36 saatte Burgonya

Cuma 15.00

Karıştır, kokla, kaşıkla: Beaune’in arnavut kaldırımı sokaklarında yürürken dev bir şarap mağazası, bağ sahibi ofisi, tadım yapılan mahzen ya da şarap barına rastlamadan adım atmanız mümkün değil. Turlar sayesinde Musée du Vin, yani Şarap Müzesi ve ortaçağdan kalma eski kilise binasındaki Marché aux Vins (şarap pazarı) şarapseverlerin zorunlu rotasına girmiş. Günübirlik turlarda tadımlara neden kahve götürmeniz gerektiği, hangi Burgonya şarabının en çok uluslararası ödül aldığı, bölgedeki mikro klima alanları, bağcılık, şarap estetiği gibi pek çok konuda bilgi veriliyor. Dört ila 11 yerel şarap tadılıyor. Saat 10.30, 15.00, 17.00’de başlayan rehberli gezilerin fiyatı 11-85 TL arasında.

17.00

Tıbbi mucizeler: Spazm sorununuz mu var, kunduz tozu deneyin. Gut hastalığından mı mustaripsiniz, gümüş nitrat kullanın. Cüzzam? Tabii ki birkaç damla cıvayı badem yağı ve kuyruk yağıyla karıştırmalısınız… 18’inci yüzyıl hastanesi Hospices de Beaune’u (Musée de l’Hôtel-Dieu) gezerken geçmişte önerilen bu tedavi yöntemlerine inanmakta zorlanacaksınız. Gotik mimarili yapıdaki en şaşırtıcı yerlerden biri de eczanenin yanı sıra hangar benzeri ana hasta koğuşu. Giriş 24 TL.

20.00
Eşleştirmeler: Şarapla ne iyi gider? Ma Cuisine’de neredeyse her şey… Ferah, beyaz, şapel benzeri restoran yerel yemek cenneti. Ve 1959 rekoltesi bir şişe Romanée-Conti’ye ödeyecek 63 bin TL’niz yoksa paniğe kapılmayın. Fiyatlara göre listelenen şarap mönüsünde fiyatlar 76 TL’den (beyaz aligote) başlıyor. Rahat, sade dekorasyonlu restoranda yemekler salyangoz, şarap soslu ve soğanlı çılbır gibi atıştırmalıklarla başlıyor. Izgara ördek göğsü, biftek ya da çatalın ucunda dağılacak kadar iyi pişirilmiş böf Bourguignon’la devam ediyor. İki kişi için şarap hariç üçer tabaklık mönü yaklaşık 350 TL.

Cumartesi 10.00

Tadım tapınağı: Dijon’un tarihi merkezinde ortaçağdan Rönesans’a, barok üsluptan 19’uncu yüzyıl çizgilerine uzanan farklı çağların mimari örnekleri bir arada. 1870’lerde inşa edilen katedral benzeri Les Halles, cam ve metal kullanılarak yapılmış görkemli bir kapalı pazar. Kuzey ucundaki La Ferme Ligny, kendi çiftliğinde ürettiği keçi peyniri, tereyağını satıyor. Batı taraftaki La Vie Gourmande, alışverişinize özel baharatlı ekmek, crème de cassis ve meyve reçelleriyle iddialı. Diğer yüzlerce tezgahta sosisten İran baharatlarına kadar ne ararsanız var.

12.30
Uzakdoğu esintili Fransız lezzetleri: Restaurant So’nun köpüklü beyaz şarap ve birkaç damla yuzu likörüyle hazırlanan özel kokteyli bu hoş, ışıklı, neşeli küçük restoranın atmosferini çok iyi özetliyor. Süper şef Joël Robuchon’un Tokyo’daki gastronomi sarayında yetişen 30 yaşlarındaki So Takahashi yerel malzemelerle, Fransız mutfağından, hafif, yer yer Japon esinli yemekler pişiriyor. Haftada birkaç kez değişen az seçenekli öğlen mönüsü kimi zaman soğuk yiyeceklerle başlıyor.

14.00

Sanata balıklama dalış: Dijon’un geçmişte hamam olarak kullanılan binası 2013’te F.R.A.C’ın Burgonya şubesine tahsis edildi. Bu galeri zincirinde Fransız hükümetinin hızla genişleyen çağdaş eserler koleksiyonu sergileniyor. Dönüşümlü sergilerin düzenlendiği beyaz salonların girişinde ziyaretçileri Portekizli sanatçı Joana Vasconcelos’un geniş, ürpertici, metal üstüne sarı boyalı dev eseri karşılıyor. Daha da büyük ve iddialı Le Consortium eski bir likör fabrikasında, Pritzker ödüllü mimar Shigeru Ban’ın çizgileriyle hayat buldu. 

17.00
Tasarım semti: Büyük ekonomik kriz döneminin yüksek konçlu büyükanne çizmeleri, beyaz ceket, Sherlok Holmes şapkası, belinizde antika tabanca, elinizde ahşap Afrika maskıyla nasıl görüneceğinizi merak ediyorsanız cevabı Maison Gossot’ta.

20.00
Rönesans yiyecekleri: Rönesans üslubundaki binanın ön cephesinde, mermer sütunlara oyulmuş ortaçağ giysili esrarengiz karakterler canlanıverse herhalde ilk işleri Maison des Cariatides’in alt kat salonundaki özel mönüyü tatmaya koşmak olurdu. Dijon’daki Michelin yıldızlı restoranlar zincirinin en yeni üyesinde tadım mönüsü 260 TL.

Pazar 10.00

Azizler ve iskeletler: Dijon’lular, muhtemelen şarabın etkisiyle, pazar sabahlarını çoğunlukla yatakta geçirir. Siz yediklerinizi yakmak istiyorsanız erken kalkın. Burgonya Dükler Sarayı’nın bahçesinde yürüyüşe çıkın, içini de gezin. Büyüleyici binalar, şapeller, bahçe 14-19’uncu yüzyıl arasında Versailles’i yapan Jacpues Gabriel tarafından tasarlanmış, inşa edilmiş. Saraydaki müze Musée des Beaux-Arts çoğunlukla restorasyonda, fakat bazı odaları hep açık. Geniş galerilerde, vitrinlerde ortaçağdan kalma savaş aksesuvarları, vitraylar, dini resimler sergileniyor. Özellikle kıyamet günü dirilen bir ölünün Aziz Fidolin ile el sıkıştığı resim görülmeli. (Giriş ücretsiz).

Nasıl gidilir?
Dijon’daki yerel havaalanına Türkiye’den direkt uçuş yok. Bordeaux’dan iç hat uçuşlarıyla ulaşmak mümkün. Diğer seçenek Paris ya da Lyon’a uçup, trenle Dijon’a geçmek. Paris’ten TGV’nin hızlı trenleriyle 1,5 saat sürüyor. Ekimin ikinci haftasında İstanbul’dan Paris’e direkt uçuşlarda bilet fiyatı Air France’da gidiş-dönüş 521 TL’den, Onur Air’de 531 TL’den başlıyor.