Tanıtımdan notlarım

İzmir’de önceki gün AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hamza Dağ’ın lansmanı vardı.

Dağ, ‘Eşsizmir’ adıyla 11 başlık altında (ulaşılabilir İzmir, sosyal belediyeciliği ile eşsiz İzmir, çevre altyapısıyla eşsiz İzmir, dönüşümüyle eşsiz İzmir, turizmiyle eşsiz İzmir, eğitim ve istihdamıyla eşsiz İzmir, akıllı şehircilik, sağlık altyapısıyla eşsiz İzmir, tarımıyla eşsiz İzmir, spor altyapısıyla eşsiz İzmir, kültürüyle eşsiz İzmir) topladığı projelerini açıkladı.

“İzmir için, sadece İzmir’in mutlu yarınları için yeni bir hikâyeyi hep birlikte yazacağız.

Ne bizim, ne de İzmirlilerin, İzmir’in sorunlarını konuşmaya ayıracak bir dakikası dahi yok” dedi.

Animasyon gösterimi eşliğinde sunulan projeler arasında en dikkatimi çekenler İzmir Körfez Geçişi, yeni çevre yolu, Karabağlar-Gaziemir Metrosu, Karşıyaka-Konak Tramvayı, Halkapınar-Otogar ve Bergama-Kınık İZBAN hattı, her mahalleye doğalgaz, suda yüzde 50 indirim, ulaşımda 90 dakika uygulamasına dönüş oldu.

Ama bu yazıda projelerin ayrıntılarına girmek yerine lansman notlarımı paylaşmak istiyorum.

* Uzun zaman sonra Balçova yerine kentin merkezinde bir otel tercih edilmiş.

* Lansmanın yapıldığı toplantı salonu ve fuaye alanında en ince detay dahi düşünülmüş.

* Asansörden inen konuklar için karşılama müziği olarak klasik müzik seçilmiş.

* İkram olarak İzmir’le özdeşleşmiş gevrek, boyoz, Bergama tulum peyniri ağırlıklı menü hazırlanmış.

* Toplumun her kesimini kapsayan davetli listesi oluşturulmuş.

* Hamza Dağ, dersine çok iyi çalışmış.

* Bu kente olan sevdası adeta tüm vücut diline yansımış.

* Konuşmaları, İzmir’i kılcal damarlarına kadar tanıdığı ve sorunları bildiği izlenimi veriyor.

* Tanıtım argümanlarında figür olarak seçtiği, İzmir ve Ege’nin simgesi asırlık zeytin ağacı ile geleceğe dair verdiği iyi niyet mesajı ise çok anlamlı.

///

Kadın eli değecek

BU seçimin bence en renkli yarışı İzmir Konak’ta olacak.

Zira, 3 kadın aday birden yarışacak.

Ki bunlardan 2’si daha önceden açıklanmıştı.

AK Parti tercihini milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’dan yana kullanırken, CHP Nilüfer Çınarlı Mutlu’da karar kılmıştı.

Şimdi bu iki isme Huriye Serter eklendi.

CHP eski Milletvekili Bedri Serter’in eşi, Girişimci İş Kadınları Federasyonu (GİFED) Kurucu Başkanı Huriye Serter, sürpriz yaparak İYİ Parti’nin Konak adayı oldu.

Huriye Serter’i, İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) Başkanlığı’ndan beri tanırım.

O, tam bir boğa kadını.

Öyle ki bir şeyi yapmayı kafasına koyduysa birinin onu tutması neredeyse imkansız.

Müthiş sabırlı, asla pes etmeyen bir yapısı var.

Hem çok çalışkan, hem de çok sosyal.

Hep yeninin, daha iyinin ve değişimin peşinde koşan...

Çevresindekilerin gücünü ortaya çıkarmak için çabalayan, projeler üreten…

“Ben değil, biz” diyen, ekip ruhuna, takım çalışmasına inanan bir kimlik.

Keza, AK Partili Ceyda Bölünmez Çankırı da CHP’li Nilüfer Çınarlı Mutlu da benzer özelliklere sahip adaylar.

Demem o ki Konak özelinde 3 güçlü ve enerjik kadının yarışacağı bir seçimle karşı karşıyayız.

Şimdiden İzmir’e, Konak’a hayırlı ve uğurlu olsun!

///

İşini ‘aşk’la yapmak

SALI günü özel bir etkinliğe davetliydim.

Metro Türkiye’nin, İzmir Urla Kuşçular’da 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel olarak düzenlediği ‘Şefin Malzeme Aşkı’ konseptli yemeğe katıldım.

Şef Ozan Kumbasar ve eşi Seray Kumbasar’ın ev sahipliğinde Michelin Yıldız’lı Vino Locale’de gerçekleşen bu özel buluşmada malzemelerin şeflerin ellerinde tutkuyla işlendiğinde nasıl bir lezzete dönüştüğüne şahitlik ettim.

‘Aşk’ın her halinin konuşulduğu organizasyonda aynı zamanda yerel, coğrafi işaret tescilli ürünler ve sürdürülebilir üretim konusunda da bilgi sahibi oldum.

CEO Sinem Türüng, Metro Türkiye'nin faaliyetlerine başladığı ilk günden itibaren Türk mutfağına duyduğu aşkla çalışmalar yürüttüğünü anlattı.

“Dünyanın en iyi ve en köklü mutfaklarından biri olan Türk mutfağını değerleriyle birlikte korumak, geleceğe taşımak ve şefleriyle birlikte dünyada hak ettiği yere gelmesini sağlamak amacıyla çalışıyoruz.

Yerele, çevreye ve topluma saygı, üreticinin ve ürünün sürdürülebilirliği en önemli önceliğimiz.

Şeflerin bu ürünlere olan tutkusu ise ortak tutkumuz.

Türk mutfağının benzersiz lezzetlerini ve yemek kültürünü, uluslararası gastronomi sahnesine taşıyan şeflerimize destek olmaktan her daim gurur duyuyoruz” dedi.

Evet, Türk mutfağı gibisi yok!

Anadolu’nun hangi köşesine giderseniz gidin birbirinden harika lezzetler sizi bekliyor.

Bu zenginliğin artık gastronomi turizmine dönüşmesinin, pastadan daha fazla pay alınmasının zamanı.

Bu konuda emek harcayanlara kocaman teşekkürler.