AdViral, Advergames Adverblog, Adposting...Ne lan bunlar? (*)
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
MOBİL telefonlar ve internet çıktı pazarlamaya, reklamcılığa birşeyler bir şeyler oldu. Öncelikle dili çok hızlı bir şekilde değişmeye başladı.
Viral pazarlama, advergames, adverblog, advertiment, adpodcasting, online reklamcılık. "Ama bu terimler ingilizce?" diyeceksiniz. Ne yazık ki öyle, teknolojiyi, yöntemi geliştiren zihinlere de hakim oluyor. Ya anında türkçeleştireceksiniz ya da teslim olacak en azından teknolojiyi kullanacaksınız.Yeni terimler için Türk Dil Kurumu’nda komiteler çalışadursun biz olayın pazarlamaya, reklamcılığa yansımasına şöyle bir göz atalım. Junifer Research araştırma şirketine göre GSM şirketlerinin mobil oyunlardan geliri 2004 yılında 3.1 milyar dolarmış. Tahmin edin bakalım 2009 yılında ne kadar olacak? Tam 18.5 milyar dolar..
Böyle bir gelişimin arkasında ne pazarlama ne reklamcılık duramaz. Elinde ulaşılacak hedef kitlesi olan yeni kişisel temas noktalarıyla da onlara ulaşmaya çalışıp şansını en azından bir dener. Reklam amacıyla "mobil" oyunlar yaratır (advergames) aktarılası mesajlar, etkinlikler geliştirir (viral marketing), kitap, öneri, haber kurgulayıp (adposcasting) temas noktalarına salar. Örnek vereyim. İnternette bmw.audiobooks.com sitesine girin. Orada ipodunuz için yazılmış iki adet kitap göreceksiniz. Aktarın okuyun. İki kitap da yazılmak üzere Aynı şekilde Maybelline’ın Fransa’daki sitesine girin, ipodunuzda dinleyebileceğiniz "güzellik" önerileri bulacaksınız, yükleyin, dinleyin. İki haftadır Kurtlar Vadisi, Derby ve Gilette üçgeninde yazılar yazıyorum. Hiç Gilette’in Türkiye’ye özel geliştirdiği dijital projeleri duydunuz mu? İlk örnek www.jiletgibi.com.15-35 yaş arası erkekleri hedefleyen, onlar arasında bir "cemaat duygusu" yaratmayı amaçlayan bir portal.Proje Altın Örümcek web ödülleri, komünite dalında en iyi yeni site ödülü kazandı.
İkinci örnek bir viral pazarlama örneği. Gilette bu "reklamoyunu" projesi ile jiletgibi.com sitesini bilenlerin sayısını arttırmak istiyordu. Siteye girince, ekrandaki kadınların elbiselerini uygun şekilde çıkaranlar, Gilette ürünleri kazandı. Oyunu beğenenler de arkadaşlarına "forward" edip, "sen de oynasana lan çok güzel" diye site adresini yaydılar.(bkz: www.litespell.com/misc/jiletgibi_ol_report_fin.pdf) Üçüncü örnek Gillette’in geçen yaz ikincisi düzenlenen Outdoor Challenge etkinliğine başvuruları sadece internet sitesi üzerinden alması. Katılımcılar sadece internete girerek bu etkinliğe kaydolabildiler. (bkz: www.Kendinigoster2.com) Dördüncü ve son örnek Gilette’in M3Power lansmanı için geliştirdiği bir reklam oyunu. Amaç yine viral olarak mesajı genişletmek, ürünü duyan sayısını arttırmak. Oyunda M3 yakışıklıları bir çeşit kız alama harekatındalar! www.kizarkadasiminarkadasi.com Sonuç ne peki? Sonuç şu... Gilette hala televizyonu, basını, açık havayı radyoyu reklam medyası olarak kullanmaya devam ediyor. Ama teknolojinin getirdiği yeni dijital temas noktalarını yoklamayı ihmal etmiyor. Çünkü kim ne derse desin değişimin yönü henüz belli değil. Teknoloji, web herşeyi değiştiriyor ama çoğu global firma bir kayığın içinde, bir kürekle kitle medyalarına, gazeteye, televizyona sıkı sıkı tutunuyor, diğer kürekle karşı kıyıya ulaşmak için küçük küçük dalgalar oluşturuyor. Kayık her an geri dönebilir, ileri de gidebilir. Belirsiz olan tüketici. Ne yapacağı henüz çok belli değil. Çok dikkatli olmak lazım çok. Bilgiye en fazla gereksinim duyduğumuz bir noktadayız. Araştırma yatırımlarınızı mutlaka arttırın.
(*) Sayın Başbakan’ın "Lan’ı Ulan’ı" prim yaptığına göre niye başlıkta kullandığım bir "Lan" iş yapmasın! Yaptı mı?
(Not: Gilette’in dijital pazarlama uygulamalarını gerçekleştiren Can Saraçoğlu’na sağladığı bilgiler için teşekkür ederim.)
Allah’tan başka korkusu olmayan Başbakan
BURSA’da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın türban yasağı üzerine yaptığı açıklama müthiş bir konumlandırma. Ne demiş Başbakan? "Yasaklar kalkıyor, her yeri deliyoruz, bazen komprasör gerekiyor ama olsun Allah’tan başka korkumuz yok.." Bu ne demek? Anayasa’dan korkmayız, yasalardan korkmayız, danıştay kararlarından korkmayız, MGK’dan korkmayız, Atatürk devrimlerinden korkmayız, askerden korkmayız. Neden korkarız? Sadece Allah’tan, sadece Kuran’dan. Konumlamayı görüyor musunuz? Aslında Erbakan’la Tayyip Erdoğan’ın marka özüne baktığımızda hiçbir farkları yok. Yok ama Erdoğan fark "varmış gibi yapıyor." Ama dil psikolojisi diye bir şey var. Bir an geliyor, gerçek konumu ortaya çıkarıyor.