Paylaş
Kalan maçlarda 4 puan almak gibi bir avantaja da sahip olunca umutlar ve beklenti çok daha arttı.
Çek maçının deplasmanda olması ve alınacak 4 puandan 1’ini alacak maçın bu olduğu duygusu bizi oyundan düşürdü.
Daha doğrusu, oyuna giremedik ve maçın hakimiyetini, akışını, kontrolünü rakibe verdik.
İlk yarı, hiçbir futbolcumuzun kendi varlığını hissettiremediği, etkili olamadığı ve tamamen 1 puan odaklı bir oyuna sahne oldu.
Diğer taraftan Çek takımı oyuncuları, puana ihtiyacı olan ve kazanmak isteyen bir görüntü verdi.
Öyle ki, etkili oyuncularımız Arda, Hakan, Oğuzhan ve Selçuk ne zaman top alsa ya sıkı baskı yedi ya da kademeli savunma gördü.
İzlerken, acaba Çekler sahayı mı daralttılar da bizim oyuncular bu kadar kalabalık içinde kalıyorlar, diye düşündüm.
TERS STRATEJİ.....
Çekler, maçın başından itibaren bizim sağ tarafımızı kullandı.
Bütün bu denemeler devam ederken Şener’in tek kalması ve yorulması tehlikeyi iyice büyüttü.
İkinci yarı Çekler pozisyon bulmaya başlamışken gelen golümüz, Çöl’de su bulmak gibiydi.
Belki bizim de beklemediğimiz anda gelen gol ile bütün plan ve stratejilerimiz gerçekleşmeye başladı.
Oyundaki monotonluğu çevirsin ve takımı hızlandırsın diye golden önce hazırlanan Volkan, golle birlikte oyuna girince takımın çehresi değişti.
Çünkü, hem çabuk düşünen hem de topla hızlı hücum yapan bir oyuncuya ihtiyaç vardı ve oyuna girdiğinde hemen etkili oldu.
Hakan’ın golü, play-off’u garantileyen vuruş oldu.
Bizim maç başlangıcından itibaren stratejimiz 1 puan üzerineydi. Fakat bunu düşünürken uygulama doğru olmadı.
Ama işleyişe bakınca rakibin daha çok istediği ve iyi oynadığı ama sonucun bunun tersine gerçekleştiği bir sona sahne oldu.
BAŞIMIZ SAĞOLSUN
Büyük acı ve üzüntü yaşadığımız bir günün akşamında maç oynayan Millilerimiz, kazandıkları maç ve büyük oranda garantiledikleri play-off şansı ile bir nebze ya da bir an da olsa üzüntümüzü unutmamızı sağladı.
Millilerimizi tebrik ederken, milletimizin başı sağolsun.
Paylaş