Paylaş
Sekiz çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak Cadiz’de doğar. Aslında matador olmak istese de amcasının ön ayak olmasıyla futbolu seçer. Hatta Cadiz'den Betis'e altyapı seçmeleri için giderken otobüs biletini de amcası alır. Joaquin’in hayatında hem amcasının yeri çok büyük, hem de içinde hâlâ yaşattığı matadorun. Bütün başarılarını amcasına adarken, 24 yıllık başarılı bir kariyeri de bir matadorun düşünce yapısı üzerine inşa eder. 16 yaşındayken Real Betis alt yapısında oynamaya başlar. Ancak henüz Betis A takımına geçemeden, en büyük hayali yeğenini Betis formasıyla görmek olan amcası hayatını kaybeder.
Genç Joaquin o yıllarda hızı, çabukluğu ve tekniğiyle dikkat çeker. Sağ kanatta oynayan futbolcunun İspanyol Milli Takımı’na girmesi de çok zaman almaz. 21 yaşında ilk kez milli formayı giyer.
Betis'te geçirdiği dokuz yıldan sonra herkesi şaşırtan bir kararla Valencia'ya gider, parayı seçtiği düşünülür. Ancak hatasını anlaması çok uzun sürmez, birkaç ay sonra yakın çevresine “Betis’e mutlaka geri döneceğim” demeye başlar.
Beş yıl Valencia, iki yıl da Malaga’da oynayıp, 32 yaşındayken ilk ve tek yurtdışı transferini gerçekleştirip Fiorentina'ya gider. Oradaki iki yıldan sonra 2015'te tekrar Betis'e döner. Üstelik bu sefer büyük paralardan vazgeçerek. Çünkü derler ki anlamıştır: Mutluluk parada değil Betis'tedir.
Joaquin artık kırk yaşında. Ne eskisi kadar çabuk, ne de eskisi kadar hızlı ama hâlâ takımının önemli bir parçası. İçindeki matador eskisi gibi savaşmaya devam ediyor. Bugünkü başarısının sırrını soranlara “Herkesten çok çalışıyorum, herkesten daha fazla dinleniyorum ve herkesten daha iyi besleniyorum, ancak en önemlisi futbolu herkesten çok seviyorum" diye cevap veriyor.
Geriye dönüp baktığında 20 yılın bir çırpıda geçtiğini ve ilk günlerini daha dünmüş gibi hatırladığını söylüyor ve ekliyor, “Futbola olan aşkımda da, bağlılığımda da en ufacık bir azalma yok.”
O gece Kral Kupası’nı 40 yaşında kazandığında “Bu, benim bu oyuna olan 20 yıllık aşkımın karşılığı” dedi.
Joaquin’in futbol aşkına da aşkını karşılıklı yaşayanlara da aşklarını karşılıklı yaşasalar bile paylarına “Sevmek de yetmiyormuş… Çok eskiden karşılaşacaktık.” repliği düşenlere de selam olsun.
Paylaş