GENÇLERBİRLİĞİ Kulübü’nde belli bir düzen yok. Ne zaman ne olacağı belli olmuyor. Basit bir örnek verelim.
Son 10 yılda 17 teknik direktör görev yapmış. Böyle bir teknik adam enflasyonu başka hangi kulüpte var? Dünkü maç sonrası Samet Aybaba’nın da ne olacağı bilinmiyor. Belki İlhan Cavcav, Samet Aybaba’yı görevden alacak. Belki de Aybaba istifa edecek. Siz bu satırları okuduğunuz dakikalar içinde her an her şey olabilir. Kulübü karıştıran ve daha önce teknik adam kellesi alan El Saka, hiç utanmadan ve sıkılmadan "Beni ancak kulüp başkanı buradan uzaklaştırabilir" diyebiliyor. Bu cüreti nereden bulduğunu tahmin edebiliyorsunuz herhalde. Haliyle Samet Aybaba da o futbolcuyu kadro dışı bırakıyor. Tabii doğrusunu yapıyor. Aslında Aybaba’nın yaptığı, Cavcav’a da posta koymak. Görüntü o... Ama şimdi Cavcav boş durur mu? Durmaz. Neler olacağını hep beraber göreceğiz. Birisi birilerini yiyecek!
Günlük başarı ya da başarısızlıklarla sistem değişmez. Değişmemesi gerekir. Ama Gençlerbirliği’nde sistem olmadığı için, ne zaman ne olacağı da belli olmuyor.
Mevcut futbolcu kadrosu, bu duruma düşecek kadro değildi. Ama bir otorite boşluğu, bir disiplinsizlik, takımın çıra gibi yanmasına yol açtı.
Kardeş takım olan Hacettepe, düştü düşecek. İstemeyiz ama ya Gençlerbirliği de düşerse? Bazı kişiler için Türk futbol tarihinin en büyük başarısızlığı olmaz mı? Bunun hesabını, kim, nasıl verecek?
Bu işler bu kadar basit mi!
Suni kaoslar, Gençlerbirliği’ni tüketiyor.
Hadi diyelim ki, bu takım kümede kaldı. Ama bu duruma bile düşmesi, böyle günler yaşaması, nasıl izah edilecek?
Gençlerbirliği’nin dünkü genel görüntüsü iyiydi. Futbolcular elinden geleni yaptı. Öyle ki ilk yarım saatte Sivasspor 3-0 yenik duruma düşebilirdi. Olmadı. Sivasspor, hırsı ve deneyimi ile maçı kazanmayı bildi. İki uzaktan şut, Gençlerbirliği’ni yıktı.