Süper Lig’de mutlu sona kim ulaşır?

Şamiyonluk son haftaya kalırsa ve rakip Göztepe’nin Avrupa Ligi’ne gitme şansı ortaya çıkarsa sarı kırmızıların işi zorlaşacaktır. Puanlara, ikili, üçlü ve hatta dörtlü averajlara, iki takım arasındaki maçlara, attıkları gol sayılarına bakıldığında Galatasaray ile Fenerbahçe’nin üçüncü bir maç yapma ihtimali bile sözkonusu. Çok eğlenceli bir sezon oluyor...

 SAYIN YÖNETİCİ, CESARET...

- BU sezon Süper Lig’de kaç genç oyuncu oynamış diye saymak isterken bir hayli gerilere gitmişim. Çok enteresan şeyler var... 1991 yılından bu yana Süper Lig’de 18 yaşın altında forma giymiş futbolcuların kariyerlerini takip ettim. Böyle 50 futbolcu var. İçlerinden sadece iki tanesi 10 milyon Euro’nun üzerinde bir bonservis bedeline ulaşabilmiş. Caner Erkin ve Enes Ünal...

Caner Erkin 17 yaşındayken Manisaspor’da kendisini gösterdikten sonra CSKA Moskova’ya, Enes Ünal da 16 yaşında Bursaspor’da parladıktan 1 yıl sonra Manchester City’ye transfer olmuşlar. İkisi de şu an Avrupa futbolunun bilinen isimleri olarak futbol hayatlarına başarıyla devam ediyorlar.

TEKNİK ADAMLAR DESTEKLENMELİ

- PEKİ diğerleri? Onlar Türkiye liglerinde orta ve alt sınıf futbolcular olarak spor hayatlarını sürdürmekteler. Caner ve Enes kariyerlerinin hemen başında yaşadıkları yurt dışı tecrübesi sayesinde gelişme gösterdiler. Diğer genç yeteneklerimizin bir kısmını hâlâ bekliyoruz...

Yani sadece alt yapı organizasyonu yetmiyor. Oradan gelenleri doğru yönetmek de lazım. Zaten sporcu yetiştirmekte ciddi sorunlar yaşıyoruz, bir de yetişenleri ziyan etmesek bari. Büyük takımlarda genç oynatmak cesaret ister. Ama bu cesareti sadece hocadan beklemek haksızlık olur. Kulüp yöneticileri, teknik adamları genç oyunculara daha çok süre verme konusunda desteklemeli.

N’APTIN ARDA?

- ARDA’yı tanıdığım kadarıyla ne yaptığını bilen biridir. Hatalarının farkındadır. Buna rağmen bu kadar agresifleşiyorsa çok zor durumda. Ama Arda’nın bunun da farkında olduğunu ve vazgeçmeyeceğini düşünüyorum.
Çünkü mevcut durumla yetinen birisi değil. Hep yükselmek ve yukarıda durmak istiyor. Bunun için gerekli yeteneğe sahip olduğunu dünya biliyor. Gerisini halletmek de Arda’nın elinde...

Tayfun Korkut, NTVSpor’un ilk zamanlarında yorumcu olarak yayınlarımıza katılırdı. Çok bilgiliydi ve bildiklerini paylaşma çabasındaydı. Birilerinin bunu farketmesini bekliyordu. Türkiye’de bu beklentisine pek karşılık bulamadı. Ama Almanlar kendi sistemlerinden çıkan Korkut’u bu kez de hoca olarak keşfetti. Şu sıralarda Stuttgart’ta ve çok başarılı... Kim bilir böyle ne fırsatlar kaçırıyoruz?

SPONSORLAR İÇİN FIRSATLAR VAR

FUTBOLDA şampiyonluk yarışı bu sezon nefes kesiyor. Bir yandan da Aykut Hoca’nın küsmeleri, Şenol Hoca’nın isyanları derken, gündemi futbol kaplıyor. Ama Vakıfbank, Avrupa’nın bir numaralı kupasını üst üste ikinci, toplamda dördüncü kez kazandı ve bize artık çok alıştığımız mutluluğu yaşattı.

Güreşte, serbest stilde Taha Akgül ve Soner Demirtaş, grekoromende Rıza Kayaalp, kadınlarda da Yasemin Adar ve Elif Jale Yeşilırmak altın madalya kazandı. Diğer bazı branşlara da başarılar var ama çoğunlukla kaçırıyoruz.

AYŞE’Yİ BİLİYOR MUSUNUZ?

MESELA Ayşe Ceren Yeşilbaş’ı hiç duydunuz mu? Ben de market alışverişi yaparken yanıma yaklaşan babasından öğrendim. Ayşe, paletli yüzmede gençler dünya şampiyonu olmuş. Babası, kızının başarısıyla büyük gurur duyuyor ve bunu paylaşmak istiyor. Çünkü büyük emeği var biliyorum. Sporcu velisi olmak kolay değildir. Büyük emek ve özveri ister. Özellikle bireysel sporcuların başarılarında ailelerin maddi ve manevi katkısı çok fazladır. Buna da herkes katlanamaz.

Sponsor desteği kesinlikle gerekiyor. Büyük şirketlerimizi yine davet etmek istiyorum. Diğer branşlarda büyük enerji var. Ufak desteklerle gelecek başarının keyfine doyamayacaksınız. Doğru projelerle sağlanacak maddi geri dönüşler de cabası...