Paylaş
Bunu yadırgayanlar var. Onlara şunları anımsatmayı bir görev bilirim:
*
Cumhurbaşkanı, başkomutandır. Bugün Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduğu için başkomutandır. Yarın başka bir isim, Cumhurbaşkanı olduğu için başkomutan olacaktır.
Bir generalin, Cumhurbaşkanı’na “Sayın Başkomutanım” demesinde yadırganacak hiçbir şey yoktur. Bir generalin, Cumhurbaşkanı’na “Sayın Başkomutanım” dememesi hali ise hem anormaldir hem de tehlikelidir.
*
Jandarma Genel Komutanı’nın “Sayın Başkomutanım” dedikten bir gün sonra emekli edilmesini dillerine dolayanlara ise şunları sormak istiyorum:
Bir generalin “Sayın Başkomutanım” demesi, lütuf nedeni mi olacaktı? “Sonuçta söylemesi gereken şeyi söylemiş” deyip geçilmeyecek mi?
*
Bazı kafalar, sivil / asker ilişkilerinde hala 90’lar kafasında.
ARDA TURAN ÖZELEŞTİRİSİNİ VERDİ
GENÇ yaşına rağmen fırtınalı bir hayat yaşadı Arda Turan.
Olayların adamı oldu. / Bar kavgasına karıştı. / Silahla hastane bastı. / Uçakta gazeteciye saldırdı. / Bilmediği konulara girdi. / Faiz politikasıyla ilgili demeçler verdi.
*
Kişisel tarihinde bunlar var Arda Turan’ın.
Hiçbiriyle yüzleşmedi doğru dürüst. Hiçbiriyle hesaplaşmadı.
*
“Yüzleşme” adlı bir belgeseli çıkmış Arda Turan’ın.
Bu belgeselde o kapanmamış hesapların hepsini tek tek kapatmaya çalışıyor.
*
Baştan sona “Ah! Ah! Ne kadar da cahilmişim abi!” tarzı yakınmalarla dopdolu bir belgesel.
“Orada yaptığım yanlıştı, şurada çok akılsızca davrandım, burada öfkemi kontrol edemedim” falan türü özeleştiriler var Arda Turan belgeselinde.
*
Bu belgeselle hayatını temize çekmiş oldu Arda Turan. Beyaz bir sayfa açtı kendisine.
*
Benden ona bir tavsiye:
Çok dikkat etsin, açtığı bu beyaz sayfayı kirletmesin.
Çünkü bir hayat, sadece bir özeleştiri belgeselini kaldırır.
HİÇ Mİ İNSAFIN YOK HASAN ABİ
HASAN Cemal, ünlü Kürt aydınlarından Tarık Ziya Ekinci’nin ölümü üzerine bir yazı yazmış.
*
99 yaşında ölen Tarık Ziya Ekinci’yle yaptığı bir sohbeti anlatıyor Hasan Cemal.
Ekinci, Kürtlerin yaşadığı acıları anlatmış, çarşıda-pazarda Kürtçe konuşulduğunda jandarmanın müdahale ettiğini söylemiş.
*
Şöyle diyor Hasan Cemal:
“(Tarık Ziya Ekinci ile sohbetimizde) içime en çok Kürt sorununun özü olan, ‘Kürtçe konuşma, jandarma gelir’ sözü dokunmuştu”.
*
“Kürtçe konuşma, jandarma gelir” sözü, insan olan herkese dokunacak bir cümledir. Hasan Cemal’e de dokunması çok normal.
*
Ancak Hasan Cemal, yazısını şöyle tamamlıyor: “Aradan çeyrek yüzyıl geçti, Kürtçe yasakları hala sürüyor.”
*
Bu cümleden ben şunu anlıyorum: “Değişen pek bir şey olmadı, Kürtçe yasakları hala sürüyor.”
E nasıl yani? Hiçbir şey değişmedi mi? Kürtçe yasakları, olduğu gibi sürüyor mu? Jandarma mı geliyor Kürtçe bir şey söylendiğinde? Kürtçeyi öğrenmenin önünde engeller mi var?
*
Devletin bir Kürtçe televizyon kanalı var. Geçen akşam açtım, mis gibi Kürtçe türküler dinledim, şahaneydi. Bunun hiçbir anlamı yok mu yani?
*
Kürtçe eğitim gibi konular, bugün tartışılan konular olabilir ama “Aradan çeyrek yüzyıl geçti, Kürtçe yasakları hala sürüyor” demek, bugüne kadar Kürtçe ile ilgili yaşanan olumlu gelişmeleri inkar etmek anlamına gelmiyor mu?
*
Hasan Cemal, neden birazcık insaflı olup “25 yılda olumlu gelişmeler de yaşandı, çok da iyi oldu” falan demiyor? Neden kaçınıyor böyle demekten?
DEM’deki dostlarının kaşları kalkar diye mi çekiniyor?
SARAY’IN ADAMI
ERDOĞAN’la siyasi mücadeleye girip başarılı olamayan her muhalif siyasetçiyi, “Saray’ın adamı” diye suçlayan tipler var.
*
Bu tiplere göre...
- Muharrem İnce, Saray’ın adamıdır.
- Meral Akşener, Saray’ın adamıdır.
- Kemal Kılıçdaroğlu, Saray’ın adamıdır.
*
Şunu yazın bir tarafa:
*
İmamoğlu / Yavaş / Özel üçlüsü, yarın öbür gün Erdoğan’ı yenmeyi başaramazlarsa...
Aynı tipler, onları da “Saray’ın adamı” olmakla suçlayacaklardır.
*
Mekanizma aşağı yukarı şöyle:
Başarırsan kralsın, başaramazsan Saray’ın adamı.
ANINDA ENGELLİYORUM
BU yazın en moda paylaşımı şu oldu:
*
“Yunan adaları çok ucuz abi. Beş kişi şarap açtık, gırtlağımıza kadar yedik içtik, aha da ödediğimiz hesap.”
*
İlk üç gün ben de destekledim bu cümleleri. Ama artık resmen fenalık gelmiş durumda.
Yiyip için ödedikleri yemek faturasını gözümüze dayayanlardan resmen gına geldi.
*
Artık kim diyorsa bunu anında engeli basıyorum.
MAYMUN ÇİÇEĞİ EVLERE KAPATIR MI BİZİ
KAPATMAYA kalkarsa işi hiç kolay olmaz.
*
- Eskisi gibi teslimiyetçi olmayız.
- Eskisi gibi “Mehmet Hocam, Ateş Hocam” diye telaşlı sorular sormayız.
- Eskisi gibi korkmayız, korkutulamayız.
- Eskisi gibi kolayca sokakları terk etmeyiz.
- Eskisi gibi iknaya açık değiliz yani.
Paylaş