YARGI, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Akay Kavşağı’nı kapatma kararını durdurdu. Önceki iki hafta Başkent’te "suni sancılara" neden olan bu konu da "şimdilik" gündemden düştü.
Başkan Melih Gökçek’in çok iyi bildiği bir konu olan "gündem yaratma sanatı" siyasetin en önemli alt dallarından birisi. Geride kalan haftalarda yaşanan da budur.
Gökçek, 15.5 yıllık belediye başkanlığı süresinde bu konuda alınan beşinci mahkeme kararını uygulamaya niyetlendi. Ancak bunu da "sağ eliyle sol kulağını gösterir" şekilde yapmanın kendi siyasetine katkı sağlayacağını hesaplayarak kent gündemini bir süreliğine kilitledi.
Milletçe huyumuzdur.
Hareretli tartışırız, hemen de unuturuz.
Üstelik bu tartışmalarda çözüme ulaşma arzusundan çok, karşımızdakini "mahcup etme" dürtüsü baskın gelir.
Akay Kavşağı’nda da Gökçek açısından yaşanan buydu.
Sorunu çözmekten çok, rakiplerinin kucağına bırakarak aradan sıyrılma gayreti.
Sular durulmuş gözüküyor.
Oysa mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararı nihayetinde bir "ara" karardır. Mahkeme meclis kararını iptal etse bile ortada Akay’ın planlarını iptal eden asıl mahkeme kararı duruyor. Şüphesiz Danıştay’dan bu planlara yönelik çıkacak karar konunun akibetini belirleyecek.
Gelinen nokta çağdaş ve katılımcı bir kent yönetimi anlayışıyla bir avantaj haline getirilebilir.
Ancak tam tersi bir anlayışla davranılırsa yaşanan kaos derinleşir, küçük bir kartopunun çığ haline dönüşmesi gibi önündeki herkesi yıkarak çözümsüzlük büyüyebilir.
Yani kazanılan bu sürede Gökçek yönetimi, sorunu öteleyerek yeniden çözümsüzlüğe bırakırsa bu sorun tekrar herkesin önüne gelecektir.
Yapılması gereken, her geçen gün daha da kronik hale gelen trafik sorununa geniş bir perspektiften bakabilecek bir vizyon yaratmaktır.
Bu vizyon ne tek başına Akay Kavşağı ne de kavşaklar sisteminden geçiyor.
Bu vizyon, ancak geniş bir trafik planlamasıyla ortaya konulabilir.
Bunun içinde bir türlü bitirilemeyen ve bitirelebilecek gibi de durmayan metro sistemi de bulunuyor.
Eğer Çayyolu metrosu tamamlanmış olabilseydi şüphesiz Akay Kavşağı’nın trafik sistemindeki önemi de farklı olacaktı.
Sadece Pakistan ve Türkiye’de bulunan dolmuş sistemi ile belediye otobüslerinin artık toplu taşımacılığa yetmediği ortada.
Ama kilitlenen trafik sisteminin anahtarı da yönetimde bulunan Gökçek’te.
Gökçek artık kent sorunlarını siyasi malzeme olarak kullanmaktan vazgeçip biran önce "şimdilik" ötelenen soruna kalıcı ve bilimsel bir çözüm bulmakla mükellef.
Ama korkarım ki Gökçek bu yolu seçmeyecek.
Geride kalan yıllarda tanık olduğumuz yönetim anlayışı Gökçek’in bilimsel ve makro bir planlama yapmaya yanaşmayacağını ortaya koyuyor.
Bakalım 2.Akay Meydan Muharebesi ne zaman patlak verecek ve nasıl sonuçlanacak.