Küçülmesin Büyükler!

Ligin 20. Haftası:Trabzonspor 49 puanda ve lider.Fenerbahçe 32 puanda, beşinci sırada…Beşiktaş 29 puanda dokuzuncu sırada…Galatasaray 27 puanda on ikinci sırada…

Haberin Devamı

Ligin 20. Haftasında Trabzonspor;

Fenerbahçe’ye 17 puan,

Beşiktaş’a 20 puan,

Galatasaray’a 22 puan fark atmış durumda… 

***

İstanbul’un üç büyük kulübünün üçünün de antrenörü yok!

Borcu çok!

Bu duruma;

“Takke düştü, kel göründü” demek daha doğru olacak!

Neden bu duruma düştüler?

“Bence” diyerek yazayım… 

***

Bu üç büyük kulübümüzün büyüklüğü, tarihinden gelir.

Cumhuriyetimizden bile eskidirler.

Taraftarları çoktur. Onlar öncüdürler ve daha çok izlenirler…

Aslında “öncüydüler” demek daha doğru olacak…

Zaman değişti ve onlar eski alışkanlıklarıyla çağa ayak uyduramadılar… 

***

Para onlardaydı, en iyi oyuncuyu onlar alırlardı.

“En iyiyi” bulmak da kolaydı. Seçim ülke sınırlarında yapılırdı…

Hepimizin gözünün gördüğü yerde oyun oynanırdı…

Yabancı oyuncu sınırlıydı.

Haberin Devamı

Doğru seçim yapmak için scouting yapmaya, bilime, kurumsal hafızaya gerek yoktu…

Sınırlar genişledi, oyuncu seçmek için bilgi birikimi gerekti…

Kurumsal hafıza lazım oldu…

Üç büyüklerimizde bu yoktu…

Şimdiye kadar da gerek duymamışlardı. 

*** 

Para bitti…

Borç aldılar…

Borçlarını ödeyemediler, devlete arsalarını sattılar…

Devletten kredi aldılar…

Ancak “çağa ayak uyduralım”, demediler…

“Yöntemlerimizi değiştirelim”, demediler…

Geri düştüler… 

***

Alt yapıdan oyuncu yetiştirmeye gerek yoktu…

O nedenle düzgün bir alt yapıları da yoktu…

Yine bildikleri yöntemde direttiler…

Parayı basamadılar, bassalar bile yanlış yerlere bastılar…

“Basarız parayı alırız topçuyu” ile olmayacağını gördüler…

Elbette geç kaldılar… 

***

Kötü gidişlerin faturası olur.

En kolay fatura da teknik direktöre kesilir…

Üçü de yine kolayı seçti, faturayı kesti…

Üçünün de hocası yok.

Yönetimleri futbolu seven ve az çok bilenlerden kurulu…

Şimdi istediği gibi transfer yapıp ilk on biri tespit edip, hangi sistemle oynayacaklarına karar verebiliyorlar…

Oyuncak onların oldu ama oynayamıyorlar, kırıyorlar…

Çünkü bu sektörde kendi alanında bir bilim…

Saygı duymak gerek.

Hobi olarak yapanların birikimleri yetmeyecek elbet… 

***

Şimdi üç büyük kulübümüze dikkatli gözle bakalım…

Taraftarların yaşadığı küçük mutlulukları hatırlayalım: 

Haberin Devamı

Beşiktaş, hocasız kaldığında alt yapı hocası Önder Karaveli’yi getirdi…

Karaveli çalışkan, güvenilir, açık sözlü, bilgili ve UEFA-Pro lisans sahibi bir hocaymış…

O hoca 17 yaşında  Emirhan İlkhan’ı Rizespor maçında ilk 11 e koydu.

Emirhan ve Önder bey Beşiktaşlıların bu yıl umut ve teselli kaynağı oldu.

Yapılması gerekeni gösterdi… 

***

Galatasaray bu yıl transferde 25 milyon Euro bonservis bedeli ödeyerek transferler yaptı.

Sezonun yıldızı Erzincan’dan bedavaya alınan Kerem Aktürkoğlu oldu.

Kerem, 32 maç oynadı. 7 gol attı, 6 asist yaptı.

Tüm takımın değeri düşerken Kerem’in değeri 11 milyon Euro oldu…

Galatasaray’a da bizlere de, yapılması gerekeni anlattı…

***

Haberin Devamı

Fenerbahçe bu yıla da “mutlak şampiyonluk” parolası ile girdi.

Yine bolca oyuncu transfer etti…

Kovulan antrenörünün getirdiği Kim ve Crespo mutlu etti.

Esas umut, 16 yaşındaki Arda Güler ile Muhammed 21 yaşındaki Gümüşkaya oldu. 

***

Bu örnekler yaşadığımız küçük mutluluklar.

Aslında bize yapılması gerekeni anlatan küçük, küçük notlar…

Ancak hepsi uzun sürekli yatırımlar.

Biliyorum bizim ülkede zor.

Yönetenlerin boynunda bir kılıç var…

“Mutlak başarı ve çok çabuk başarı” isteniyor.

Kimse ileriye yönelik yatırımlar için kredi vermiyor.

Başarı hemen gelmediğinde önce hoca, sonra başkanın kellesi isteniyor.

Bunu köpürten de medya oluyor.

Köpürttükleri suda yıkananlara sorsan, hepsi makro planlardan söz ederler. İstedikleri kelleler alındığında da timsah gözyaşı dökerler…

Haberin Devamı

Hepsi kelle isterler ama yerine geleceği önermezler…

Çünkü önerdiklerinin kellesini yine onlar isteyecektir.

İşte bu kısır döngü bizim özellikle taraftarı olan üç büyükleri kısırlaştırır. 

***

Biliyorum çözümlerin hepsini uzun vadeli gösterdim.

Sizde “bize acil çözüm lazım” diyorsunuz…

Acil çözüm istedikçe uzun vadeli çözümün vadesi daha çok uzuyor ama ne yapalım düzen bu… 

***

Önce ,“bence” diyeyim ve üç büyüklerimiz için acil çözümü yazayım.

Acil çözüm doğru hocadan geçer.

Kimsenin hayır diyemeyeceği, kariyerli, namuslu ve hedefi olan hoca yukarıda anlattığım sorunların birçoğunu çözer…

“Bu imkânlarda zor” diyebilirsiniz…

Yok arkadaş, futbolcu bütçesini kısacaksınız, en pahalı oyuncunuzdan çok daha pahalı bir hocayı alacaksınız.

Haberin Devamı

O hoca sadece paraya bakmayacaktır.

Uzun dönemli ve kapsamlı bir proje isteyecektir.

Vereceksiniz! İşine karışmayacaksınız!

Ve kim ne yazarsa yazsın, kim ne söylerse söylesin vazgeçmeyeceksiniz.

Örnek mi istiyorsunuz; işte Obradovic ve işte Fenerbahçe basket takımı…

Yıllarca büyük bütçelerle debelenip durduk, doğru hoca ile şölenler yaşadık… 

***

Bu da soyut oldu diyorsanız, kendimi biraz daha bağlayayım.

Kişileri uzaktan tanımama rağmen bir öneride bulunayım.

Beşiktaş, Önder Karaveli ile devam…

Fenerbahçe’ye Joachim Löw,

Galatasaray’a da Terim’den sonra onun gölgesini hissetmeyecek kariyer de bir hoca…

“Başka yerden kısın, hocaya verin parayı!”

Elbette uzun dönemde yapmanız gerekenleri unutmadan…

Yazarın Tüm Yazıları