Paylaş
Amma koşturdu be kardeşim.
Bu da bir sanat!
Erkeği peşinde koşturma sanatı.
Ben bunu da yazayım bir kere.
Bana kadınlar evlenmeye dünden hazır gibi geliyor.
Daha çocukluktan ellerindeki oyuncak bebekle evcilik talimi yapıp hazırlanıyorlar.
Ben elimdeki iki tekerli her alete vın vın yaparak büyüdüm.
Sanki hayat iki vınlık bir sorumlulukmuş gibi!
Başka derdim yoktu.
Bu araba kaç basar, o araba kaç model en iyi onu bilirdim.
Çocuktuk işte.
Bir de Tommiks Teksas.
Kadın dediğin, aşk ve seks dediğin her şey kara çizgilerden ibaretti bizim çocukluğumuzda.
Aklımız hız ve beygir gücü ile haşır neşirdi.
Öyle derde böyle adamlar olduk.
Hala hızlı karı tavlıyoruz, beygir gibi koşturmak istiyoruz.
Utanç verici olduğunu kabul etmeliyim.
Sorumluluk nedir ve nasıl hem aile babası olan hem de kadın ruhundan anlayan adamlar olacağız konusunda pek iyi yetiştirilmediğimizi düşünür oldum.
Biz mahallede araba bilgisi konuşturup bilye ıskalarken, kızlar oyuncak bebeklere piknik yaptırıp aramızdan kendilerine uygun baba seçerlerdi.
Biz çocuk adamlardık, onlar olgun kadınlar.
Kızın o yaşta oyunda bile derdi; hem çocuğu besleyip hem de evi geçindirecek doğru adamı bulmaktı!
Benim ve arkadaşlarımın derdi;
VIN VIN!
Bu hikayenin birinci kısmı.
İkinci kısmı şu;
“Erkek adam yemek yapmaz, erkek adam masa toplamaz, erkek adam karı kız karşısında eğilmez!” nutukları veren “odun” gibi babamın karşısında, dimdik duran “dal” gibi bir annem vardı.
Annem, babama inat; “Erkek adam masa da toplar, yemek de yapar, söküğünü de diker oğlum!” diyerek nasihat verirdi.
İyi yapmış.
Alan memnun!
Adam
Paylaş