Size organik ürün verelim

Bir arkadaşım, kendisine gelen "Size organik ürün verelim" başlıklı mail’in ilgimi çekeceğini düşünmüş; yanılmamış da! Yapı Kredi Kültür Merkezi ile Garanti Galeri kurucu-yöneticiliği yapmış ve şimdi kendini ekokültürün gelişimine adamış olan Münevver Eminoğlu’ndan gelen bu mail, eminim sizi de harekete geçirecektir.

"Organik-ekolojik demek ahlaklı olmak demektir" diyor Münevver Eminoğlu. Sanırım şu sıralar internette çok dolaşan mail’inde en çok bu cümleyi sevdim. Aslen bir şehir plancısı olan Münevver Hanım, büyük şehri terk edip eşiyle, dostlarıyla birlikte Göcek’te doğayla dost bir hayat kurmuş. Bir zevk, bir dert, bir hobi, bir araştırma-çalışma; ama her durumda "ekokültür" kriterleriyle uyumlu bir alt-tema etrafında toplanmış kişiler için tasarlanmış bir buluşma noktası olan "ecoclub inlice inLycia", Göcek Körfezi’nin en güzel koylarından İnlice’de...

Göcek-EcoclubinLycia Ekolojik Kampı projesini yöneten Münevver Hanım ise geçenlerde dostlarını, organik ürünler yetiştirdikleri çiftliklerinden haberdar eden bir mail attı. Ancak teknoloji çağında bu ağ öyle bir genişledi ki bana bile ulaştı! (Bir arkadaşımın arkadaşının arkadaşı durumu yani!)

İyi ki de ulaştı! Ben de kendisiyle konuşarak bu mail’i sizinle paylaşmak istedim. Eğer ilginizi çekerse bana ya da Münevver Hanım’a mail atın.

Daha fazla bilgi isterseniz önümüzdeki hafta kendisiyle röportaj yaparak sorularınızı iletirim. Ayrıca zamane trendi olarak başlayan, ancak bir gereklilik halini alan organik besinlerle ilgili ne düşündüğünüzü de bana yazın.

***

Sevgili arkadaşlarım merhaba... Bildiğiniz gibi birkaç yıldır "doğal, organik, ekolojik" meseleleriyle uğraşıyor, bu uğurda hayat değiştirmiş ve pek iyi yapmış bulunuyorum. Benim Göcek maceramın yanı sıra bir de Çanakkale Çiftliği maceramız var. Birçoğunuz bilir, son iki-üç yıldır Çanakkale-İntepe’de 1500 dönüm büyüklüğündeki Ömercan Çiftliği’nin organik tarıma dönüştürülmesi için gerekli altyapı işleri, ekili alanların ıslah edilmesi, organik ürün sertifikası gibi işlerle uğraşıyoruz.

Çiftlik geçen yıl "organik tarım" sertifikası aldı. Ürün pazarlaması bu yıla kadar çiftlik sahibinin ortak olduğu bir şirket tarafından yapılıyordu. Ancak bu sene, çiftlik sahibi ile yaptığımız management anlaşmasının şekli biraz değişti; pazarlamayı da biz (PROMET Proje Yönetimi A.Ş.) üstlendik.

Pazarlamada, organik ürünlerin dağıtımındaki hem en ekonomik hem de ürün kalitesi için en doğru yol ve Avrupa’da uygulanmakta olan "kutuyla eve teslim" sistemini benimsedik. Yani sisteme abone oluyorsunuz; ürün tarladan evinize 24 saat içinde teslim ediliyor. Böylece bir yandan market rafları için zorunlu olan "raf ömrü uzatıcı" katkı maddelerini bertaraf ederken, öte yandan ürüne aracısız, yani en ucuz şekilde ulaşıyorsunuz.

Bir de tabii en önemlisi, pek çok markette ya da özel dükkanlarda olduğu gibi sadece kurutulmuş, şişelenmiş, konserve edilmiş, yani dayanıklı organik ürünü, üstelik çok pahalıya almıyorsunuz; taze taze pazılar, mis kokulu domatesler, marullar toplandığının ertesi günü sofranızda oluyor.

Organik ürün, tarifi gereği pahalı bir ürün; kimyasal zirai mücadele yapılmadığı, ürünün dayanıklılığını artırıcı katkı maddeleri ve kimyasal gübre kullanılmadığı, elmanın kurduna da elma kadar saygı gösterildiği, saf tohum elde edilmesi yıllar aldığı için dönüm başına alınan ürün, hormonlu, gübreli, seralarda yetişen "mass production" ürünlere göre çok az; bu, ürün maliyetini etkiliyor.

Ancak biz çok iddialıyız... Kapıya kutuyla teslim sistemiyle, neredeyse marketteki hormonlu ürün fiyatına ya da çok az bir farkla organik ürün satabileceğimize inanıyoruz. Bunu üretim sürecindeki bütün araçlara sahip olmamızla sağlıyoruz. Aracı yok; ekimi, toplamayı, nakliyeyi, dağıtımı kendimiz yapıyoruz. Bir de bu işle köşeyi dönme niyetimiz yok. Organik-ekolojik olmak ahlaklı olmak demek; bunu önemsiyoruz. Şu anda 3 farklı kutu sunmayı hedefliyoruz. Birincisi sebze kutusu... Mevsimine göre içinde 4-5 çeşit sebzenin olduğu (soğan-patates dahil), 4-5 kiloluk kutular... İkincisi salata kutusu, ki içinde sadece salata yapmaya yarayan ürünler-otlar olacak. Üçüncüsü ve bizce en önemlisi ise ÇOCUK KUTUSU. Bizim yaş grubumuz için olan oldu, yeteri kadar katkılı, hormonlu ürün yedik; ama çocuklarımızı korumamız ve sağlıklı yetiştirmemiz çok önemli.

Biz yetişkinlerin yediği bir elma ile aldığımız hormon-katkı maddesi diyelim 60-80 kg’da birikirken, çocukların yediği bir elma ile aldığı katkı maddesi 8 kg’da, 12 kg’da, 20 kg’da birikiyor. Katkı miktarı aynı; buna karşılık etkileme olasılığı yüzlerce kat daha fazla. Bu nedenle "bari çocuğuma yedireyim" diyenlere, 1-12 yaş çocuklar için mama-püre, sebze çorbası, ızgara her ne ise, içinde her yemek için gereken bütün malzemenin olduğu bir kutu.

Sistem bir kulüp mantığı ve abonelik sistemiyle çalışacak. İstanbul bölgelere ayrılarak her gün bir bölgeye teslimat yapılacak. Ayrıca bu kutulardan zaman zaman yemek tarifleri, belli aralıklarla çiftlikte neler olup bitiyor, önümüzde hangi ürünler var; don oldu, hangi ürünler bozuldu, zeytinler toplandı-toplanmadı bilgilerini içeren çiftlik bülteni çıkacak...

Bu sistemle ilgilenir ve abone olmadan önce daha fazla bilgi edinmek isterseniz, adınızı ve e-mail adresinizi bana ya da doğrudan Promet’e iletin. Normal olarak nisan ortalarında dağıtıma başlamayı hedefliyoruz. İlgileniyorsanız bir an önce haber vermekte fayda var.

munevver@ecoclubinlycia.com

munoglu@hotmail.com

www.ecoclubinlycia.com
Yazarın Tüm Yazıları