Futbolculuktan yorumculuğa giden yol bugünden başlıyor

Son zamanlarda futbolu bıraktıktan sonra ekran önüne geçen eski futbolcuların yorumculuk tarzlarını yakından incelemeye başladım.

Haberin Devamı

İsim vermek istemiyorum, bugün televizyonlarda ve dijital platformlarda yorumculuk yapan bazı eski futbolcuların yabancı meslektaşlarından ne kadar geride olduklarını söylemek gerçekten acı verici. Ülke futbolunun geri kalmışlığı ve olmayan marka değeri bugün oyunu yorumlayanlarla eş değer. Örneğin İngiltere’de Gary Lineker, Thierry Henry, Jamie Carragher, Micah Richards, Rio Ferdinand, Gary Neville, Roy Keane ve Alan Shearer gibi unutulmaz futbolcular sahada bıraktıkları izleri ekrana da fazlasıyla yansıtmayı başarıyorlar. “Peki onlar neleri farklı yapıyor?..” İşte cevabı:

1- Oyun hakkındaki derin analizleri, karmaşık kavramları ilgi çekici benzetmelerle ifade ediyorlar. Mizahı keskin analizlerle harmanlayarak, izleyicilerle güçlü bağlar kuruyorlar. î

Haberin Devamı

2- Geçmişten gelen güvenilirliklerini futbol sahalarında biriktirdikleri anekdotlarla zenginleştirerek, izleyicilere farklı bakış açıları ve oyun hakkında daha derin analizler sunuyorlar.

3- Mesleğe başlamadan önce pek çoğu profesyonel medya eğitimleri alıyor. Topluluk önünde konuşma, röportaj teknikleri ve atölye çalışmaları sayesinde etkili ve kendinden emin iletişim kurma yeteneklerini geliştiriyorlar.

4- Taktiklerin nüansları, oyuncu psikolojisi ve belirli liglerin dinamikleri üzerine ekstra çalışmalar yapıyorlar. Bu sayede oyunları eleştirel bir gözle izleme ve analitik becerilerini artırıyorlar.

FUTBOL AKADEMİSİ GİBİ

Gerçek şu ki yorumculuğa giden yollar oyuncuların küçük yaşlarda futbola akademilerden başlamasına benziyor. Bir anlamda yabancılık çekmeyecekleri bir yolculuk. Şunu net bir şekilde söylemekte fayda var; yarının en iyi futbol yorumcuları kramponlarını asmadan kendilerini bugünden hazırlayan oyunculardan çıkacak.

PSG EN BÜYÜK HAYALİNE İLK KEZ BU KADAR YAKIN

Katarlılar tarafından satın alındığından bu yana Paris Saint-Germain (PSG) deyince aklımıza yıldız futbolcular geliyordu. Beckham’dan Neymar’a, Messi’den Mbappe’ye kadar birçok dünyaca ünlü futbolcu PSG’yi futbol endüstrisinin en pazarlanabilir markasından biri haline getirdi. Bir kulüpten daha fazlasına doğru bir yolculuk içindeydiler. Ancak elde edilen başarı sahada değildi. Jordan ve Christian Dior gibi pek çok ünlü markayla yapılan iş birliklerine, sosyal medyadaki büyük etkileşimlere rağmen hayalini kurdukları UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bir türlü gerçek olmadı.

Haberin Devamı

YILDIZLARLA DEĞİL KOLEFTİF OYUNLA

Luis Enrique’nin teknik direktörlüğe gelişiyle birlikte PSG yeni bir yolculuğa çıktı. Messi-Neymar ikilisinin ardından Mbappe’nin de ayrılığı sonrası yeni bir PSG için düğmeye basıldı. Bireysellik, yerini pek çok rengin uyum içinde olduğu bir kolektife bıraktı. Ticari olarak dünyanın en çok kazanan kulüplerinden biri haline gelen PSG’nin sahadaki varlığı da artık fark edilmeye başlandı. Barcola, Kvaratskhelia, Ousmane Dembele, Vitinha ve Desire Doure gibi oyuncular takımın en önemli figürleri haline geldi. Luis Enrique’nin dokunuşlarıyla artık daha akıcı, agresif ve tahmin edilemez görünen bir PSG ortaya çıktı. Bu sezon Barcelona ile beraber bambaşka bir kimliğe bürünen takımların başında PSG geliyor. Oynadıkları oyunla da herkese büyük keyif veriyorlar. Belki de çok istedikleri Şampiyonlar Ligi kupasına hiç olmadıkları kadar yakınlar.

Haberin Devamı

CHELSEA NEYİ PLANLIYOR

Chelsea, genç futbolcuları kadrosuna katmaya devam ediyor. Son olarak 62 milyon sterlin bonservis bedeliyle Sporting’den iki genç yeteneği daha kadrolarına kattılar. 17 yaşındaki kanat oyuncusu Geovany Quenda ve 20 yaşındaki orta saha oyuncusu Dario Essugo. Bununla da bitmeyecek Chelsea’nin gençlere yaptığı yatırımlar. Önümüzdeki birkaç transfer döneminde Chelsea’ye toplamda 150 milyon sterlinin üzerinde bonservis bedeliyle birkaç genç daha katılacak. Peki, Chelsea’nin yıllardır bitmek bilmeyen genç oyuncuları transfer etme alışkanlığı bir sonuca ulaşacak mı?

PREMIER LİG'İN EN GENÇ TAKIMI

Aslında kulübün stratejisi oldukça farklı. Genç yıldızları düşük ücretlerle satın aldıktan sonra ödemeleri uzun vadeli sözleşmelere yayıyorlar. Başarılı olanları takıma kazandırırken diğer oyuncuları da kârla satıyorlar. Şimdilerde 23,5 yaş ortalamasıyla Premier Lig’in en genç kadrosuna sahip olan Chelsea, gelecek sezondan itibaren kadroyu daha da gençleştirmeyi planlıyor. Bu genç oyunculara 7-9 yıl arasında sözleşme imzalatan Chelsea Kulübü, 2026 yılından sonra sözleşmesi olan oyuncuların oynadığı dakikaların (yaklaşık %92) ölçülmesi sonucunda dünya futbolunda bu alanda en iyi performans gösteren takım oldu. Başka bir deyişle Chelsea, kadro planlamasının önümüzdeki yıllarda istikrar getirmesi ve transferlerden önemli paralar kazanması en muhtemel kulüp konumunda.

Haberin Devamı

HANSI FLICK İMKANSIZIN PEŞİNDE

Barcelona'ya bambaşka bir hava getiren Hansi Flick hem La liga’da hem Avrupa’da dengeleri değiştirdi. 18 maçlık yenilmezlik serisine ulaşan takımın özellikle hücumdaki etkinliği dikkat çekici. Bu sezon 43 maçta 132 gol atan takım Pep Guardiola’nın teknik direktörlük koltuğunda oturduğu 2011-12 sezonundaki 190 gollük rekorunu kırmaya çok uzak değil. Şimdiden maç başına 3,07 gol ortalamasına ulaşan Barça çıtayı biraz daha yükseltirse rekorun yeni sahibi olabilir. Futbol tarihinde hiçbir takım bu kadar yüksek gol sayısına ulaşamadı. Gol makinesine dönüşen Barcelona bunu başarabilir.

Yazarın Tüm Yazıları