Paylaş
Herkes inanmak istediğine inanıyor.
Depremden kaçamayacağımıza göre, aslında bundan sonra İstanbul’u depreme nasıl hazırlamamız gerektiğini konuşmalıyız.
Çünkü deprem artık bir beka sorunu haline geldi.
Bugün Kabine toplantısının öncelikli gündeminde deprem konusu yer alıyor.
ALTERNATİFLİ ÇALIŞMA YAPTIK
Kabine toplantısı öncesinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’la konuştum. “Alternatifli çalışma yaptık. İstanbul depremini konuşacağız. Kentsel dönüşümle ilgili yapılacakları ele alacağız. Yarısı Bizden kampanyasında sağladığımız imkânlarda güncelleme yapmayı planlıyoruz. Bunları Sayın Cumhurbaşkanımız bir paket olarak açıklayacak” dedi.
Yarısı Bizden kampanyası çerçevesinde devlet 100 bin lira taşınma, 700 bin lira hibe, 700 bin lira ise 2 yıl geri ödemesiz kredi olmak üzere toplam 1.5 milyon lira destek sağlıyor. Ancak inşaat maliyetlerinin yükselmesini dikkate alarak bu oranlar güncelleniyor.
Çevre Bakanı Kurum’a, “İstanbul kurtulamayacak bir şehir mi? İstanbul depreme hazırlıklı hale getirilemez mi?” diye sordum. Murat Kurum çok net konuştu.
“İstanbul toparlanamayacak bir şehir değil. Hep beraber hareket edersek, bir seferberlik ruhuyla çalışırsak, İstanbul’daki riski en aza indirir, İstanbul’u birkaç yıl içinde toparlarız. Biz bu işin üstesinden geliriz” dedi.
Benim aradığım da bu.
Biz bunu başarabiliriz.
6 Şubat’ta asrın felaketini yaşadık. 11 şehrimiz yıkıldı. “10 Türkiye bir araya gelse bunun altından kalkamaz” deniliyordu. Ne oldu? Başarıyoruz. Yeter ki kendimize inanalım. Yeter ki kendimize güvenelim. Yeter ki, seferberlik ruhuyla bu işe başlayalım.
Sizi rakamlara boğmak istemiyorum. Ama bazı şeyler rakam vermeden anlatılamıyor. Murat Kurum bu konuda dünyanın sayılı başarılı isimlerinden biri. Deprem bölgesini ayağa kaldırdı.
Murat Kurum’a, “İstanbul nasıl ayağa kaldırılır, depreme dayanıklı hale getirilir” diye sordum.
“Bakın 6 Şubat depreminden sonra 2.5 yıl içinde 600 bine yakın inşaat fiilen başlamış durumda. 11 ilde 452 bin konutu yıl sonuna kadar teslim edeceğiz. Biz bunu yapabiliyoruz. Bunu yapacak kapasiteye sahibiz. Seferberlik ruhuyla birkaç yılda İstanbul’daki riski de minimize edebiliriz” dedi.
İSTANBUL’U KURTARALIM
Depremden önce yapmak ile depremde yıkıldıktan sonra yapmak arasında dağlar kadar fark var. Yitip giden canlar ise hiçbir şeyle kıyaslanmaz. Murat Kurum da ona dikkat çekti. “Depremden sonra hemen toparlanabilmek ne kadar önemliyse depreme hazırlıklı olmak çok daha önemli. Bu noktada hep birlikte hareket etmemiz lazım. Biz üzerimize düşeni yapacağız. Amaları, fakatları, polemikleri, mazeretleri bir yana bırakarak İstanbul’u depreme hazırlamamız lazım. Deprem olmadan önlem almamız lazım. Onun için diyoruz ki, gelin hep birlikte el ele verip İstanbul’u kurtaralım” diye konuştu.
Murat Kurum’un bu değerlendirmesine itiraz etmek mümkün değil. Çünkü başka İstanbul yok.
TESPİTLER
Çevre Bakanı Kurum’a 23 Nisan’daki 6.2’lik depremden sonra yaptıkları tespitleri sordum.
“Arkadaşlarımız hasar ihbarı yapılan binaları yerinde bire bir incelediler, tespitlerini yaptılar. 15 bin 13 binayı inceledik. 12 bin 398 binanın hasarsız, 1025 binanın az hasarlı olduğunu tespit ettik. Az hasarlı binaları da Yarısı Bizden kampanyasına dahil ettik. Arkadaşlarımız az hasarlı dediğimiz binalara gidip Yarısı Bizden kampanyasına katılmaları için ikna etmeye çalışacaklar. Ayrıca 2000 yılından önce yapılan binalara da gideceğiz. Onları da Yarısı Bizden kampanyası ile yapalım diye ikna etmeye çalışacağız. Ayrıca belediyelere de siz de deprem bütçesi ayırın, hep birlikte hareket edelim diyeceğiz. Belediyelere eğer Bakanlık’ta bekleyen bir işleminiz varsa hemen yardımcı olalım diyeceğiz. Bakanlık, belediyeler ve halkımızla birlikte hareket edersek İstanbul’daki riski en aza indirir, birkaç yıl içinde bu işin üstesinden gelir, İstanbul’u depreme hazırlıklı bir şehir haline getiririz” dedi.
YAPI STOKU
Peki İstanbul’un yapı stoku ne durumda yani bu iş altından kalkılacak durumda mı? Bakan Kurum umutsuz bir tablo çizmedi.
“2025 yılı itibarıyla İstanbul’umuzda 8 milyon 70 bin bağımsız bölüm var. Bunun 3 milyon 393 bini 2000 yılı ve öncesi. Bu şu demek; yüzde 60’ı yeni yönetmeliklere göre yapılmış. 2000 yılındaki bina stokuna baktığınızda İstanbul’un tamamı riskliyken bugün İstanbul’un yüzde 60’ı güvenli hale gelmiş. Bu binaların 1.5 milyonunun riskli olduğunu görüyoruz. Acilen dönüşmesi gereken 600 bin konut. 2025 yılında tüm gücümüzle İstanbul’da olacağız. Seferberlik ruhuyla çalışıp birkaç yılda İstanbul’u toparlayacağız” diye konuştu.
UMUTSUZ VAKA
Dikkat ederseniz burada Ekrem İmamoğlu’nun depremle ilgili çalışmalarına değinmedim. Çünkü bu konuda umutsuz vaka. Konser bütçesi, deprem bütçesinden daha fazla olan bir zihniyet ne yapabilir ki? Ekrem İmamoğlu 5 yılda bu sorunu çözerim demişti, 6 yılda 7 bin 39 konut yapmış. İmamoğlu’na bırakılırsa İstanbul’un birkaç asır beklemesi gerekir.
Paylaş