Paylaş
İKİ
87 KIŞI, bir daha tekrarlanmayacak.
ÜÇ
TÜRKİYE’NİN DENGE POLİTİKASI, başına bir iş açmayacak.
DÖRT
AYÇİÇEĞİ YAĞI, hepimize yetecek.
BAŞKA HİÇBİR ÜLKEDE OLMAZ
KARTOPU savaşından silahlı çatışma çıkarmak...
Başka hiçbir ülkede olmaz.
RAHAT OYNA KOÇUM
HASIMLARIMDAN birisi yazmış bana.
Şöyle demiş:
*
“Senin gazeteciliğinden nefret ediyorum diye yazsam hoşuna gider mi?”
*
Cevap verdim kendisine:
*
“Nefret edebilirsin koçum. Rahat oyna.”
ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU DAVOS GİBİ BİR ŞEY OLDU
BİRİNCİSİ geçen yıl düzenlendi.
İkincisi ise bu yıl.
*
Birincisi de bayağı sükse yapmıştı.
Ancak bu yılki bambaşka oldu.
*
Savaşan tarafların bir araya gelmesi, Antalya Diplomasi Forumu’nu star yaptı.
*
Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarının buluşması, o denli baskın bir olay haline geldi ki...
Normalde bayağı patırtı koparacak olan Ermenistan ve Türkiye dışişleri bakanlarının buluşması bile geride kaldı.
*
İki yıllık performansın ardından değerlendirmem şudur:
Yeni bir Davos doğuyor Antalya’da.
*
Bu büyük organizasyonda emeği geçen Türkiye Hariciyesi’nin her bir ferdine en derin şükranlarımı iletirim.
AH TOMMY AH
ÇEYREK asırdır Teşvikiye Halk Cumhuriyeti’nin tam göbeğinde, The House Café’nin önünde yatardı Tommy.
*
Sadece kâğıt toplayıcılarına tepki göstermek türünden seçkinci bir tavrı olsa da genelde her şeye karşı aşırı kayıtsızdı. Hayatı kaldırımda uyumakla geçerdi.
Yanından büyük bir gürültüyle koca bir hayat akardı, fakat Tommy’nin umurunda bile olmazdı o hayat.
Sanki eşsiz sakinlikte ve süper bir konfor içindeymiş gibi serilirdi kaldırıma...
Uyurdu, uyurdu, uyurdu.
Üzerinden atlayarak geçenlere, otomobillere, korna seslerine, yağmura, kara falan... Zerre kadar aldırış etmezdi.
*
Öyle şişman, öyle hareketsiz, öyle hasta bir görüntüsü vardı ki...
15 senedir her gördüğümüzde “Ölecek galiba” diyorduk.
Ölmedi.
Ölmediği gibi yıllarca yaşadı bizim bu saptamamıza inat.
Her gördüğümüzde “Merhaba Tommy” diye selamlardık kendisini...
İnadına yaşamaya olan sonsuz inancımızla.
*
Ve geçenlerde öldü Koca Tommy...
Teşvikiye Meydanı, artık onsuz fena eksik.
Bizdeki eksiklik duygusunun ise...
Tarifi mümkün değil.
ANNEM DUYSA NE DERDİ
ELON Musk’ın eski eşi, Elon Musk’la ilgili inanılmaz pintilik öyküleri anlatmış.
Eski eşe göre Elon Musk, resmen yoksulluk sınırının altında yaşıyormuş.
*
Mesela birlikte yaşamaya başladıklarında eve yeni yatak almak yerine...
“Sen kendi yatağını getirsene” demiş Elon Musk.
*
Mesela sekiz gün üst üste sadece fıstık ezmesi tüketirmiş.
*
Annem bütün bunları duysa şöyle derdi:
*
“Elâlem işte böyle zengin oluyor.”
SEKTER ÇOK TEŞEKKÜR EDİYOR HINCAL BABA
AYŞEN İnci, bir öykü kitabı yazdı.
Çok yaratıcı bir formatla...
“Kediler sahiplendiklerini anlatıyor” yaklaşımıyla yazılmış öyküler.
Hepsi çok farklı, çok güzel, çok kedici... Kitabın adı da “Pisi-kolojik Öyküler”.
*
İşte bu öykülerden biri de bizim Sekter’in dilinden kaleme alınmış. O kadar iyi yazılmış ki Sekter’in öyküsü, Sekter bile kendisini bu kadar güzel anlatamazdı.
*
Hıncal Baba, işte bu uzun öyküyü dün köşesinde okurlarıyla paylaştı.
*
Sekter öyle memnun kaldı ki...
Evdeki köşesine çerçeveletip asacak.
ZAMAN YOLCULUĞUNDAN ÇEKİN ELİNİZİ ARTIK
HAFTA sonu biraz filmlere, dizilere takılayım dedim.
*
Tesadüf bu ya...
Açtığım filmlerin, dizilerin teması zamanda yolculuktu.
*
Fakat nasıl kötüler, nasıl berbatlar, nasıl yaratıcılıktan uzaklar, nasıl tekrara düşmüşler, nasıl kabızlar...
Anlatamam.
Öfkeyle terlik fırlattım ekrana...
*
Sonra?
Sonra hemen açtım zamanda yolculuk temasının anası, babası, atası sayılan “Geleceğe Dönüş” serisinden birini...
Oh be! Bütün öfkem geçti.
Paylaş