Güncelleme Tarihi:
Kral 3'üncü Charles, 1969'da Galler Prensi ilan edildiğinde, oldukça büyük ve şaşaalı törenler düzenlendi. Genç prensin başına giydirilen taç da en az törenler kadar dikkat çekiciydi.
Charles, perukla değil sıradan bir saç kesimiyle gezen ve "kulakları dikkat çeken" modern bir prensin takabileceği bir taç talebinde bulunmuştu.
Başa oturan kısmı mor kadife ve beyaz as kürkünden oluşan tacın tepesinde ışıl ışıl parlayan altın rengi bir küre ve Charles'ın burcu olan Akrep'i yansıtacak şekilde dizilmiş elmaslar yer alıyordu. Gelenekleri yıkan Prens için oldukça uygun bir tasarımdı.
Taç, mimar ve kuyumcu Louis Osman tarafından tasarlanmıştı. Soyut ve fütüristik bir tasarım anlayışı benimsemiş olan Osman arkadaşları arasında "eski hippilerden" diye anılan bir isimdi.
Tacın tasarımı Kraliyet ailesi üyelerinin geçmişte taktığı taçlardan oldukça farklıydı. Üzerindeki altınlar da gelenekten ayrılıyordu. Galler'de bulunan bir madenden geldiği açıklanan altın, geçmişte olduğu üzere elle dövülmemiş, onun yerine modern metotları sergilemek amacıyla epoksi reçine bir kalıp üzerine elektrolizle kaplanmıştı.
Ne var ki o tacın, Prens Charles'ın dahi bilmediği bir sırrı vardı: Tepesindeki ışıl ışıl parlayan küre, pinpon topundan yapılmıştı! Tabii top altınla güzelce kaplanmıştı ve ne olduğu anlaşılmıyordu ama bu detay sonradan çok konuşuldu.
ENİŞTESİNİN ETKİSİ BÜYÜK OLDU
Osman'ın tasarımı, televizyon kameraları yoluyla sayesinde milyonlarca kişinin izlediği taç giyme töreninin en dikkat çekici unsuru oldu.
Aslına bakılırsa Ortaçağ'da inşa edilmiş olan Caernarfon Kalesi'nde gerçekleşen törenin tamamı, televizyon çağı için tertip edilmişti.
Bu tertipte en önemli rolü Prenses Margaret'ın o dönemki eşi yani Charles'ın eniştesi olan fotoğrafçı Lord Snowdon oynamıştı.
Prens'in başının üzerindeki sert plastikten kubbeden misafirlerin oturduğu kırmızı ahşap sandalyelere kadar her şey ekranlarının başında töreni izlemekte olan milyonlara güzel görüntüler sunacak şeklide seçilmişti. O kadar ki Lord Snowdon daha sonra yapacağı bir açıklamada, törenin baştan sona uydurma olduğunu açık açık itiraf edecekti.
TÖRENDE İKİ AYRI TAÇ GİYECEK
Yarım asırdan fazla zaman sonra Charles bu kez gerçekten taç giyecek. 11'inci yüzyıldan bu yana neredeyse hiç değişmeden sürdürülen taç giyme töreninde bu kez plastik kubbeler ya da fütüristik tasarımlı taçlar yer almayacak.
Onun yerine geçmişi çok eskiye dayanan iki taç öne çıkacak.
Kral Charles, Aziz Edward tacı olarak bilinen ve Kraliçe 2'nci Elizabeth'in mühründe de dikkat çeken tacı giyecek. (Bu tacın temsilini uzun yıllardır İngiltere'nin dört bir yanındaki posta kutularının üzerinde görmek mümkün.)
Söz konusu tacın kökenlerinin 11'inci yüzyılda "İman Savunucusu" lakabıyla tanınan Wessex Kralı Edward'ın tacına kadr uzandığı söyleniyor. Ne var ki bu efsanenin Westmister Kilisesi'ndeki keşişler tarafından hacıları buraya çekmek için uydurulmuş olabileceği de iddia ediliyor. Bunların hangisinin doğru olduğu net değil. Ancak sonraki 400 yılda tüm monarkların tahta çıkma törenlerinde bu tacı giydikleri biliniyor.
Ne var ki günümüzde kullanılan o taç değil. Zira 1649'da İngiliz İç Savaşı sırasında 1'inci Charles idam edildikten sonra, Avam Kamarası monarşiye ait "oyuncakların ve ıvır zıvırların" eritilmesi yönünde bir karar almıştı. İman Savunucusu Edward'a ait olduğu söylenen taç da fırına atılanlar arasındaydı.
1661 yılında 2'nci Charles tahta çıkmadan evvel, kraliyet kuyumcusu Robert Vyner, eldeki sınırlı bilgiler doğrultusunda kendi yaratıcılığını da katarak Aziz Edward tacını yeniden tasarladı.
Aziz Edward tacı
Bu taç, üzeri çeşitli şekillerde kesilip cilalı altından yuvalara yerleştirilmiş turmalin, beyaz ve sarı topaz, yakut, ametist, safir, lal, perido, zirkon, spinel ve akuamarin taşlarla bezeli som altından iki kalın banttan oluşuyor. Ağırlığı 2 kilogramın üzerinde olan taç hakkında Kraliçe Elizabeth bir zamanlar "1 ton çekiyor" diye şikâyet etmişti.
Haber dergisi Private Eye, Kral Charles'ın kadifeye sarılıp bir melon şapkanın içine doldurulan un torbalarını kafasına takarak kendisini tacın ağırlığına hazırlamaya çalıştığını yazdı.
İKİNCİ TAÇ HAFİF AMA ÇOK DAHA DEĞERLİ
Aziz Edward tacı her zaman bu kadar çok taşla bezenmiş değildi. Aksine, maliyetleri azaltmak amacıyla uzun yıllar taşsız bir vaziyette kullanılmıştı.
Bu konuda yazılmış en önemli tarih kitaplarından biri olan "The Crown Jewels"ın (Kraliyet Mücevherleri) yazarı Anna Keay, The Guardian'a yaptığı açıklamada, "20'nci yüzyıla kadar taç giyme törenlerinde kiralık mücevherler kullanılırdı" dedi ve ekledi:
"Güney Afrika'daki madenlerin derinliklerindeki dev gibi elmaslar bulunmadan önce, çok fazla değerli taş yoktu. O nedenle Kraliyet kuyumcusu, bu parçaları koleksiyonlarında bulunduran kişilerden kısa süreliğine kiralardı." Mücevherlerin kiralık olması, tacın sarayın kasasını yormayacak bir şekilde süslenebilmesi anlamına geliyordu.
Diğer yandan Kral Charles, Aziz Edward'ın tacını çok uzun süre giymeyecek. Törenin bir noktasında Aziz Edward Şapeli'nde Charles cübbesini ve tacını değiştirecek. Giyeceği ikinci taç ise imparatorluk devlet tacı olacak.
Bu ikinci taç, ağırlık açısından Aziz Edward'ın tacının yarısı kadar olduğundan, çok daha pratik. Bu nedenle monarklar tarafından meclis açılışı gibi etkinliklerde giyiliyor. Ancak yükte hafif olması pahada da hafif olduğu anlamına gelmiyor. Orijinal imparatorluk tacı 1649'da fırında eritildiğinde, üzerindeki taşlar nedeniyle değerinin Aziz Edward'ı tacının 5 katı olduğu söyleniyordu. 1937'de yapılmış bu güncel versiyon da aslını kesinlikle aratmıyor.
Keay, "Üzeri tamamen taşlarla kaplı. Elmaslardan metali göremiyorsunuz" dedi.
Tacın üzerinde yaklaşık 3000 adet elmasın yanı sıra 17 safir, 11 zümrüt, 269 inci, biri Siyah Prens Yakutu olmak üzere 4 yakut, bir de spinel bulunuyor.
TARTIŞMALARA DA KONU OLDU
Ne var ki bu tacın, adındaki "imparatorluk" ifadesinin de işaret ettiği üzere, sembolik anlamı nedeniyle tartışmalara konu olduğunu hatırlatmakta da fayda var.
Tacın üzerindeki 317 karatlık Cullinan II elması ile 3000 karatlık dev Cullinan elmasından kesilmiş parça 1905 yılında Güney Afrika'daki madenlerden çıkarılmıştı. O yıllarda Güney Afrika bir İngiliz kolonisiydi.
İmparatorluk tacı Kraliçe'nin tabutunun üzerine yerleştirilmişti
Nitekim tacın Kraliçe'nin cenazesinde ortaya çıkmasının ardından, bu taşların Güney Afrika'ya iade edilmesi yönünde pek çok çağrı dile getirildi. Örneğin Güney Afrika'da iktidarda olan ANC partisinin eski yöneticilerinden Thanduxolo Sabelo, "Ülkemizin ve diğer ülkelerin madenleri, halkımızın çıkarları pahasına Britanya'ya yaramaya devam ediyor. Cullinan elması derhal iade edilmelidir" dedi.
Kraliyet mücevherlerin koruyan Kraliyet Koleksiyonu Vakfı kaynaklarında ise Cullinan elmasının "Boer Savaşı'ndan sonra Britanya ile Güney Afrika arasında doğan gerginliği tamir edecek sembolik bir jest olarak 1907 yılında Kral 7'nci Edward'a sunulduğu" belirtiliyor.
CAMILLA "KANLI ELMAS"I TAKMAYACAK
Kraliçe'nin ölümünden sonra tartışma yaratan bir diğer değeri taş da Ana Kraliçe'nin tacı üzerinde bulunan kanlı Kuh-i Nur elması olmuştu. Bu taş üzerinde Hindistan'ın yanı sıra İran, Afganistan ve Pakistan da hak iddia ediyor.
Ana Kraliçe'nin Londra Kulesi'nde saklanan tacının, törende Kraliçe Camilla tarafından giyilmesi bekleniyordu. Ancak Hindistan hükümeti böyle bir hareketin "sömürge geçmişinin acı hatıralarını" geri getireceği yönünde bir açıklama yapınca karar değişti.
Camilla törende Kraliçe Mary'nin 1911'de yapılmış tacını giyecek. Çeşitli ortamlarda giymeye uygun şekilde tasarlanmış bu tacın parçaları sökülüp takılabiliyor, üzerindeki elmaslar broş olarak da kullanılabiliyor.
Tacın dört değil sekiz yarım banttan oluştuğuna dikkat çeken Keay, "Taçları tanıyanlar bunun çok Avrupai bir tasarım olduğunu bilecektir. Camilla için bantların bir kısmı sökülüyor, böylece daha İngiliz bir hava yaratılmak isteniyor. Ama öyle bile olsa oldukça büyük ve ağır bir taç. Umarım Camilla'nın kafasına uyar" ifadelerini kullandı.
Geçmişte konsort kraliçeler için hep özel taçlar sipariş edilmişti. Ancak Buckingham Sarayı, "sürdürülebilirlik ve verimlilik adına" ailenin dev koleksiyonundan bir parçanın yeniden değerlendirileceğini vurguladı. Bu durum İngiltere monarşisinin geleceğinde yeni taçlar göremeyeceğimiz anlamına da geliyor.
Keay, "Kral Charles, estetiğe ve zanaatkârlığa bugüne kadar bildiğimiz tüm atalarından daha fazla ilgi gösteriyor. Eğer bugün kendisi için yeni bir taç tasarlanmıyorsa gelecekte böyle bir şeyle karşılaşacağımızı hayal etmek zor" diye konuştu.