36 saatte Tokyo
Baş döndürücü hızla genişleyen dev Japon şehrinin belirgin bir merkezi yok. Gökdelenler farklı öbekler halinde yayılmış. Batıdaki Shibuya’dan doğudaki Ginza’ya en kalabalık semtler arı kovanı gibi. Zamanınız kısıtlıysa cepheleri video ekranına dönüştürülmüş binaların hipnotik etkisine kapılmadan kültürel çeşitlilik açısından zengin semtlere yönelin. İşte 36 saatte Tokyo...
Aoyama’dan keşfe başlamak için iki nedeniniz var: İlki Tokyo’da patlama yaşayan lüks butikler, ünlü mimarların tasarladığı hoş mekanlar… Herzog & de Meuron’s Prada ve Miu Miu iki güzel örnek. İkinci neden Nezu Müzesi. Japon mimar Kengo Kuma’nın tasarladığı yeni binadaki müzenin altı galerisinde, Japon ve Doğu Asya sanatında altın dönem kabul edilen Edo çağından eserlerden, 15’inci yüzyıl mürekkep manzaralarına geniş bir koleksiyon sergileniyor. Bahçesinde sazanların yüzdüğü havuz ve taş döşeli yürüyüş yolu boyunca sıralanan akçaağaçlar sonbaharda, mor zambaklar ise ilkbaharda doyumsuz tablolar oluşturuyor. Giriş 35 TL.
18.00 / Gen’in cenneti
Gen Yamamoto, gurme damağa sahip, içkisini meditasyon gibi yudumlamayı sevenlerin hoşlanacağı mekanlardan. Japon meşesinden yapılmış, sekiz kişilik barın ardındaki bembeyaz ceketli barmen kuyumcu titizliğiyle kokteyl hazırlıyor. Zarif cam kadehlerde sunulan kokteylerdeki alkol Kagawa’dan gelen kamkat, Kagoşima’dan bakla taneleriyle dengeleniyor. Dört kokteyllik tadım mönüsü 145 TL.
21.00 / El yakan mangal
Meguro Nehri’nin ikiye böldüğü Nakemeguro’nun ağaçlarla gölgelenen, huzurlu, dar sokaklarında yürüyüşe çıkın. Güzel bir binanın ikinci katındaki Nakameguro Iguchi, modern dekorasyonlu bir yakitori (ocakbaşı) restoranı. 10 tabureli barın ardına bir bonzai yerleştirilmiş. Samimi şef mangal başında özel soslu şişleri keyifle çeviriyor. Standart mönüde kuyruk, yürek, kanat, Hokkaido Adası’ndan gramı 4 TL’lik caciocavallo peyniri ızgarası, chawanmushi (avakadolu, kuşkonmazlı, limon rendeli pelte) gibi yaklaşık düzine seçenek var. İki kişi yaklaşık 500 TL.
23.00 / Rock sığınağı
Neonlarla donatılmış Shibuya’yı yeni yetmelere bırakıp gece eğlencesi için batı yönünde üç kilometre uzaktaki Shimokitazawa’ya gidin. Bu hoş semtte çok sayıda küçük müzik mekanı bulunuyor. Avant garde pop, punk gibi pek çok seçenek var. Eski bir bomba sığınağındaki Shelter’ın satranç tahtasını andıran sahnesinde yıldızı yeni parlayan yerel rock grupları konser veriyor.
Cumartesi: 10.00 / Müze menzili
Akşam gürültülü kulüpleri içkili Batılılarla dolduğunda Roppongi semti çekilmez hal alır. Oysa gündüz görülmesi gereken bir kültür mekanıdır. Asya’nın en büyük sergi mekanlarından National Art Center’a gidin. Kıvrımlı metal-cam cepheli binada dünya çapında önemli koleksiyonlar sergileniyor. Örneğin Yayoi Kusama sergisi mayıs sonuna kadar sürecek. Sonra 21_21 Design Sight’a uğrayın. Yeraltı galerileriyle sığınağa benzeyen müzenin yaratıcıları modacı Issey Miyake ile mimar Tadao Ando. Sergiler tasarımla günlük hayat arasındaki ilişkileri irdeliyor (giriş 35 TL).
13.00 / Suşi rüyası
Tokyo’nun ünlü suşi restoranlarında akşam yemekleri çoğunlukla bol sıfırlı faturalarla sona erer. Fakat gün ortasında fiyatlar çok ucuzdur. Kagurazaka’daki Sushi Rin’e rezervasyon yaptırın. İkinci kattaki sakin restoranın salonunda, sarı masanın çevresine 12 iskemle yerleştirilmiş. Öğlen verilen omakase mönüsü (130 TL) akşamki özenle hazırlanıyor. Sirkeli pirinç sarılı ruloların üstüne havyar, soyayla marine edilmiş mercan, gümüşi kohada, ton balığı yerleştiriliyor. Resim gibi hazırlanan meze tabaklarının yanında kırmızı kesme camdan bardaklarda sake (pirinç rakısı) ikram ediliyor.
15.30 / Moda rehberi
Alışveriş turuna çıkmak isterseniz birbirine zıt beğenilere hitap eden iki büyük AVM’ye gidebilirsiniz. La Kagu’daki Kagurazaka’yla başlayın. Ahşap ve çelikten yapılmış yılankavi merdivenleri tırmanın. Geçmişin kitap deposu, 2014’te Kengo Kuma tasarımıyla kafe, mağaza, kitapçı olarak yeniden hizmete girdi. Ferah, iki katlı mağazada özel dikilmiş ipek pantolonlardan, teak ağacından Danimarka tasarımı servis sehpalarına, minik el oyması ahşap kremalıklara giyim ve ev eşyaları satılıyor.
Sonra kentin batısında, Koenji’deki Kitakore binasına gidin. İsyankar ruhlu, salaş, minik dükkanlarda başka hiç bir yerde göremeyeceğiniz çeşitte ünlü markanın ürününü bir arada bulacaksınız. 1980’lerin Miki Fare’li uzun kollu pamuklu kazaklarını ya da sivri perçinli, aynalı, goril desenli mor motosiklet ceketinden mi arıyorsunuz, adres burası…
18.00 / Nakano’da demlenme
Trene atlayıp doğu yönünde bir durak sonra Nakano’da inin. Genç pop fanatiklerinin (otaku) çok sevdiği semtte takıntı derecesinde sevilecek barlardan birini bulun. Gençlere yönelik ürünlerin satıldığı bir AVM’nin labirenti andıran koridorlarında, manga ve kostüm mağazaları arasında kaybolmuş Bar Zingaro sürpriz mekanlardan biri. 1950’lerin İskandinav mobilyalarıyla dekore edilmiş, Takashi Murakami’nin rengarenk sanatıyla canlandırılmış.
Barda Norveç kahvesi Fuglen bile servis ediliyor. Yakınlardaki bir avluda hizmet veren Nakano Beer Kobo ahşap kaplı duvarları, beyaz çamdan mobilyalarıyla ağaç tepesindeki evleri andırıyor. Soslu tavuk tabağınızı, barın kendi üretimi buz gibi biranızı alıp ahşap balkonlardan birine tırmanın, ortamın keyfini çıkarın.
21.00 / Şipşak fırsatı
Karaoke, standart Japon eğlencesi. Fakat Snapchat çağı çocukları bununla yetinmiyor. Purikura icat edildi. Gelişkin fotoğraf kabinlerinde arkadaşlarınızla çektireceğiniz fotoğraflara seçeceğiniz görüntüleri ekleyebilir, gözlerinizi büyütüp kendinizi Disney kahramanlarına benzetebilirsiniz. Geniş seçenek için Harajuku’daki Purikura Shop Noa’ya gidin. Fotoğrafınızdan kişiye özel hediyelik de bastırabilirsiniz.
22.30 / Ebisu safarisi
Akşam yemeği için Ebisu Yokocho’da Tokyoluların arasına karışın. Üstü kapalı pasaj, akşam açılan yemek tezgahlarıyla dolu. İlk bulduğunuz iskemleyi kapın, okonomiyaki (börek) ya da kushikatsu (lale soğanı, shishito biberi kızartması gibi bitkisel ürünler) şölenine hazırlanın. Sonra Bar Tram’da absinth ile köpüklü, alevli Blanche Neige (G’Vine cin, vermut, elma şurubu, limon, 40 TL) karışımını yudumlayın. Geceyi Bar Track’ta noktalayın. Gösterişsiz barda DJ’ler, Miles Davis’ten Prince’e tüm plakların sadece B yüzünü çalıyor.
Pazar: 10.00 / Kafein tutkusu
Harika kahvecilerle dolu şehirde mutlaka uğramanız gerekeni Onibus Coffee Nakameguro. Semtin sevilen kahvecisi tarafından geçen yıl açılan dükkan parkın yanındaki ahşap mini kulübede. Kadifemsi köpüğüyle duble latte’yi (18 TL) en güzel yapan kahveci ise, çevreye belirli aralıklarla güzel kokular saçan kurukahveci Diedrich’in yakınındaki küçük avlu.
11.30 / Daikanyama hoşlukları
Şık Tokyo’luların peşine takılıp caddeleri fiyakalı mağazalarla dolu semtlerden Daikanyama’ya gidin. Birbirine bağlı üç binadan oluşan Delve’deki T-Site muhtemelen dünyanın en güzel kitapçısı. Tasarım, seyahat, müzik, film, fotoğraf gibi pek çok bölüm hazırlanmış. Sonra Harcoza’ya gidin. Prova odasındaki peri masallarını andıran podyumda karpuz kollu bluzları, asimetrik fuşya etekleri deneyin.
14.30 / Yepyeni top oyunu
Japon basketbolundaki kuralların çoğu bilindik, fakat oyun meraklısı için çok daha eğlenceli. Yomiuri Giants takımının stadyumu Tokyo Dome’a bilet alın, karnı acıkanların kapıştığı ahtapot toplarını, sırtındaki mini fıçılardan bira satan genç kızları, kontrollü tezahüratı görün. Sezon dışında giderseniz stadyumdaki Basket Yıldızları Müzesi’ni ziyaret edin. Müzenin ilginç yönü, Pasifik Okyanusu’nun diğer ucunda Amerika’nın geçmişini irdelemesi. Ve çıkışta Edo çağı parklarından Koishikawa Korakuen Bahçeleri’ni gezin (12 TL).
Nasıl gidilir?
Haziranın ikinci haftasında İstanbul’dan Tokyo’ya bir aktarmalı uçuşlarda gidiş-dönüş biletler Singapur Havayolları’nda 2632 TL’den başlıyor. THY’nin direkt uçuşları 4002 TL’den başlıyor.