Beleşe AB yardımı yok

SOKAKTAKİ insan için Avrupa Birliği hálá uzak bir kavram. AB üyeliğinin ön koşulu olan Kopenhag siyasi kriterleri Türk halkı için yeterince ilginç bir irtibatlanma noktası oluşturmuyor. AB uzanma mesafemizde değil.

Ve bu sadece bize özgü bir sorun sayılmaz. Selanik'teki son AB zirvesi şehre 140 kilometre uzaklıkta, gözden ırak bir tatil beldesinde yapıldı. İnsanlar yaklaşmasın diye zirveye giden yollara adım başına birer polis dikilmişti. Neyse ki AB'nin halkla yakınlaşmasını isteyenleri sevindiren bir olay oldu: Küreselleşme karşıtları zirvenin kapısına dayandılar. Halkla temasın her türlüsü AB için değerliydi!

Bize gelince, Avrupa Birliği ekranlarda öyle anlatılıyor ki, AB üniforması giymiş bir adamın evimizin zilini çalıp elinde para dolu bir çantayı kapımıza bırakacağını sanmaya başladık. AB kimseye böyle para dağıtmıyor. Sanırım AB'nin ne olduğu kadar ne olmadığını da yazıp çizmek gerekiyor.

* * *

‘‘Neden AB'de olmalıyız?’’ sorusuna iki yanıtım var. Bir: Küreselleşmenin yıkıcı dalgalarına karşı direnç kazanmak için. İki: Teknoloji ve bilimde dünyanın gerisinde kalmamak için.

Pek çok kişi ve kurumun gündeminde olan AB yardımlarını ele alalım. Bu yardımların asıl amacı 2010'a kadar bilim ve teknolojide ABD ile rekabet edebilen Avrupa toplumunu oluşturmak. Bu görkemli hedefin bir de aracı var: 6'ncı Çerçeve destek programı.

Brüksel'deki karar alıcılar Türkiye'yi de bu programa dahil ederek gelecekte birlikte yürümek istediklerinin mesajını verdiler.

6'ncı Çerçeve ile üye ve aday ülkelere AB'nin beş yılda akıtacağı para 17.2 milyar Euro. Türkiye'de gerçekleştirilen ve Brüksel'e kabul ettirilen projeler ne kadar iyiyse, ülke olarak bu toplamdan alacağımız pay da o kadar artıyor.

6'ncı Çerçeve'de amaç Ortak Avrupa Araştırma Alanı'nı yaratmak. Bu alanda farklı ülkelerin kuruluşlarının bir araya gelerek ortak araştırmalar yapılması, bilginin paylaşılarak çoğalması amaçlanıyor. Bu nedenle de 6'ncı Çerçeve projelerinde birkaç AB üye veya aday ülkesinin bir araya gelmesi isteniyor.

* * *

Peki ama her isteyen her alanda 6'ncı Çerçeve yardımlarından yararlanabilir mi? Hayır. Öncelikli alanlar var: Yaşam bilimleri, genom bilim, biyoteknoloji, bilgi toplumu teknolojileri, nano teknolojiler, akıllı malzemeler, havacılık-uzay, gıda güvenliği, sürdürebilir kalkınma ve bilgi toplumu yurttaş yönetişimi gibi... 6'ncı Çerçeve'de irtibat kuruluşu TÜBİTAK.

KOBİ'lerin bu yardımlardan alacakları pay yüzde 15. Türkiye ekonomisinin motoru olan KOBİ'ler için büyük fırsat. Üniversiteler ve araştırma enstitüleri, kamu ve sanayi kuruluşları ile işbirliği halinde çalıştıklarında Türkiye'den parlak projeler çıkabilir.

Yoksa halkımız haklı mı? AB denince bunlar da en az Kopenhag Kriterleri kadar ilginç değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları