Paylaş
Maç nasıl giderse gitsin, ancak “Şampiyon” bir takım o maçı döndürebilecek kabiliyete ve yüreğe sahiptir. Herşey o “yürekte” biter, dün akşam Kaunas’da, Zalgirio Arena’da, 15.500 kişiye karşı savaşan olağanüstü 11 yürek gördük parkede. Fenerbahçe Doğuş, Zalgiris Kaunas’ı 12 sayı geriden gelip, 7 sayı fark ile 78-85 mağlup etmeyi başardı. Tabi ki bir mağlubiyetten fazlası vardı Kaunas’da; o da Final Four yolunda garantilenen playoff, alınan ikili averaj ve Zalgiris ile aradaki 3 maça çıkan galibiyet sayısı. Kısacası Fenerbahçe Doğuş dün akşam tek kelime ile inanılmazdı.
POTAYA GİTMENİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
Basketbol hiçbir zaman 1 kişinin oyunu olmamıştı, 5 kişilik bile değildi. Kalabalığın bağırması, ısınırken çalan müzik, rakibin gözündeki hırs, topun potaya çarpışı, kafanın içinde çözemediklerin hepsinin oyuna etkisi vardı. Jasikevicius ve öğrencileri dün akşam herşeyi ama herşeyi doğru yaparak maça başlamışlardı.
Kazanma iştahı, savunma direnci, hücum opsiyonları, Arena’nın atmosferi, seyircinin coşkusu ne ararsanız herşey parkedeydi dün akşam. Yeşil Beyazlılarda her topu yere vuran kendini pota altında bulurken, ilk yarı bittiğinde 3 sayı kullanma yüzdesi Sarı Lacivertliler için %45.8’i gösteriyordu. Fenerbahçe Doğuş, yaratamamış, potaya gidememiş ve pozisyonları bir türlü bitirememişti. Ahmet, Melli ve Thompson 3’lüsünden sadece 2 sayı üretmiş karşılığında çemberi savunamamıştık. Euroleague’in en iyi savunma yapan takımına karşı Zalgiris “potaya gitmenin dayanılmaz hafifliğini” yaşamıştı. Ulanovas, Davies, Micic, Pangos hiç farketmiyordu, o kadar doğru oyunuyorlardı ki, Zalgiris’i durdurmak neredeyse imkansızdı.
FABRİKA AYARLARINA DÖNÜŞ
Ne olduysa, yine, her zamanki gibi, soyunma odasından bambaşka döndü Fenerbahçe Doğuş. Bu dönüşü hiç beklemeyen Yeşil Beyazlılara karşı bildik tanıdık takım ruhu vardı karşılarında. Yani “Fabrika ayarlarına dönmüş” bir Fenerbahçe!
Korkmadan içeri giren, doğru pas ile doğru adamı bulan, sahaya iyi yerleşen Fenerbahçe. Zorlama atışların yerini bilinçli, top kayıpların yerini ribaundlar ve hızlı hücumlar alınca galibiyete giden yol bir anda açılmıştı. Vesely ile geri dönüşün ışığı yanmış, Melli, Kalinic, Datome,Thompson ve Sloukas derken yine birden fazla kahraman ile öne geçmiştik bile. Kalinic’in reverse hareketinin sonunda Vesely’ye yaptığı asist bu takımın DNA’sının en büyük kanıtıydı. Mücadeleci, asla pes etmeyen ve #aslayetmeyen!
Fenerbahçe son çeyrekte alt üst olan tüm istatistiklerini bir bir toparladı, sonra tüm soğukkanlığı ile sezonun en güzel geri dönüşlerinden birine imzasını attı. Normal sezonun bitmesine 5 maç kala playoff’ları garantilemeyi başardı.
Akılda kalanlar:
-Faul yüzdemiz! Dün akşam hiç kaçırmadık 25/25. Özellikle Vesely 7/7 ile oynadı.
-Kostas Sloukas! Yine o kötü akşamlarından birini mi yaşıyor derken ikinci yarı canlandı. 15 sayı, 2 ribaund, 1 top çalma ve 5 asistlik performansı ile 21 verimlilik üretti. En güzeli de bunları yaparken hiç top kaybı yapmadı.
-Nikola Kalnic! Sakatlıktan döndüğünden beri takım daha farklı, daha güvenli. Savunma hırsının haricinde dün hücumda da harikaydı. %100 2 sayı, %66.7 3 sayılık performansı ile
12 sayı, 2 ribaund, 6 asist ve 2 top çalma ile oynadı.
-Orta mesafe denince akla Thompson gelir! Dün pota altında da pozisyon yaratan Thompson yine 4/5 ile %80 isabet buldu.
-Kevin Pangos tabi! 40 dakika korkusuzca potaya gitti, gidemediğinde asist yaptı, olmadı 3’lük attı. Kısacası yine harikaydı.
Akıldaki sorular:
-Litvanya tv’sinin de merakından kaçmayan malum soru; neden Bobby Dixon hiç girmedi? Onun yüreği ile daha bile erken ateş alabilir miydik? Yoksa yapılan sert savunmaya karşı daha da mı hızlı düşerdik?
-Akıldaki soruların gediklisi; Wannamaker kendisini sezon bitmeden bulur mu?
-Zalgiris Kaunas koçuyla, takımıyla, harika seyircisiyle ve Arena’sı ile Euroleague’de bütçe tartışmalarına veya kıyaslamalarına verilebilecek en güzel cevap değil midir?
Paylaş