Nihayet AB için strateji

AVRUPA Parlamentosu’nda 25 üye ülkeden üçte biri kadın olan toplam 732 milletvekili var. İçlerinde Türkiye’ye en yakın grup Yeşiller.

Böyle olmasının sebebi, hem Yeşiller’in yapıları gereği en "doğrucu davut" parti olmaları, hem de çok sayıda Türk siyasetçiyi barındırmaları.

Batı Avrupa’ya Türk göçü 45 yılı geride bırakırken, ikinci ve üçüncü kuşak Türklerin tercihinin sol partiler olması doğal; çünkü yabancılara karşı en fazla hoşgörü bu kanatta. Gelgelelim Avrupa Türklerinin siyasetteki başarıları kolay hazmedilir bir durum değil. Nitekim Hollanda’da ve Belçika’da Türk kökenlileri geri püskürtmek için bahane buldular: "Ya Ermeni soykırımını itiraf et, ya da istifa et!" Etmeyeni partiden ihraç etmeye başladılar. Bazı Türk kökenli siyasetçiler üzerinde "hiç olmazsa kapalı oturumda itiraf et" diye baskı var.

Bu tür baskılar, Türklerle Ermenileri barıştırmaz, ama AB ülkelerini kendi içlerindeki Türk toplumuyla küstürür.

* * *

Bizim bu noktada yapmamız gereken yılgınlığa mı kapılmak, yoksa bilgilendirme taarruzuna mı geçmek? Ben ikincisinden yanayım. Örneğin Avrupa’da kaç kişi, geçen yüzyılın başında imparatorluk küçülürken Balkanlar’dan koparılıp Anadolu’ya sığınan Türklerin sayısının 5 milyon olduğunu biliyor?

Sirkeci İstasyonu’nda çekilen Rumeli göçmenlerinin fotoğrafları ile Ermeni tehcirine uğrayanların fotoğraflarını birbirinden ayırt etmek o kadar kolay değil.

Kendimden örnek vereyim. 1940’lı yıllarda Makedonya camilerinde Sırplar tarafından kurşuna dizilen kuzenlerimin intikamı için Avrupa Parlamentosu’nun kapısını çalarsam ne olacak? "Bir sen eksiktin" demelerini beklerim açıkçası!

* * *

Avrupa’da kaç kişi, 1915’teki çok taraflı vahşetin Anadolu topraklarına hákim olma mücadelesi için verilen üçlü bir savaşın parçası olduğundan haberdar? Doğrusu o ki bu topraklara hákimiyet için Türkler, Ermeniler ve Rumlar savaştılar. Türkler ve Kürtler birleştiler, Rumlara ve Ermenilere karşı galip geldiler.

Anadolu’ya milliyetçilik ideolojisini kim bulaştırdıysa önce onlar özür dilesin. Milliyetçiliğin Türklere en geç ve ancak acı verecek bir şekilde dürtüldükten sonra sirayet ettiğini bilmiyor iseler, Avrupalı dostlarımıza bunu da anlatmak gerekir.

AB üyesi ülkeler genel anlamda Türkiye’den çok daha milliyetçidir, ama bu başka bir yazının konusu.

Avrupa Parlamentosu’nu küçümseyenlere gelince, onlara katılmıyorum. Son Türkiye raporunda Ermeni soykırımını tanımak üyelik için koşul olmaktan çıktı diye rehavete kapılamayız. Radikal Ermeni grupları, mutlaka karşı atağa geçecekler. Aynı şekilde Kıbrıs için de Türkiye’nin anlatacak çok lafı var. Neyse ki Ankara’nın bütün bu faaliyetleri bundan böyle hazırlanmakta olan bir strateji çerçevesinde planlı programlı yapacağına dair Başbakanlık’tan sinyal aldık. Kolay gelsin diyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları