Paylaş
1) Saçlarına ak düşmüş, yakın gözlüklü, hafif göbekli dükkan sahibi usta
Dükkan sahibidir ama dükkana ve mesleğe belki de 40 yılını vermiştir. Yemeğin başında kendi durur, dükkan büyümüş olsa da işten elini eteğini çekmez. Şef garson o an ayağını kırsa servise geçecek, bulaşıkçı bayılıp düşse tabaklara girecek yetkinliğe, tecrübeye ve adanmışlığa sahiptir.
2) Hesabı şişirmeyen cam su şişesi
Kimi cam şişe su markaları hesapta kendine salon salomanje geniş bir yer bulurken, hesabın geri kalanının da cebinizde dikkat çekici bir boşluk yaratacağının habercisidir. Kimi cam şişe sular var ki dükkandaki tüm fiyatların uygun olacağına işaret eder. Dükkan sahibinin memleketi olan Kırıkkale’nin bir köyünde şişelenen bir su markası ya da benzeri adı az duyulmuş, cam şişe su markasının masada bulunması, iyiye işarettir. Bunun diğer alternatifi sürahi ile bırakılmış su olabilir.
3) Metal tabaklar
İlk bakışta hoş gözükmüyor olabilir ama gerçekten de metal tabakta servis yapan çok az yerde vasat altı bir şeyler yemişimdir. Özellikle köfteci, kebapçı gibi bir dükkan ise metal tabakta servisin sonu genelde iyi lezzete çıkıyor. Yanında belki kıyılmış bir parça soğan, bir iki domates…
4) Dükkanla yaşıt şef garson
40 senelik lokantaysa, son 40 yılını o lokantada geçirmiş, her müşteriyi tanıyan, her sandalyedeki vidayı bilen, kimin ne olduğunu gözünden anlayan, gün görmüş bir “Ahmet Abi”, “Yusuf Abi” bulunur bu tip dükkanlarda. Yüzünden o gün hangi çorbayı içeceğini, bakışından cebindeki paranın vaziyetini bilir. Dükkanın konuşan, yürüyen, düşünen canlı bir parçasıdır artık o.
5) Beyaz eşyacı, oto galerici müdavim
Mahallenin beyaz eşyacısını, bölgenin oto galericisini öğlen o lokantada görüyorsanız orada iş var demektir. Daha önceki bir yazımda bahsettiğim gibi oto galericiler, beyaz eşyacılar kolay kolay bir yere müdavim olmazlar. Bölgedeki iyi yenecek yerleri genellikle tespitte uzman olmuş, yetkili abilerimizdirler.
6) “Prime–time” doluluğu
Bu tip dükkanların “prime-time”ı genellikle saat 11.00 ile 15.00 arasıdır. Bu saatte yoğunluk gören dükkanın muhakkak yemeklerinden birinde bir ışık vardır. Kaldı ki, kalabalık öğlen servisi verebilen dükkanın yemeği kalmaz, dolayısıyla bulunan ürünler taze ve günlüktür.
7) Duvarda birinci kuşaktan kurucu vesikalığı ve yanında 1960’lı yıllardan banknot
Dükkanı 1966 yılında açan İsmail Amca’nın siyah beyaz vesikalığı ve yanında ilk siftah parasını bulunduran dükkan, nesilden nesile o kuru fasulyeyi, pilavı doğru yapmaya özen gösterir. Nahoş bir durumda İsmail Amca’nın yaşıyorsa dükkana, Hakk’ın rahmetine kavuştuysa rüyaya geleceğine, hesap soracağına inanılır. Dükkanın Robert Bosch’udur.
8) Kasa arkasında rahmetli Tuğrul Şavkay döneminden kalma gazete kupürü
Influencer’dan anlamaz, blogger sevmez dükkanın medar-ı iftiharı 30 yıl önce gazeteye çıktıkları zaman kestikleri kupür olabilir. Böyle köklü dükkanlar genelde işine bakar, kendi inandıkları bir takım mihenk taşları vardır. Günlük gelip geçici akımlardan, hareketlerden pek etkilenmezler.
9) Hesapta kalenderlik
37 lira tutunca, “35 yeter” diyen, “Tatlı bu seferlik ikramımız olsun” diyen, çaydan çorbadan esirgemeyen dükkan genelde kazanır, doğru yerdir.
Böylesi dükkanlar varsa bildiğiniz, bana yazmaktan lütfen çekinmeyin. Sevgiler.
Paylaş