SANAT tarihi hocası ve Brüksel’deki TR PLUS-Avrupa’da Türkiye Merkezi kurucularından olan otuz yıllık dostum Jacqueline Gerard, 13 yıl aradan sonra İstanbul’a yeniden geldi.
İlk kez 1976’da gördüğü Türkiye’yi Konya’sından Göreme’sine, Kaş’ından Ankara’sına, doğusundan batısına oldukça iyi tanıyan ve seven arkadaşımıza kısaca Zaza deriz. 20 yıl kadar önce kızının vaftiz annesi olmam için koyu Katolik bir papazı ikna becerisini göstermiş olan Zaza’nın İstanbul izlenimleri Sultanahmet Meydanı ve civarından başladı.
İlk akşam eve döndüğünde "Başı örtülüler artmış" dedi Zaza, ama bu seferkiler 13 yıl öncesine göre farklıydı: "Eskiden köylü olduklarını düşündüğüm ailede erkek önden yürürdü, kadınlar ise peşinden. Şimdiki örtülü çiftler el ele tutuşuyorlar, öpüşenlerini bile gördüm" diye ekledi. Ayrıca Ayasofya’nın avlusunda birbirlerine sarılıp fotoğraf çektiren örtülüleri de görmüştü Zaza ve ortaya "İslam’da resim yasağı kalktı mı?" sorusunu attı. Türbanlıların pofur pofur sigara tüttürmesinden de ayrıca etkilenmişti.
Topkapı Sarayı Hırka-i Saadet Dairesi’nde günün her saati camekana oturtulan hafız tarafından Kuran okunması da Zaza için bir yenilikti. 1517’den halifeliğin kaldırıldığı 1924 yılına kadar süren bu geleneğin yeniden başlatıldığını öğrenmişti.
Tekrar başa dönüp, "Başörtülü kadınlar eskisine göre çoğalmış" diye hayıflanmayı sürdürdü.
* * *
Beş gün boyunca İstanbul’un altını üstüne getiren Zaza’ya son akşam Develi’de kebap yerken "Başka neler farklı?" diye sorunca önüme uzun bir liste çıkardı.
Belçikalı arkadaşımın gözlemlerine göre; 13 yıl öncesine göre İstanbul’da refah gözle görülür biçimde artmış.
Erkeklerin bıyıkları yok olmuş.
Sokaklar ve caddeler çok daha bakımlı ve temiz.
Yarım kalmış inşaatlar azalmış.
Erkeklerde ceket-kasket ikilisi maziye karışmış.
Eskiden çok çirkin olan yeni binalar şimdi mimari olarak daha özenli yapılıyormuş.
* * *
13 yıl öncesine göre daha daha neler değişmiş? Zaza’yı dinlemeye devam ediyoruz:
Şehrin umumi tuvaletlerinde pisliklere basıp ayağınızın kayacağından korkardınız, şimdi fayanslar pırıl pırıl olmuş.
Artık İstanbul’da çok daha az klakson sesi var.
Taksiler kılık değiştirmiş, her taraftan sallanan süsler kalkmış, içinden pire zıplayacağını düşündüren pelüş kılıflar yok olmuş.
Fakat İstanbul’da değişmeyen şeyler de vardı.
Şehirdeki son gününde onu tekrar Topkapı Sarayı’na gönderdik. Dönüşte ilk kez yalnız taksiye binecekti. Taksicinin yanından aradı, misafirimizi Gayrettepe metrosunda indirmesini, oradan alacağımızı söyledik.
Taksici Zaza’yı Gayrettepe yerine Mecidiyeköy’de indirmiş. Saatle oynayıp 15 YTL’lik yol için de 75 YTL’sini "çarpmış".
Topkapı Sarayı önünde sotaya yatıp turist kazıklayan bu şöför arkadaşı tebrik ediyorum. Arkadaşımıza bu şehirde değişmeyen şeyler olduğunu da kanıtladı.