Paylaş
Hollanda’daki önemli Van Persie ve Robben eksikleri sonrası olayın şeklini belirleyecek isim Fatih Hoca oldu.
Tercihleri ile maça yön verecek olan Fatih Hoca, sıkı ve örülü bir defans-orta saha bloğu tercih etti.
Bu tercihin olumlu ve olumsuz yansımaları da oldu.
Kendi sahamızda bu kadar fazla oyuncu ile uzun süre kalmak elbette tehlikeli bir durumdu.
Kaldı ki maça başlamadık, seyrettik.
İlk çeyrek biterken Burak ile yakaladığımız pozisyon, adeta bir işaret fişeği gibi maçın bir anda havasını, seyrini ve dengesini değiştirdi.
Devreye girmeye başladığımız dakikalarda ortaya ilk defa çıkan Gökhan Töre ortasını bitiren Burak, sadece maçı bizim adımıza çevirmekle kalmadı, aynı zamanda yaptığımız planın işlemesini ve Hollanda’nın bütün stratejisini bozdu.
Hiddink, takımının çaresizliğini kapatmak için elindeki bütün hücum oyuncularını aldı ama ekstra iş üretecek oyuncusu Robben yoktu.
MAHKUMKEN MAHKUM ETMEK...
Biz ise maçta neler yaptık? Olumlu yaptığımız işleri sıralarsak,
1- Defansın göbeğinde oluşacak problemi, yakın oyun yardımlaşma ile hallederken, diğer taraftan Sneijder tehlikesini minimize ettik.
2- Depay ve Afellay gibi hızlı oyuncuların koşu yollarını kapattık ve oyunu Hollanda için sıkıntı yaşadığı içeriye doğru oynamaya mecbur ettik.
3- Sabırlı davrandık ama daha ötesi yakaladığımız pozisyonlarda panik yapmadan ve acele etmeden doğru tercihler yapmayı becerdik.
4- Oyunun kontrolünü ve top hakimiyetini tamamen Hollanda’ya bıraktık ama aslında durumu kontrol altında tutan, hakim olan ve yöneten gizli el bizdik.
Sıkıntıyı nerde yaşadık,
1- Özellikle maçın başında Depay ve Blind üzerinden Sneijder destekli ataklara çare bulmakta zorlandık.
2- Orta sahada kazandığımız topları daha akıllı ve verimli kullanmayı çok iyi yapamadık.
3- İkinci golü bulup maçı koparma şansını yakalayıp atamayınca Hollanda’yı oyunda tuttuk.
Maçı kazandığımızı düşündüğümüz ve çoğunlukla koruduğumuz sakinliğimizi kaybedince, galibiyeti kaçırdık ama asıl önemli bir rakibe karşı avantajı da kaçırdık.
Paylaş