Paylaş
Kaldı ki, bu eksiklerin bazıları var olduğunda bile sıkıntı yaşadı Galatasaray. İkincisi, yeni jenerasyon teknik adamların temsilcilerinden biri olan, Erol Bulut tarzı hocaların oyun disiplini, takım savunması, iyi alan kapatma ve sabır üzerine kurulu ‘oynanması zor’ sistemleri. Başakşehir ve Abdullah Avcı’nın öncüsü olduğu ama şimdi seviye atlattığı bu sisteme karşı oynarken en önemlisi; 0-0’ı oynayabilmek. Malatyaspor da benzer oyun tarzını oynuyor ve öne geçebilmek bu tarz maçlarda hayati önem taşır. Tersi durumda maçı çevirebilmek normalde bile zor iken, Galatasaray’ın bu haliyle geri dönüşü sağlaması imkansızdı.
Pozisyon verdi, o da ofsayt ve faulün tartışıldığı son dakikadaki andı.
PORTO DEĞİL MALATYA
İlk yarı, Galatasaray’ın rakip ceza alanına da, pozisyona da girememesi yukarıda bahsettiğim sebeplerden ötürüydü. Belhanda zaten iyi oynamıyordu ve bunca eksikliğe rağmen oynasaydı iş yapardı diyemiyoruz. Rodrigues’e alınan kademeli savunmanın iş yaptığı bir dönemde, Malatya için bu en kolay işti. ‘Forvetsiz oynamak Porto deplasmanında işe yaramıştı ama’ diyebilirsiniz. Porto’da iş yaptı çünkü arada ciddi bir fark var. Porto kazanmak için açık ve önde oynadı. Ama Malatya dahil ligimizdeki diğer takımların hiçbiri bunu yapmadı ve önce kendi sahasında güvenli bölgede kalmayı, disiplinli oynamayı seçti.
SANTRFORDA DONK FARKI
YENİ Malatyaspor’da Murat Akça ve Sadık, savunma disiplini ve konsantre içinde çok iyi oynadılar. Önlerinde oynayan oyuncuların da yardımıyla takımlarının az pozisyon vermesini sağlayarak maçın adamları oldular. Diğer taraftan Donk’un santrafor pozisyonuna geçtikten sonra Eren’den daha fazla pozisyona girmesi de enteresandı.
Paylaş