Paylaş
İDDİALARIN TEMELİNDE BİLGİSİZLİK VAR
ABD savaş gemisi USS Nitze, 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremde İstanbul Boğazı’ndaydı. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Flake de gemiyi ziyaret etmişti. Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, aynı gemiyi depremden birkaç gün önce Dolmabahçe’de gördüğünü iddia etti, “Depremle bunun arasında bir alaka var mı? İstanbul Boğazı’na niye gelmiş?” diye sordu.
Paniğin fitilini ateşleyen de bu oldu. Onlarca kişi, X hesaplarından, ABD’ye ait geminin, HAARP teknolojisi ile donatıldığını ve bu teknoloji ile ABD’nin istediği yerde, istediği büyüklükte deprem yaratabileceğini ve gemi ne zaman Türk sularına girse bir deprem olduğunu iddia etti.
ALASKA’DA BİR PLATFORM
Ancak HAARP iddia edilenin aksine, taşınabilir bir yapı değil, bir platform. ABD’nin Alaska eyaletinde bir bina ve toplamda maksimum 3.5 megavat iletim gücüne sahip, 180 adet antenden (IRI) oluşan bir yapı. Biliminsanları bu kadar küçük bir güçle, cisimlerin sıcaklıkları veya fiziksel özellikleri üzerinde değişim yaratmanın imkânsız olduğu görüşünde.
GÜCÜ ÇOK YETERSİZ
2016’da Çağrı Mert Bakırcı tarafından hazırlanan ve HAARP iddialarını ele alan “doğruluk” incelemesinde de Koç Üniversitesi eski rektörü, jeofizik ile düşük frekanslı radyo dalgaları üzerine araştırmalar yapan Ordinaryüs Profesör Ümran Savaş İnan’ın şu sözleri var: “HAARP’ın yaydığı dalgaların gücü ne kadar yüksek olursa olsun, atmosferik doğa olaylarının yarattığı enerjilerin yanında, önemsenmeyecek kadar küçüktür. HAARP ile doğa olaylarına etki edebileceğimizi iddia edenler, tamamen bilgisizdir.”
ABD ORDUSU 2014’TE ÇEKİLDİ
Peki nereden çıktı bu iddialar? Elbette Amerika’dan. Amerikalı komplo teorisyenlerinin, bu sistemle insanların beyinlerinin kontrol edilebileceği, izinsiz dinlemeler yapılabileceği, bu sistemin tarımsal kuraklığa bile sebep olabileceği iddiası ile hazırladığı binlerce yayın var. Elbette o yayınlar, tıpkı aşılar konusunda üretilen komplo teorileri gibi; Türkiye’ye de ulaşmış durumda. Aslında ABD ordusu komplo teorilerini sonlandırmak için 2014’te bir adım atmış ve HAARP araştırmalarına olan desteğini durdurmuş. Proje, 2015’te Alaska Üniversitesine devredilmiş ve 2016’da da üniversite bu iddiaları bireysel olarak test etmek isteyen herkese kapılarını açmış. Ama bilin bakalım ne olmuş? Söz konusu iddiaları henüz kanıtlayan olmamış. Derler ya; “Biri, kuyuya bir taş atmış...”
ASILSIZ KOMPLO TEORİLERİNE İTİBAR ETMEYİN
ABD savaş gemisi USS Nitze’nin 23 Nisan depreminden bir gün önce İstanbul, 23 Nisan’da ise Silivri açıklarında olduğu iddiası, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yalanlandı. İddiaya konu fotoğrafların, 2023 yılına ait olduğu, bahse konu geminin ise yakın zamanda denizlerimizde bir faaliyet icra etmediği açıklandı. Türkçe açılımı, Yüksek Frekanslı Etkin Kutup Işıkları Araştırma Programı olan HAARP sisteminin, iyonosferi incelemek amacıyla kurulan bir araştırma programı olduğuna da değinilen açıklamada, “Mevcut bilimsel veriler ve bilim dünyasının genel görüşü, bir gemi veya HAARP sisteminin depremlere neden olacak kadar büyük bir enerji üretmesinin mümkün olmadığı yönünde. Dayanağı bulunmayan asılsız komplo teorilerine itibar etmeyiniz” denildi.
MADEM BÖYLE GÜÇTE BİR GEMİ VAR HEDEFİ NEDEN SADECE TÜRKİYE
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’i de aradım. Diyor ki: “Deprem yaratacak kadar büyük bir güçte saldırı yapabilecek yeteneğe sahip bir savaş gemisi üretilmedi henüz. Kimse kusura bakmasın ama bunlara iddia bile denmez, ‘palavra.’ Hadi diyelim tezlerinde iddialılar. O zaman ben de bir hipotezle geliyorum. O zaman bunu cevaplasınlar: ‘ABD’nin elinde, 9 bin tonluk, Arleigh Burke sınıfı, deprem yaratacak kadar büyük bir güçte savaş gemisi varsa, o zaman böyle bir yeteneği neden; Basra Körfezi’nde İran’a, Baltık Denizi’nde Rusya’ya, Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı, kullanmıyorlar? ABD’nin tek düşmanı ya da baş düşmanı Türkiye mi sizce?’ Bu arada 23 Nisan, daha doğrusu her bayram, İstanbul Boğazı’na, Dolmabahçe Sarayı önüne TCG İstanbul firkateyni gelir. ‘Gördüm’ diyenlerin gördükleri odur muhtemelen.”
HER OLAYI BİRBİRİYLE İLİŞKİLENDİRMEYİ SEVİYORUZ
Peki deprem sonrası gökyüzünde oluşan kızıllık, ‘olası’ bir depremin habercisi mi? “Deprem sonrası ve öncesinde gökyüzünde yaşanan olaylar üzerine devam eden araştırmalar var. Hatta biri, Yuji Enomoto imzasıyla, geçen yıl bilim dergisi Atmosfer’de de yayımlandı” diyor, İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros ve şu yorumu yapıyor: “Ancak dün gökyüzünde görülen bu kızıllığın, yeni bir deprem yaratabileceğine dair bilimsel bir kanıt yok. Bunlar, daha ziyade doğal optik olaylar. Maalesef Türkiye’de insanlarımız her olayı birbiri ile ilişkilendirmeyi seviyor.”
Paylaş