Bu sorunun alt dalları bulunuyor tabi ki. Bunların başında da taksi sorunu geliyor. Yıllardır yazılır, çizilir. Türkiye ile Avrupa’nın taksicileri karşılaştırılır. Eğitim seviyeleri, nezaketleri, yol bilgileri yerden yere vurulur bizim şoförlerin. Doğrudur üstelik bunların bir kısmı da. Şoförler Odası yıllardır taksi şoförlerine bir dizi eğitim verir. Onları sertifikalandırmaya çalışır. Bunların ne kadar başarıya ulaşıp ulaşmadığı genelde bireysel tecrübelerin konusudur. Onun dışında yapılmış kapsamlı bir araştırma duymadım. Ama bir yönü vardır ki konunun herkes teğet geçer. Başta Ankara olmak üzere bir çok büyük şehirde araçlardaki plakaların sahipleri ile o araçların direksiyonunu sallayanlar farklıdır. Özellikle gece yarılarından sabahın ilk ışıklarına kadar çalışanlar araç sahibi değildir. Peki taksi plakalarının rayicinin bu kadar yüksek olduğu bu kentte, acaba günlük yövmiyeyle çalışan bu şoförlerin herhangi bir sosyal güvencesi var mıdır? Geçenlerde bir taksinin şoförü, aslında uzun yol kamyonlarında çalıştığını, zaman zaman bir arkadaşına yardım etmek için taksi işine çıktığını anlattı. Aslında yardım etmeye çalıştığı arkadaşı değil, onun eşi ve çocuklarıydı. Çünkü arkadaşı bir geceyarısı taksici cinayetlerinden birine kurban gitmişti. Geride çalışmayan bir eş ve üçü okul çağında olan dört çocuk bırakmıştı. Anlattığına göre şoför bir başka arkadaşıyla birlikte zaman buldukça taksi işine çıkıyor, mazot hariç hasılatı da vefaat eden arkadaşının dul eşine ve çocuklarına veriyordu. Cinayete kurban giden şoförün adını bilmiyorum. Olayın doğru olup olmadığını da. Ama bence bu noktada çok da önemli değil. Önemli olan bu ülkede binlerce kişinin güvencesiz biçimde, üç otuz paraya, değeri milyona yaklaşan taksilerde sabahlara kadar direksiyon sallıyor olması. Biliyoruz ki, bu kentte bir çok taksi ağası var. Ve bir çok taksi plakasına sahip bu ağalar genelde ya hiç çalışmıyor ya da gündüzleri zevk için arada sırada trafiğe çıkıyorlar. Daha çok, taksi plakalı araçlarında güvencesiz, sigortasız şoför çalıştırıyorlar. Peki bu duruma müdahale etmek için Şoförler Odası herhangi bir şey yapıyor mu? Yapılsa hiç durum böyle olur muydu dersiniz?