Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

Dağlıca’da Türkiye’nin yüreği yandı

Bundan 16 yıl önce, Türkiye’yi derin bir yasa boğan Dağlıca saldırısının planlayıcısı PKK’lı Müzdelif Taşkın, Suriye’nin kuzeyinde öldürüldü.

Haberin Devamı

Gazetelerin dünkü sayfalarında bu haber vardı.

Peki 2007’de, bir ekim gecesi Dağlıca’da yaşanan hain saldırı Hürriyet’in sayfalarına nasıl yansımıştı?

Dağlıca’da Türkiye’nin yüreği yandı

Türkiye 21 Ekim sabahı anayasa referandumu için sandık başına gidiyordu.

Referanduma saatler kala yaklaşık 200 kişilik PKK’lı terörist grubu, Irak’ın kuzeyindeki Mezi Karyedari Kampı’ndan çıkıp Avaşin Vadisi yoluyla sınırı geçti.

Yüksekova’nın sınır kesimindeki Yeşiltaş ve Dağlıca köyleri arasında ulaşımı sağlayan karayolunda, Avaşin Çayı üzerinde Şehri Köprüsü vardı. Teröristler önce bu köprüyü havaya uçurdu. Böylece karayolundan yardım gelmesini engellemeyi hedefliyorlardı.

Saat 00.20’de Dağlıca Piyade Taburu’nun güvenliğini sağlayan sınırdaki bölüğe üç yönden uzun namlulu silahlar ve roketatarlarla ateş açtılar.

Haberin Devamı

Bu ilk ateş sırasında 12 asker şehit oldu, 16 asker yaralandı.

Hemen ardından askerler de karşılık verdi. Teröristler baskının ardından Irak topraklarına doğru kaçmaya başladı.

TÜM ŞEHİRLER AYAĞA KALKTI

Helikopterler havalandı, kaçan teröristler takibe alındı. Hem ilk çatışmada hem de sonraki takipte 32 terörist öldürüldü.

Hürriyet 22 Ekim pazartesi günü birinci sayfasında iki büyük başlığa yer vermişti. Sürmanşette “32 terörist ölü 12 askerimiz şehit” başlığının yanında “Alçak pusuya anında cevap” notu vardı.

Dağlıca’da Türkiye’nin yüreği yandı

Hemen bu haberin altında ise yurt çapındaki tepkiler yansıtılıyordu. Dokuz sütuna atılan “Arkanızdayız” başlığıyla, “Sınırımızdaki çatışma haberi, sabah saatlerinde tüm ulusta bomba etkisi yarattı. Türk halkı, ordusu ve Meclis’inin arkasında kenetlendi” deniliyordu.

O gün neredeyse tüm şehirlerde bayrağını kapan herkes sokağa döküldü.

Saldırıdan sonraki günlerde yine birinci sayfanın tamamı hain saldırıya ve onun yankılarına ayrıldı.

Artık hedefte Irak yönetimi ile Irak’ın kuzeyindeki yönetimin başındaki Mesud Barzani vardı.

Haberin Devamı

Türkiye, Irak’tan ülkenin kuzeyindeki terör yapılanmasına izin vermemesini bekliyordu.

Bir yandan da toplumda dinmeyen bir öfke kabarıyordu.

Bu öfke, şehitlerin cenaze töreninde zirveye tırmandı.

Hürriyet 24 Ekim tarihli gazetenin manşetinde “Tek millet yek vücut” başlığıyla cenaze töreni anlatılıyordu.

Ayrıca Adana’dan İzmir’e, Erzurum’dan Zonguldak’a kadar tam 11 şehirde terör karşı gösteriler düzenlendi.

Hürriyet’in iç sayfalarında “Bir millet ayakta” denilerek Türkiye’nin hali çok güzel özetleniyordu.

OĞLUNA KAVUŞTU VE KAYBETTİ

* Türkiye’yi çok derinden yaralayan bu saldırıda acıyı katmerlendiren bir hikâye daha vardı. Hürriyet’in sürmanşetine taşıdığı yürek burkan bu hikâye şehit er Samet Saraç’a aitti.

Haberin Devamı

Henüz 21 yaşında şehit düşen Saraç’ın annesi ile babası, o çok küçükken boşanmıştı. Baba Mustafa Saraç, oğlunu alıp başka bir şehire taşındı, yeni bir hayat kurdu. Yıllar boyunca da oğluna annesinin öldüğünü söyledi. Dağlıca saldırısından bir yıl önce Samet Saraç, bir komşusundan annesinin yaşadığını öğrendi.

Arayıp annesini buldu. Yıllar sonra oğluna kavuşan anne Filiz Turan, o günü “Saatlerce sarılıp ağladık” diye anlatıyordu. Samet bir süre sonra vatani hizmet için askere gitti. Ağustosta izne gelip annesini ziyaret ettikten sonra ayrılırken de şunları söyledi: “Annem seni buldum ya bu bana yeter. Şehit olacağım. Sakın benim için ağlama.”

Yıllarca oğlundan uzak düşüp, yeni bulduğunda da yine kaybeden anne Filiz Turan acı haberi aldığında, “Cenazede ağlamayacağım” diyordu. Samet’i Bursa’daki cenaze töreninde tam 70 bin kişi uğurladı. Anne Filiz Turan, son bir umutla “Belki Sametim değildir” diyerek oğlunun kulağındaki bene bakmak istedi.

Haberin Devamı

Kulağındaki ben orada duruyordu.

15 yıl hiç buluşamadığı oğluna baktı, onunla son kez vedalaştı.

Yazarın Tüm Yazıları