.
Süper Lig’de mücadele veren bir takımın bu kadar az bir taraftar önünde mücadele vermesi elbette ki düşündürücü. Kulüp yönetimi taraftar sayısının artması, yeni taraftarların kazandırılması için yoğun bir şekilde uğraş veriyor ama netice ancak bu kadar oluyor.
Oysa dün bilet fiyatları ucuz, hava da lokum gibiydi. Ankara’da haftada en az iki maç oynanınca seyircide de haliyle bir bıkkınlık oluşuyor.
Şimdi de kötü haberi verelim. Hacettepe ateşle oynuyor. Dünkü mağlubiyetle durumunu iyice zora soktu. Çünkü bu karşılaşma 6 puan değerindeydi. Çok önemliydi. Ama alamadı, hüsrana uğradı. Vasat bir futbol ortaya koymasına karşın, amacına ulaşamadı.
Şu gerçeği kabul edelim: Hacettepe, inandığı ve varını yoğunu ortaya koyduğu sürece ayakta kalabilen bir takım. Varlığını sürdürebilmesi için başka şansı yok. Mütevazı kadrosu ile sonuna kadar direnmesi gerekiyor.
Böyle de olmaz ki!
Kulüp yönetimi sağolsun her şeyi teknik ekipten bekliyor. Kısıtlı kadro ile Osman Özdemir’e "Buyur hocam, bu takım senin, bizden bu kadar, ne yaparsan yap. Herhalde düşürmezsin. Başarırsan, sevincine ve mutluluğuna ortak oluruz" diyor.
Geçen sezon istenilen oldu. Hem de kısıtlı kadro ile oldu. Ama sanki bu bilinmezmiş gibi, takımın en önemli futbolcularından ikisi transfer döneminde umumi arzu üzerine bırakıldı. Peki yerlerine kim ya da kimler alındı? Üçüncü sınıf 3-5 yabancı.
Böyle de olmaz ki! Bu yanlış politika ile ayakta kalınamaz ki!
Dünkü maçın en güzel görüntülerinden biri Hacettepe’nin golü idi. Kadir’in 25 metreden müthiş şutunu çok iyi takip eden Sandro, şık bir kafa ile fileleri havalandırdı.
Konyaspor’un attığı gollerde ise Hacettepe savunması adeta uyudu. Uyumanın bedeli de çok ağır oldu.