Paylaş
Daha önce CHP İzmir Çiğli’de, örgütten gelen tepkiler üzerine, Uygar Yıldırım’ın yerine Onur Emrah Yıldız’ın aday yapıldığını yazmış….
“İkisini de tanımam etmem.
İsimlerini ilk kez adaylık sürecinde duydum.
Ama bu işler böyle olmamalı diye düşünüyorum.
Zira bir ismi ‘Adayımız’ diye açıkladıktan sonra şu ya da bu nedenle ‘Vazgeçtim’ demek bence öncesinde ödevinize iyi çalışmadığınız anlamına gelir” demiştim.
Şimdi aynı şey Karaburun’da yaşandı…
29 Ocak’ta toplanan Parti Meclisi’nde ismi açıklanan Nurşen Balcı’nın yerine son anda mevcut başkan İlkay Girgin Erdoğan yeniden aday gösterildi.
Balcı’nın yazılı açıklamasından öğrendik ki kendisine adaylıktan çekilmesi karşılığında Karşıyaka Belediyesi'nde başkan yardımcılığı veya Büyükşehir Belediyesi'nde üst düzey bir görev teklif edilmiş.
Nurşen Balcı, teklifleri reddetmiş, adaylıktan çekilmeyi de kabul etmemiş.
Ama sonuç olarak geçtiğimiz perşembe günü Genel Başkan Özgür Özel’in de katılımıyla yapılan aday tanıtım toplantısında sahneye çıkan o değil, Erdoğan oldu.
Giriş cümlemi tekrarlıyorum.
“İkisini de tanımam etmem.
Ama bu işler böyle olmamalı.
Zira bir ismi ‘Adayımız’ diye açıkladıktan sonra şu ya da bu nedenle ‘Vazgeçtim’ demek bence öncesinde ödevinize iyi çalışmadığınız anlamına gelir.”
Aday listelerinin YSK’ya son teslim günü olan 20 Şubat saat 17.00’ye kadar başka sürprizler olur mu?
Dersine çalışmayıp her itiraza kulak kabartıyorsan, neden olmasın?
///
Aday gösterilince iyi gösterilmeyince kötü mü?
GEÇTİĞİMİZ perşembe günü…
CHP’nin İzmir belediye başkan adayları tanıtım toplantısının yapıldığı Mavişehir’deki Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu tek kelimeyle tıklım tıklım.
Dolayısıyla kim var kim yok görmek neredeyse imkânsız.
Kulaktan kulağa yayılan bilgilerden öğreniyoruz ki yeniden aday gösterilmeyen Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yok.
Soyer, Genel Başkan Özgür Özel’i Adnan Menderes Havalimanı’nda karşılamaya gitmediği gibi salona da gelmemiş.
Sadece o mu?
Tunç Soyer’in halefi Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ve yerlerini koruyan 3 ismin dışında hiçbir başkan yok.
Görünen o ki hepsi parti yönetimine bu tercihten ötürü tavırlı.
Kimi kırgın, küskün ama çoğunluğu kızgın ve öfkeli.
Özel’in bu konuyla ilgili bir soru üzerine değerlendirmesi şöyle:
“Partililik aday olmayınca küsmek, kaçmak, başka yere gitmek, rakip gördükleri ve gelseler İzmir'in iliğini sömürecek partilere katkı sağlamak değildir.
Particilik aday olduğun güne kadar iddianı korumak, aday olamadığı noktada da kent için, parti için çalışmaktır.”
Bunun geçmişte sayısız örneği var.
Sevgili meslektaşım Mustafa Yılmaz, Egeli Gazete’deki köşesinde mini bir hatırlatma yapmış:
“Yıl 2014…
Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır aday gösterilmemişti.
Sındır Bornovalıların değil, tüm İzmirlilerin sevdiği ve başarılı bulduğu bir başkandı.
Etrafındaki bazı işgüzarlar DSP’den aday olmasını istedi.
Ama o partisini terk etmedi, çalışmaya devam etti, ön seçime girdi.
Önce İzmir milletvekili, sonra da kendisini Bornova Belediye Başkan adayı göstermeyen partiye genel sekreter oldu.
Yıl 2019...
PM bu kez Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’yı aday göstermedi.
Atila da yine sadece Bornovalıların değil, tüm İzmirlilerin sevdiği ve başarılı bulduğu bir başkandı.
Onun çevresindeki bazı işgüzarlar da başka partilerden aday olmasını önerdi.
O da o işgüzarları dinlemedi, partisi için çalışmaya, üretmeye devam etti.
2024’te CHP’den Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı oldu, yine aday gösterilmedi, yine küsmedi, Cemil Tugay’ın pek çok programında yanında yer aldı.
CHP PM aynı yıl İzmir Büyükşehri Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu da bir kez daha aday göstermeme kararı aldı.
Kocaoğlu da ayrılmayı aklına bile getirmedi, partisi için var gücüyle çalıştı.”
Şimdi bakıyoruz da yeniden aday gösterilmeyenlerin kimi istifa ediyor, kimi tanıtım toplantısına katılmıyor, kimi halefinin yanında yer alıp destek vermiyor, kimi başka partiye ya da bağımsız olarak eski partisine rakip olma hazırlığı yapıyor.
Peki, partililik sizce hangisi?
Benim fikrim belli ama yorumu size bırakıyorum.
Paylaş