Paylaş
Şunları unuttuk:
*
Oyuncular üzerinden tekel kurulması olgusu. / Dizi sektörünün en vahşi biçimde domine edilme vakası. / Sadece belli oyuncuların önünün açılması meselesi. / Menajeri Ayşe Barım olmayanların yaşadıkları çaresizliklere dair iddialar. / Serenay Sarıkaya ile Mert Demir arasındaki reklam aşkı mevzusu.
*
Bu konuların siyasal bir tarafı yoktu.
Hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun...
Sektörü az çok bilenlerin güçlü bir şekilde seslendirdikleri, arkasında durdukları iddialardı bunlar.
*
Fakat Ayşe Barım’ın Gezi’yle irtibatlandırılmasının ardından Ayşe Barım olayı, bir anda...
- “Sektördeki haksız rekabet” konusundan çıktı.
- “Gezi’nin organizatörlüğü” konusuna geldi.
*
Böylece Ayşe Barım...
- Hükümet karşıtları açısından asla eleştirilemez bir hale gelmiş oldu.
- Hükümet yanlıları açısından ise şeytanın da şeytanı haline gelmiş oldu.
*
Olan ise...
Sektörde rekabeti engelleyen mekanizmaların ortadan kalkmasını bekleyen talihsiz oyunculara oldu.
BEN SAVCI OLSAM OTELİN SAHİBİNE ŞUNLARI SORARDIM
Kartalkaya’da yanan otelin sahibi Halit Ergül’ün savcılık ifadesini Hürriyet yayımladı.
*
Savcılar, Ergül’e tam olarak hangi soruları sordular? Bilmiyorum.
Ama cevaplardan anladığım kadarıyla sorulmamış ya da yeterince sorulmamış sorular söz konusu.
*
Ben savcı olsam, ısrarla ve inatla otel sahibine şu soruları sorardım:
*
- 40 gün önce Bolu İtfaiyesi’ne yangın raporu için başvurmuşsunuz. Neden böyle bir rapora ihtiyaç duydunuz?
*
- Bolu Belediyesi, yaptığı denetimde otelinizin yangın açısından felaket durumda olduğunu saptadı. Felaket durumu düzeltmek için neden hiçbir adım atmadınız?
*
- Hiçbir önlem almadan oteli işletmeye nasıl devam ettiniz? Bunu vicdanınıza nasıl sığdırdınız?
*
- O itfaiye raporunun gereğini yerine getirmeyerek 78 kişinin ölümüne neden oldunuz. Bir katliama imza attığınızı düşünüyor musunuz?
*
- Bolu Belediyesi’nin verdiği rapor nasıl sumen altı edildi? Bu işte kimler rol oynadı?
*
- Bolu Belediyesi’nden olumsuz rapor alınca hangi kurumun kapısını çaldınız? Nereye başvurdunuz?
*
- Olumlu rapor almayı başardınız mı? Başardıysanız olumlu raporu hangi kurumdan aldınız?
*
Otel sahibinin bu sorularla muhatap olması şart.
*
Bir itfaiye teşkilatı, faciadan 40 gün önce bu adama, “Senin otelin yangına karşı hiçbir hazırlık yapmamış” dediği halde bu adam hiçbir şey yapmamış.
*
Poliste, savcılıkta, mahkemede...
Sorular, bu gerçeklik üzerinden sorulursa...
Bu adamın kıpırdayacak hiçbir yeri kalmaz, 78 kişinin ölümünün baş sorumlularından biri olmaktan kaçamaz.
CHP İMAMOĞLU’NUN ADAYLIĞINI İLAN EDERSE
- İmamoğlu rahatlar.
- Muhalif taban, “Yaşasın, içimize sinen bir adayımız oldu” der.
- Özgür Özel, şapkadan tavşan çıkartacakmış gibi davranmaktan kurtulur.
- Kemal Kılıçdaroğlu biraz sinir olur ama yapacak pek bir şey bulamaz.
- Mansur Yavaş’ın ne yapacağı görülmüş olur.
- İmamoğlu, biraz daha korunaklı bir alana çekilir.
- Ortalık karışırsa toparlama için uzun süreden faydalanılır.
*
Kısacası ben CHP’nin yerinde olsam İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan ederim.
200 BİN KONUT
Deprem bölgesinde tamamlanıp sahiplerine teslim edilen konut sayısı 201 bin oldu.
*
Yetkililer söz veriyor:
“Bu yıl biterken kalan 250 bin konutu da teslim edeceğiz.”
*
Buradan çıkan sonuç şudur:
Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı seçerek süper rasyonel bir karar vermişler.
BÜLENT ARINÇ ZİRVE EDEBİYATIYLA HANGİ MESAJI VERMEK İSTİYOR
Bülent Arınç demiş ki:
*
“İnsanlar zirvedeyken siyaseti bırakmalı.”
*
Bülent Arınç, muhtemelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a söylüyor bunu.
*
Bülent Arınç’ın durumuna bakıyoruz:
- Zirvede değil.
- Zirvenin bir altında değil.
- Zirvenin üç altında değil.
- Zirvenin z’sinin kıyısında bile değil.
- Zirvenin kilometrelerce uzağında.
*
Buna rağmen “susayım, oturayım, kenara çekileyim” falan demiyor.
Habire konuşuyor.
Habire iktidarla kontrollü zıtlaşıyor.
Habire küçük yaramazlıklar yapıyor.
*
Hepimiz biliyoruz ki:
Bülent Arınç, aslında zirvedekinin böğründe bir yerlerde olmak istiyor.
*
Yine hepimiz biliyoruz ki:
Zirveden bugün kendisine “Gel Bülent Abi! Bakan ol, başkan ol, şu ol, bu ol” falan dense koşa koşa gidecek.
*
Peki niye böyle yapıyor Bülent Arınç?
Neden zirvedekine “Zirvedeyken siyaseti bırakmalı” diyor.
*
Neden diyecek?
Zirvedekinin dikkatini çekmeye çalışıyor.
*
Vermek istediği mesaj gayet net:
“Hey zirvedeki! Beni gör! Ben burada boşum.”
*
Zirvedeki kendisini bir görse...
İşte o zaman başlar...
“Zirvedeyken siyaset bırakılır mı? Tam da büyük bir deneyim kazanılmışken... Aman Sayın Cumhurbaşkanımız. Sakın bizi bırakmayın. Allah sizi başımızdan eksik etmesin” falan demeye.
Paylaş