Mahzun gözlü köpecik

*

 

Ben bu yazıyı yazarken, cani deyip geçiştiremeyeceğimiz bu işkenceci henüz bulunamamıştı. Çeşitli spekülasyonlar dönmekteydi. İş makinesi kazası olabilir denmekteydi.

 

Diyelim ki iş makinesi kazası. Diyelim ki köpeciğin kolları, bacakları ve kuyruğu muntazam düz kesiklerle bir iş makinesi tarafından biçilmişti. Hayvancağızı en yakın veterinere de mi götüremediniz?

 

*

 

Bir deÄŸil, iki deÄŸil...

 

Türlü sebeplerle kafası bozulan ve tüfeği eline alan hayvanlara nişan alıyor. Köpeğin sesinden rahatsız olan zehirleyiveriyor. Çok fazla yavruladı bu diyen, yavrucukları çuvala doldurup çöpe atıyor. Geçen hafta bir kediciğin yarısının dersini yüzmüştü bir yaratık. Uçkurunu hayvanlara çözen sapıklara hiç değinmek istemiyorum!

 

Memleketimizdeki hayvanları, insanların zulmünden korumak için yasaların net ve en sert bir şekilde yürürlüğe girmesi için neyi bekliyoruz?

 

*

 

Mesela İngiltere’de, hayvanlara eziyet edenlere beş yıl hapis, yüz yirmi beş bin lira para cezası veriliyor. Kendi ev hayvanına eziyet edenin cezasını çekmesi sonrasında bile, başka bir hayvana sahip olması da yasaklanıyor.

 

Bu cezalar, Avusturalya’da bir yıldan yedi yıla kadar hapis, yetmiş beş bin liradan sekiz yüz yirmi beş bin liraya kadar para cezası şeklinde.

 

Bütün gelişmiş ülkelerde de hayvan hakları yasaları, olabildiğince sert ve caydırıcı.

 

*

 

Yasalar hayvanları korumazsa ne olur?

 

Başı boş insanlar, yasalarla korunan insanlara yapamadıklarını, korumasız hayvanlara yapmaya başlarlar. Ruhlarının karanlığını, ezikliklerini, zavallılıklarını, sevgiden uzak geçirdikleri çocukluklarını, nefret dolu yaşamlarını bir hayvancağıza yansıtırlar.

 

Akla gelmedik, insanlığa sığmayan, kalbin, gönlün almadığı kötülükleri güçsüz bir canlıda, keyifle denerler.

 

*

 

Milletin, devletin, herkesin büyük bir ciddiyetle yaklaşması gereken bir konu bu.

 

Evet, doğru bir cümle olabilir ama ‘hayvana bunu yapan, insana da bir gün mutlaka bir şey yapar’ diye düşünerek değil tabi. ‘Hiç bir canlıya eziyet edemezsin kardeşim!’ diyerek.

 

*

 

Yasalar cezaları yağdırmazsa ne olur?

 

Başı boş caniler gücü yettiklerine işkence eder. Caniye gücü yeten de kendi cezasını verir!

 

İşte vahşi batı yaklaşımı.

 

Çaresizlikten ve iyi niyetle; köpeciğin kolunu, bacağını kesen yaratığın yakalanması için başına ödül koyanlar var. Bir çok açıdan haklılar. Ama gerek var mı?

 

Milletin acı vereni linç etme duygusunu oluşturmadan, gönüllere su serpecek cezayı almasını sağlamak gerekmez mi?

 

Caydırıcı cezalarla, niyeti bozukların ellerini ceplerinde tutması sağlanamaz mı?

 

*

 

Biz büyük bir yüzdeyle; insana, hayvana sevgisi büyük bir milletiz. Her memlekette olduğu gibi, aramızda cahiller, kötü niyetliler, zararlı ayrık otları olabilir. Bunları önce yasalarla, vicdani davranışlarımızla ve çocuktan başlayan hayvan sevgisi öğretilerimizle temizleyebiliriz.

 

*

 

Bir dönem çoluğun çocuğun yanında fosur fosur sigara içiliyordu, anımsar mısınız? Otobüste, uçakta, hastanede... Akıl alıyor mu şimdi?

 

Zamanla insanlar da uyum sağladılar, ayrık otlarına rağmen bahçeleri nispeten daha temiz tutmaya başladılar.

 

Koyarsın yasayı yürürlüğe, yapana cezasını verirsin, sert bir şekilde herkese uygularsın, bitirirsin bu işi!

 

*

 

Sadece bireysel işkenceyi değil, sektörel işkenceyi de yok edersin yasayla. Mesela faytona mı koşuyorlar bir deri, bir kemik atları? Önce yasayla yasaklarsın, sonra faytonculara alternatif gelir olanakları yaratırsın, yok dersin artık atlara yapılan bu eziyet!

 

Bilinçsiz bir şekilde fayton kuyruğunda bekleyenleri de eğitirsin. Bir kampanya yaparsın, anlatırsın. Dersin ki ‘Bak kardeşim, bu hayvanın yaşamı 20-25 yıl ama sen iki ada turu atacaksın diye bu hayvan tükeniyor. İki yılda ölüyor. Yazık değil mi?’

 

Biz çocuklarımıza eve giren karıncaları, karıncalara zarar vermeden nasıl engelleriz, korksak bile bir örümceği niye öldürmemeliyizi nasıl öğretiyoruz; onlar da bir şekilde, bir günlük keyif için atlara zarar vermemeyi öğrenir.

 

Zaman içinde insanlar uyum sağlarlar, öğrenirler. Bir gün gelir, içlerindeki hayvan sevgisini çevrelerine aşılarlar.

 

*

 

Kuyruklarını sevgiyle ve heyecanla sallayan köpeklere, huzurla mırıldanan kedilere, asil ve ihtişamlı atlara ve aramızda yaşayan her türlü hayvana; hak ettikleri en üst seviyede, insanca davranılan bir memleket özlemiyle; bayramınızı kutlarım...

 

*

 

Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam

 

anlatanadam@gmail.com