Gerçek Rin Tin Tin Hollywood yıldızıydı

Red Kit’in sadık “silah arkadaşı” sevimli köpek Rin Tin Tin, birkaç kuşağın bildiği sevimli bir figürdü.

Belçikalı çizer Maurice de Bevere’in yarattığı Red Kit, Daltonlar ve Düldül ile birlikte Rin Tin Tin de çok sevildi.

Red Kit, Morris takma adını kullanan ünlü çizerin kaleminden dünyaya geldiğinde sene 1946’ydı.

Ünlü çizgi karakterin hikâyeleri 30’dan fazla dile çevrildi, milyonlarca adet satıldı.



Morris’in Rin Tin Tin karakterinin fikir babası aslında Hollywood yıldızı bir köpekti.

Gerçek Rin Tin Tin’in hayatını anlatan kitap 2011’de yayınlandı. Kitabın haberini Hürriyet’te Sefa Kaplan hazırlamıştı.

1. Dünya Savaşı’na katılan Lee Duncan isimli bir hava subayı, Fransa’da beş Alman kurt köpeği yavrusu bulmuştu. Savaşın sonunda 1918’de ikisini alarak ABD’ye doğru yola çıktı.

OSCAR ÖDÜLÜNÜ KAÇIRDI

Yavrulardan biri yolda ölünce, elinde bir tek Rin Tin Tin kaldı. Duncan, Rin Tin Tin’i eğitti ve 1922’de birlikte gösterilere başladılar.

Çok kısa süre sonra Hollywood yolu açıldı Rin Tin Tin’e. Peş peşe 26 filmde rol aldı.

Hatta 1929’da ilk kez düzenlenen Oscar törenlerinde en iyi erkek oyuncu dalında aday gösterildi. Ama akademi jürisi ödülü bir köpeğe vermeye çekindi.

Bundan 3 yıl sonra 1932’de, ünlü oyuncu Jean Harlow’un kucağında hayata veda etti Rin Tin Tin. Cenazesi doğdu yere, Fransa’ya götürüldü, büyük bir törenle toprağa verildi.

22 TEMMUZ 2001


Rin Tin Tin birçok köpeğin isim babası oldu. Red Kit’in yoldaşı da bunlardan biriydi.

Morris de, bundan 21 yıl önce 16 Temmuz günü Fransa’daki evinde düşüp hayatını kaybetti.

TESTEREYLE KIZI KESİNCE SAHNEYE KURŞUN YAĞDI

“KIZ kesme, kızı havada uçurma, insan kaybetme, insanı maymuna çevirme ve insana kılıç sokma.”

Bu maharetler, ünlü illüzyonist Zati Sungur’un hünerlerinden sadece birkaçıydı.

Aslında Türkiye’den önce dünyada meşhur olmuştu. Beynelmilel şöhreti çok daha sonra ulaştı ülkemize.

19. yüzyılın bitmesine iki yıl kala Bursa’da dünyaya geldi.



Bahriye Mektebi’ni bitirdi. Denizaltı eğitimi için gittiği Almanya’da illüzyon dünyasına ilk adımını attı.

İtalya ve İspanya turnelerinin ardından Brezilya’ya yerleşti. Ve tam 14 yıl orada yaşadı.

Çekoslovakya’daki Dünya Sihirbazlar Kongresi’nde “Kral” seçildi.

Türkiye’ye dönmek istiyor ama “Hokkabaz” diye karşılanmaktan korkuyordu.

Ama endişelendiği gibi olmadı. Türkiye’de de dünyadaki gibi büyük saygı gördü.

ÖLÜMDEN DÖNDÜ

Gerçi arada korkutucu şeyler yaşamadı da değil.

İllüzyon gösterilerinin gerçek sanıldığı günlerdi. Sahneye davet ettiği bir kadını sahnede kesmeye başladı.

O sırada bir delikanlı silahla sahneye fırlayıp kurşun yağdırdı. Zati Sungur ölümden döndü.

Saldırgan sahnedeki genç kadının nişanlısıydı ve sevgilisinin gerçekten de kesilerek öldüğünü sanmıştı.

8 TEMMUZ 1984



“Sihirbazlar Kralı”, 1984’te yaşama veda ettiğinde 86 yaşındaydı. Hürriyet haberi “Azrail’e numara yapamadı” başlığıyla verdi.

Ondan geriye kalan şu cümle, modern dünyanın da özeti gibiydi aslında:

“Mesele, olayı olduğu gibi değil, kendi istediğin gibi göstermektir.”