İstanbul’da bir prens ve prenses

Dost kara günde belli olur

Bir taraftan Japonya’nın geleneksel sakura çiçekleri, diğer taraftan Türk lalesinden kalp motifleriyle süslenen Atatürk Kültür Merkezi’nin tiyatro salonunun fuayesi, iki ülke arasındaki manevi bağı ve karşılıklı zarafeti temsil eder nitelikteydi.

1924 Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla başlayan Türkiye-Japonya arasındaki diplomatik ilişkiler, 1925 yılında Japonya’nın, büyükelçilik açmasıyla hız kazanmış.

Depremlerin yaşattığı acı günlerde birbirine destek olan Türkiye ve Japonya’nın bu dostluk ilişkisi, yıllar içinde büyük yatırımları da beraberinde getirmiş. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Marmaray gibi stratejik projelerin iki ülke iş birliğinde hayata geçmesi sağlanmış.

İşte bu tarihi dostluğun 100’üncü yılının 2024 yılı boyunca kutlandığı etkinlikler serisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından geçtiğimiz hafta AKM’de düzenlenen kapanış törenine ben de katıldım.

Türk ve Japon iş dünyasından birçok ünlü ismin bir araya geldiği törende Japonya Altes Veliaht Prensi Akishino Fumihito ve Akishino Kiko’nun salona giriş anı gerçekten heyecan vericiydi.

Altın rengi bir kimono giyen prensesin etkileyici sadeliği ve veliaht prensin takım elbisesi içindeki mütevazılığı Japon kültürüne hayranlığımı bir kez daha artırdı.

Prens Fumihito’nun konuşmasında söylediği ve Japon kültüründe de bir deyim olarak yer alan “Dost kara günde belli olur” ifadesi ise sanırım 100 yıllık bu manevi bağın özeti gibiydi.

İlklerin Japon markası

Bir diğer Japonya ve 100’üncü yıl hikâyesi ise 1924’te kurulmuş, ülkenin en eski saat markalarından Citizen’e dair.

Marka, Japonya’daki ilk su geçirmez saat, ilk ışıklı saat, ilk titanyum saat üretimi gibi inovatif ürünleri hayata geçirmiş.

Citizen’in tek Türkiye distribütörü Arıkan Time Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Arıkan’ın aktardığına göre marka 100 yıllık tarihini ve tüm bu yenilikçi adımlarını 14-16 Aralık arasında 212 Karaköy’de gerçekleşecek olan “The Flow of Time” sergisiyle sunmaya hazırlanıyormuş.

Böylesine köklü bir markayı Türkiye’de temsil etmekten büyük gurur duyduklarını belirten Arıkan, Japon kültürünü yansıtan atölye çalışmalarıyla zenginleştirilmiş serginin ücretsiz olarak saat severler tarafından ziyaret edilebileceği bilgisini de verdi.

Suşi samimiyet ister

AKM’den çıkışta Taksim CVK Park Bosphorus Otel’deki Kumiko restoranını ziyaret ettim.

Mekân samimi bulduğum suşi barıyla ilgimi çekti.

Kanımca en geleneksel suşi tadımı aslında suşiyi hazırlayan şefle konuştuğunuz, hazırlığı gördüğünüz ve hatta menü dışından bazı lezzetlere karşılıklı konuşarak karar verdiğiniz geleneksel tadımlar.

Mekânın, yerel bir seramik atölyesinde üretilen tabakları da bar kadar iddialıydı.

Menüde ise özellikle yılan balıklı suşi tarifini beğendim.

Denediğim üç farklı tatlıyı ise orijinal tariflerinden biraz uzak buldum.

Mekân, taze suşi deneyimi ve dingin bir akşam yemeği için tavsiyem.