ZİNCİRLİKUYU-Maslak hattı için ‘‘İstanbul'un Manhattan'ı’’ diyenler var. Zincirlikuyu şehrin önemli kavşak noktalarından biri.
Zincirlikuyu Mezarlığı işte bu kavşak noktasında. Sosyal kültürümüzde mezarlıklarla iç içe yaşamak olağan sayıldığından, buraya kadar sorun yok. Kentsel kültür çevresi olarak İstanbul'da 204 mezarlık olduğunu hissetmeden yaşarız.
Şimdi konunun tuhaf olan tarafına geliyorum.
Geçenlerde devasa bir kapı yapıldı bu mezarlığa. Paris'teki Zafer Takı mı desem, Beyazıt'taki üniversite kapısı mı desem, karar veremedim. Kapının yapılmasıyla birlikte onca zaman kendi halinde durup kimsenin gözüne batmayan mezarlık caddeden gelen geçenlere ‘‘Hey şişşt, ben buradayım’’ demeye başladı.
Ama bu da yetmedi. Bir sabah baktık ki, o koca kapının üzerinde herkesin okuyabileceği kadar büyük harflerle bir yazı: ‘‘Her canlı ölümü tadacaktır.’’
O yoldan her sabah geçen biri olarak güne ölümün tadının ekşi mi yoksa acı mı olduğunu düşünerek başlamak son derece moral bozucu.
Bu cümle Kuran'daki bir ayetten alınma. Büyükşehir Belediyesi basın danışmanlığının bize verdiği bilgiye göre oraya komisyon kararıyla yazılmış. İşin içinde Fen İşleri de varmış. Birtakım adamlar bunun gerekli bir hatırlatma olduğuna karar vermiş.
Büyükşehir basın bürosundan bize anlatılmaya çalışıldığı kadarıyla bu yazının mezarlık kapısında yer alması, vergi dairelerinin kapısına ‘‘Vergi kutsaldır’’ ya da spor salonlarının kapısına ‘‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim, İmza K. Atatürk’’ yazmasından farksızmış!..
* * *
İşin içine ölüm ve ayetler karışınca hassas bir alana girilir. O nedenle bu yazıdan önce Belediye'nin vatandaş ilişkilerini yönlendiren Beyaz Masa ve Müftülük de arandı.
Beyaz Masa'nın söylediğine göre iki psikolog bu konuda iki ayrı görüş bildirmiş. Biri olumlu, diğeri olumsuz... Olumlu görüşteki psikolog bunun sigara paketlerinin üzerinde yazılan ‘‘Sigara sağlığa zararlıdır’’ yazısıyla aynı etkide olduğunu söylemiş.
Diğer taraftan konu internetteki sağlık sitelerine de girmiş. Uzman psikologlar ‘‘Panik, korku ve moral bozukluğuna yol açan o yazı hemen kaldırılmalı’’ demekteler.
Müftülük ise tabutların üzerindeki örtülerde de aynı cümlenin yazdığını hatırlattı. Bu arada ek bir bilgi olarak da o yeşil örtülerin Çin malı olduğunu öğrendik...
* * *
Dün sabah yine o yazının önündeyken trafik sıkıştı.
Neyse ki mezarlıktan hemen sonra sağımda İlhan Koman'ın sonsuzu yakalayan Akdeniz heykeli belirdi. Çetin Altan bu heykelin buradan sökülüp Akdeniz'de bir plaja konmasını istemişti. Kusuruma bakmasın, heykelin yerinden taşınmadığına bir kez daha sevindim. Akdeniz Heykeli sonsuzluk duygumu güçlendirdi. Zaten ölüm de sonsuzluğa geçiş değil miydi?