Paylaş
1. Şaibeli kurultay iddiası üzerine başlayan yargı süreci derinleşerek devam ediyor. Bu işin sonunda CHP kurultayı iptal edilebilir. Yeniden olağanüstü bir kurultay gündeme gelebilir.
2. Özgür Özel dün CHP Grubu’nda yaptığı konuşma ile Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını ilan etti. Bu saatten sonra CHP üyelerinin katılımıyla yapılacak olan önseçimin bir anlamı kalmadı. Özgür Özel hem CHP üyelerinin iradesine saygısızlık yaptı hem de Genel Başkan olarak taraf oldu. Mansur Yavaş’ı gözden çıkardığını gösterdi.
3. İlk kez üstü kapalı olarak Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı. “Çukur” gibi çirkin bir benzetmeyle suçladı.
Şimdi CHP kulislerine eğilip gelişmelere bakmakta fayda var.
KUMPAS, ŞAİBE
CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, kaset kumpasıyla tasfiye edildi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise şaibeli bir kurultayla devrildiği anlaşılıyor. Vay CHP’nin haline. Atatürk’ün partisini ne hale düşürdüler.
ÖZGÜR ÖZEL’İN ALGI OPERASYONU
‘CHP kurultayı ile ilgili iddialara Özgür Özel’in yanıtı ne olacak?’ diye grup toplantısındaki konuşmasını izledim. “CHP’ye karşı kirli bir plan içindeler” dedi. Oysa bu iddiaları dile getirenlerin hepsi CHP’li. Şaibeli kurultay iddiasına sahip çıkan CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’de önemli görevlerde bulunan Akif Hamzaçebi, Muş eski Gençlik Kolları Başkanı Erkan Çakır ve İzmir delegesi Hatip Karaaslan.
ÇİRKİN BENZETME
Özgür Özel doğrudan Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef almıyor. Ama dün kurultayda şaibe iddiaları üzerinden Kılıçdaroğlu’na saldırdı. “Varsa onların içeriden işbirlikçileri, Tayyip Erdoğan’ın çukuru sizin de yerinizdir” dedi.
Bu sözlerin adresi doğrudan Kemal Kılıçdaroğlu. Çünkü CHP Genel Merkezi’nde bu işlerin arkasında Kılıçdaroğlu’nun olduğu kanaati hâkim. Özgür Özel bir dönemler önünde el pençe divan durduğu Kılıçdaroğlu’nu çukura gönderdi.
DARBE MİYMİŞ
Özgür Özel yaşananları darbe girişimi olarak değerlendirdi. Kime karşı? İsterseniz önce konuşmasını vereyim sonra yorumlarız.
Özgür Özel, “Yapılanlar bir sonraki cumhurbaşkanına darbe girişimidir. Biz bu darbeye teslim olmayız. Önseçim yapmayalım diye partimizin yönetimine göz dikenlere teslim olmayız” diye konuştu.
İMAMOĞLU’NU İLAN ETTİ
CHP’de daha önseçim yapılmadı ama Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etti. Zaten Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu’nun planı buydu. Özgür Özel ile Ekrem Imamoğlu’nun Mansur Yavaş’a kurdukları kumpas ortaya çıktı. Bu, CHP üyelerinin iradesine saygısızlık değil mi? Bu, Mansur Yavaş’ı göz göre göre harcamak değil mi? O zaman önseçim yapmayın. Zaten bu saatten sonra önseçimin anlamı kaldı mı?
İDDİALAR CİDDİ
Oysa CHP kurultayına ilişkin iddialar ciddi. Özgür Özel, ‘bu iş darbe girişimidir’ diye yargıdan kaçamaz. CHP İzmir delegesi Hatip Karaaslan savcılığa verdiği ifadesinde, kurultay için geldiği Ankara’da, Radisson isimli otelde M.K ile yaptığı görüşmeyi anlatıyor. M.K’nın, “Ben 1 milyon Türk lirası alacağım. Ayrıca 6 tane kurultay delegesi bana bağlı. Onların her biri için de ayrı ayrı üç yüz bin Türk lirası alacağım” dediğini iddia ediyor.
RÜŞVETİN BELGESİ OLUR MU
Ünlü Civangate davasında işinsanı Selim Edes, Emlak Bank Genel Müdürü Engin Civan’a “Rüşvetin belgesi olur mu p...venk” demişti. O nedenle para karşılığı oy kullandığı iddia edilenler mahkemede bunları reddedebilirler. Ama iddialar başka delillerle ispatlanırsa CHP kurultayının iptaline karar verilebilir.
CHP’DE ANKARA-İSTANBUL SAVAŞI
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş arasındaki ilişkiyi “Abi-kardeş” ilişkisi gibi gösterince, Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Ekrem İmamoğlu için “Baba-oğul gibiyiz” dediğini hatırlatmıştım. Kemal Kılıçdaroğlu en büyük darbeyi “oğlum gibi” dediği Ekrem İmamoğlu’ndan yemişti. Ondan sonra da “Sırtımda hançerlerle dolaştım” dedi. İmamoğlu tarafından ihanete uğradığını itiraf etti.
Benzer bir süreç Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş arasında patlak verdi.
EKİPLER SAVAŞI BAŞLADI
21 il belediye başkanının Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olması için çağrı yapması savaşın başlangıcı oldu. Kılıçlar çekildi. Ankara’nın 9 ilçe belediye başkanı cumhurbaşkanı adayımız Mansur Yavaş diye paylaşımlar yaptılar.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasındaki cumhurbaşkanlığı mücadelesinin adını da birinci Ankara-İstanbul savaşı koymakta yarar var.
ORGANİZE İŞLER
İşareti TÜSİAD verdi. Arkasından küresel ortakları devreye girdi.
TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras’ın iktidarı hedef alan çıkışının yankıları sürerken, her karışık dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldıran kapakla çıkan İngiliz The Economist dergisi devreye girdi.
The Economist, TÜSİAD’la aynı dili kullandığı yayınında doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef aldı. Küresel güçlerin operasyon aracı olan İngiliz dergisi cumhurbaşkanlığı seçiminde de “İçten bir şekilde Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz” diye yayınlar yapmıştı. Ama İngiliz çocuklarının istediği değil bu milletin evlatlarının dediği oldu. Küresel saldırı bununla da kalmadı. Ülkelere danışmanlık yapan Steve Hanke devreye girdi. Devam eden yargılamalar üzerinden Erdoğan’a saldırdı.
KÜRESEL BAĞLANTILAR
TÜSİAD’ın küresel bağlantılarının çok güçlü olduğunu biliyoruz. Ama bu sadece ticari işbirlikleri üzerinden yürüyen bir ilişki değildir. Küresel sermaye, TÜSİAD üzerinden iktidarlar yıkmış, iktidarlar kurmuştur. Çünkü onlar bir dönem çok güçlü olan askeri vesayetin ortaklarıdır. Güçlü generaller üzerinden operasyon yapmayı severlerdi.
ABDULLAH GÜL’E SORULAN SORU
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olduğu dönemde BM Genel Kurulu nedeniyle bulunduğu ABD’deki temaslarını izlemiştim. TÜPRAŞ’a yüklü miktarda ceza kesildiği bir dönemdi. Mustafa Koç’un koltuğunun altına dosyaları alıp FETÖ’yle görüşmek için Pensilvanya’daki otelde randevu beklediği dönemlerdi. Abdullah Gül, Türkiye-ABD İş Konseyi Toplantısı’na katılmıştı. ABD tarafından üç işinsanı söz aldı. Üçü de sözleşmiş gibi konuşmalarına, “Bizim Rahmi Koç’un şirketine neden ceza kestiniz?” diye başlamıştı.
O zaman daha iyi fark ettim; TÜSİAD üyelerinin küresel sermaye ile ilişkilerinin sadece ticari ortaklıktan ibaret olmadığını.
ONLAR VURDUKÇA
TÜSİAD ve küresel ortakları saldırdıkça Erdoğan güçleniyor. Onlar saldırdıkça Erdoğan’ın doğru işler yaptığını anlıyoruz. Boşuna dememişler, “Düşmanın oklarını takip edin. O sizi hak ehline götürür” diye.
Paylaş