POLİS kontrolleri, demir kapılar, canlı yayın araçlarının arasından, çamur ve kablo yığınının üzerinden atlayarak giriliyor salona.
Sahnenin altından geçiyor, nefes almaya çalışıyorsunuz. Karşınızdaki siyasi tablodan etkilenmemek mümkün değil şüphesiz. Sadece CHP tarihinde değil, Türk siyasi tarihinde yeni bir sayfa açılıyor, bir önceki bölüm kapanırken. Salon, her zamanki gibi pankartlarla donatılmış. Ama bu kez Baykal yok o pankartlarda. Baykal’ın 12 yıl önceki kurultayda, Ricky Martin’in müziği eşliğinde uzun bir merdivenden pop yıldızı gibi indiği yere takılıyor gözüm. Orada artık sol yumruğu havada bir Kılıçdaroğlu posteri asılı. Tam o sırada Rahşan Ecevit’in salona girdiği anons ediliyor. İki hafta önce söylense kimsenin inanmayacağı şey oluyor, salonda büyük bir alkış kopuyor. Ama Rahşan Hanım bir türlü giremiyor salona. Biraz zaman geçiyor, “Kılıçdaroğlu geliyor” deniyor marş çalınıyor, Rahşan Hanım gözüküyor. Bizler de protokol girişinin hemen önünde bir ezilme tehlikesi yaşıyoruz. Tam o sırada Kılıçdaroğlu, yanında Önder Sav ile birlikte gözükünce ortalık daha da karışıyor. Ne canlı yayın masaları kalıyor ortada, ne partililerin oluşturduğu koridor. Hatta bir ara, Kılıçdaroğlu ve Sav da düşme tehlikesi geçiriyor. İşte o zaman Parti Meclisi’ne kimin gireceği ya da Gürsel Tekin’in küsüp küsmediği gibi sorular önemini yitiriveriyor bir anda. CHP’de ve Türkiye’de yepyeni bir değişim rüzgarı estiren o kurultay, Başkent’in hiç değişmeyen bir gerçeğini gözler önüne seriyor: Kongre salonu eksikliği. Diğer herşeyin önüne geçiveriyor bir cümle: “Ankara’nın merkezine acilen bir kongre salonu gerekiyor.” Biliyorum yeni bir cümle değil bu. Ama maalesef yıllardır hala geçerliliğini koruyor. CHP kurultayında dün hemen herkesin yüzüne çarpan bu gerçek, siyasetin ve dolayısıyla kurultayların da başkenti olan Ankara’nın en önemli eksiklerinden birisine işaret ediyor. Gerçi Ankara Tiracet Odası’nın yapmaya çaba harcadığı bir kongre salonu var ama akibeti hala belli değil. Tabi bir de hemen onun karşısında, yarım bırakılmış bir kongre merkezi, demir yığını olarak duruyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin çok ciddi miktarda para harcadığı söylenen bu virane, her gün Ankaralıların bakışlarına rağmen bir çözümsüzlük anıtı olarak dikiliyor orada. Ana muhalefet partisi ise hala kongresini bir spor salonunda yapıyor. Binlerce kişinin doldurduğu Atatürk Spor Salonu’nun artık malulen kurultay emekliliğine ayrılmasının zamanı çoktan geldi. Böylece kurultayların vazgeçilmez aksesuvarlarından olan yelpazeler de belki siyaseti bırakır.