TÜRK RESTORANLARINDA YENİ MENÜLER

Çağdaş bir ocakbaşı

İlk durağım Tere. Gümüşsuyu’nda yıllardır Topaz olarak hizmet veren ve ardından Rana olarak servis sunan mekân şimdi ise Tere olarak karşımızda. 10 metrelik geniş bir ocakbaşı tasarımıyla önceki dekorundan farklılaşan mekân Boğaz manzaralı modern bir ocakbaşı olarak hizmet sunuyor. Bir Gülin-Yücel Özalp ve Görkem Girav projesi olan mekândaki mezeler Hataylı şef Gökçe Eker’e ait.

Kış menüsündeki kuru meyveli enginar, bir Girit mezesi olan balkabağı sinkonta, Muğla ile özdeşmiş paşa mezesi öne çıkan lezzetlerden. Etlerden ise kuzu sırtından yapılan yağlı kara iddialı.

Mekandaki favorim ise tek kelimeyle kokoreçli pide. Yaratıcı, leziz ve halen hafif. Tatlı olarak ise önerim carpaccio inceliğinde dilimlenerek hazırlanan pancar tatlısı. Mekâna dair tek eleştirim menülerinin basım kalitesi ve içindeki İngilizce yazım hataları.

Bu arada öğrendim ki Topaz yakında yine Gümüşsuyu’nda, ama bu sefer M Gallery Otel’de hizmet vermeye başlayacakmış. İstanbul’un gastronomik hayatıyla özdeşmiş bu nostaljik mekânın tekrar hayat bulacak olması sevindirdi.

Sarayda modern dokunuşlar

Bu kış menüsü yenilenen bir diğer Türk restoranı ise Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un içindeki Tuğra.

Otelin saray kısmında yer alan mekândaki kışa özel şerbetler ve bu şerbetlerin özel bir arabayla masanıza getirilerek sunulması hoşuma gitti.

Tadım menüsü olarak deneyimleyebileceğiniz lezzetler içindeki reyhanlı çökelek peyniri, levrek ile doldurulmuş kabak çiçeği, vişne püresi ile ikram edilen levrek ve fıstık kremalı patates dolması gerçekten ilgi çekici. Tatlılardan ise nar çiçekli incir tatlısı iddialı.

Mekâna özel tasarlanan Tuğra desenli tabaklar da restorandaki diğer inceliklerden. Lakin her ne kadar tüm detaylar Osmanlı temalı bir akışta ilerlese de masaları ziyaret eden mutfak ekibinin modern kasketli kıyafetlerini biraz konsept dışı bulduğumu söyleyebilirim. Bu arada Tuğra’dayken mekânda adeta gizli bir köşe gibi duran kav odasını da ziyaret etmeniz ve Türk şarap çeşitlerini keşfetmeniz de önerim.

Sürdürülebilirlik ve Anadolu

Kış menüsüne geçiş yapan bir diğer restoran ise Seraf. Mahmutbey’de Anadolu mutfağı yemeklerini meraklılarına sunan mekânın ilk şubesi olan Vadistanbul’daki lokasyonuna uğradım.

Michelin rehberi tavsiye listesine de giren Şef Sinem Özler yönetimindeki restoran yüksek tavanlarıyla alışılagelmiş Türk restoranlarının ötesinde bir ferahlıkta.

Özellikle girişteki at heykeli ve gravürler etkileyici. Sürdürülebilirlik felsefesini Anadolu mutfağına uyarlamış şefin menüsüne gelecek olursak soğan dolması, portakallı kereviz ve mantarlı içli köfte iddialı başlangıçlar arasında.

Ana yemeklerden ise kuru incir ve kayısılı Zirva isimli kuru kol favorim oldu. Tatlılardan ise önerim incir uyutması.

Mekândan çıkışta marka ile aynı ismi taşıyan gurme market alanını ziyaret ederek Anadolu’nun farklı yörelerinden organik ürünler satın alabilirsiniz.