HABER

Bakan Tunç: Telefon görüşmesini izin almadan yayınlarsanız suçtur

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘Bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesini izin almadan yayınlarsanız suçtur. Gazetecilik faaliyeti ile kimse gözaltına alınmaz.’ dedi.

AK Parti TBMM Grup Toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tunç, gazetecilerin gözaltına alınmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gazetecilik faaliyeti ile kimsenin gözaltına alınmadığını belirten Tunç, "Hepiniz gazetecisiniz, ülkemizde basın hürdür, düşünce, ifade hürriyeti alabildiğine geniştir, gazeteciler de dokunulmaz değildir. Bir suç işlendiğinde savcılık devreye girer." dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın gazeteciler hakkında başlattığı bir soruşturma olduğunu, gazetecinin bilirkişi ile yaptığı iddia edilen telefon görüşmesini onun rızası olmadan yayınladığını anımsatan Tunç, "Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 132 ve 133. maddeleri, haberleşmenin gizliliğini ihlaldir. Bir kişiyle görüşme yaptığınızda o görüşmeyi karşı tarafın rızası olmadan yayınlarsanız, TCK, bunu suç olarak tanımlamıştır. Dolayısıyla da bu iddia nedeniyle başlatılan bir soruşturma." diye konuştu.

TCK'nın 277. maddesi kapsamında "Bilirkişiyi etkileme" suçunu içeren bir iddia olduğunu aktaran Tunç, soruşturmanın sonucunu bekleyeceklerini belirtti.

ÖZGÜR ÖZEL'E "ACININ ÜZERİNDEN POLEMİK" ELEŞTİRİSİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Kartalkaya'daki otelde çıkan yangın sonrası yaptığı açıklamaları esefle karşıladığının altını çizen Tunç,"Kartalkaya'da 78 canımızı kaybettik. Büyük bir facia. Milletçe derinden sarsıldık. Bu acının üzerine polemik yapmak, gerçekten çok çirkin. 'Burada sorumlular kimse, bu faciaya neden olanlar kimse, ucu nereye dokunursa dokunsun, yargı önünde hesap verecek' diyoruz. Onlar ise 'ucu bize dokunmasın' diyor. Arada böyle bir fark var." ifadelerine yer verdi.

Tunç, olaya ilişkin, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden (İTÜ) 7 akademisyen ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nden bir idare hukuku profesörünün görevlendirildiğini dile getirerek, yönetmelik, mevzuat ve kanunların belli olduğunu, olayda kimin ihmali varsa yargının değerlendireceğini söyledi.

Türkiye'nin bu konudaki en yetkin akademisyenlerinin, İTÜ Afet Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık, İnşaat, Elektrik ve Elektronik, Kimya Mühendisliği Fakültesindeki uzmanların yerinde incelemelerini tamamladığını anlatan Tunç, şunları kaydetti:

"Bilgi, belgeler, bütün dijital materyaller kendilerine takdim edildi. Savcılık makamına raporlarını ulaştırdıklarında tüm gerçek ortaya çıkacaktır. Burada makamı ne olursa olsun, hangi kurum olursa olsun, burada gerek sivil, gerek kamu görevlisi bu konuda soruşturma izni talepleri de savcılık tarafından gerçekleştiriliyor, soruşturma genişletilerek devam ediliyor. Burada 78 canımızı kaybettik, acısı yüreğimizde yanıyor. Ailelerin acısı çok taze. Dayanılır gibi değil. Hep beraber Bolu'ya gittik. O acıyı birlikte yaşadık. Dolayısıyla bu acıyı milletimize yaşatanlar, kimse, hangi makamdaysa, hesabını yargı huzurunda verecek."

Bakan Tunç, bundan hiç kimsenin şüphe duymaması gerektiğini vurgulayarak, konunun takipçisi olacaklarını belirtti.

Rapor üzerine yaptığı açıklamaları farklı şekilde değerlendirenlerin olduğunun altını çizen Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Savcılık makamına ibraz edilmemiş, imzasız bir metnin hukuki bir değeri olmaz. O yüzden 'korsan' ifadesini kullandım. Onun eline onu kim tutuşturmuşsa, savcılığa vereceğine, gidip oraya vermişse onun hukuki bir değeri olmaz. Konunun uzmanları, teknik detayları en ince ayrıntısına kadar inceleyecekler. Burada kimler sorumluysa hep beraber göreceğiz. Yargı, şeffaf şekilde işleyecek. Zaten rapor ortaya çıktığında kimin hangi yönetmelik, mevzuat gereğince hangi fiillerde ihmali olduğu tüm detayıyla kamuoyuyla paylaşılmış olacak."

İMAMOĞLU'NUN YARGI MENSUPLARINA SÖYLEDİĞİ SÖZLER KABUL EDİLEMEZ

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na da tepki gösteren Tunç, İmamoğlu'nun sürekli polemikten beslendiğini belirtti.

İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanına, yargı mensuplarına yakışıksız üsluplarda bulunduğunu dile getiren Tunç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu, devlet adabından nasip almamaktır, millet iradesine saygısızlıktır. Herkes, kendi işine odaklanacak. 16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu kaldıramayan bir şahıs var. Yapmış olduğu açıklamalarla; özellikle şahsımıza yönelik bazı ifadeleri de oldu. Bu tür polemiklerden sürekli beslenmeye çalışan, hadsiz sözler kullanan, bize ve sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik sözler kullanan bu şahıs benim muhatabım olamaz. Kendi görevini yapsın, İstanbullu tarafından verilen sorumlulukları yerine getirmeye çalışsın. Sürekli yargıya ve yargı mensuplarına söylediği yakışıksız sözler, kabul edilebilecek sözler değil. Yargının gerçekleştirmiş olduğu soruşturma, kovuşturmalar, istinaf, temyiz, itiraz gibi süreçleri gitsin kendi yargılandığı, soruşturma geçirdiği makamlarda söylesin."

GÜNCELLENME

Bunları da beğenebilirsiniz

Son Dakika Haberler