Sen nefesinsin, çekirge!

Duyduğumda pek de anlam veremediğim, ama nefes almayı öğrendiğimde (!) anlamını gayet iyi çözdüğüm bir cümle bu. Tai Chi hocam Sermed Tezel, bu ve benzeri cümlelerini toparladı, ‘Evrenle Kucaklaşmak’ adıyla bir kitap yazdı.

Aklım karışıktı, kafamda dolaşan tilkilerin haddi hesabı yoktu, işlerim yoğundu, yoruluyordum. Kendime zaman ayırmak adına spor yapıyordum. Yine yoruluyordum. Doğrusu, bir arayış içindeydim. Bir gün Tai Chi’yle tanıştım. İtiraf etmeliyim ki başta Tai Chi’nin estetik hareketleriydi beni kendine çeken. Ama Tai Chi, bundan çok daha derindi. Nefesten gelen sağlıktı, doğru yapılan hareketlerle bedenin güzelleşmesiydi, enerjiydi ve sevgiydi. Beni, bana baştan tanıttı. Değiştirdi. Geliştirdi. Tai Chi sayesinde nefes almayı öğrendim! İnanın bana, pek çoğunuz nefes aldığını sanıyor! Oysa unutmayın ki; ‘Her canlının yaşam boyu, ona verilmiş toplam nefes adediyle sınırlıdır. Nefesinin boyunu uzatan yaşamının boyunu da uzatır.’

Tabii bütün bunları, bana dokundurulan bir sihirli değnekle değil, Tai Chi hocam Sermed Tezel sayesinde öğrendim. Büyük bir sakinlik ve huzurla... Yavaş yavaş... Farkına vararak... Yaşadığım her ‘an’ın tadına varmaya çalışarak. Doğayla haşır neşir olarak...

Bunları size anlatmamın sebebi, Sermed Tezel’in bilgilerinin artık sadece biz öğrencileri için değil, herkes için ulaşılabilir olması. Çünkü o, bir kitap yazdı. Evrenle Kucaklaşmak adındaki bu kitap, sizden sabır ve dikkat bekliyor. Size sunacağı ise yeni ve sağlıklı bir hayat!

Sermed Tezel’e kitabı ve Tai Chi ile ilgili birkaç soru sordum. Sonra da kitaptan ‘tadımlık’ alıntılar yaptım. Yorumlarınızı beklerim...

Tai Chi yapmaya nasıl başladınız?

Tai Chi’ye başlama sebebim, insanlara şifa vermenin çok keyif verici olacağını düşünmekti. Ama Tai Chi’nin o zamanlarda bunu bana verebileceğini bilmeden başlamıştım. Bir boşluğumu doldurma arayışımın iyi bir tesadüfüdür diyebilirim. Tai Chi benim için enteresan, estetik ve bedeni güçlendiren bir disiplin, diye görmüştüm. Zamanla Tai Chi, bana çok olumlu bir ‘farkındalık’ bahşetti.

Kitap yazmaktaki amacınız ne?

Kitap, Tai Chi’nin bana verdiği ‘farkındalığı’sanatsal Tai Chi resimleriyle bütünleştirerek dışarıya vurulmasıdır ve başkalarıyla paylaşılmasıdır. Bu bütün, Tai Chi’yi öğretmez, sadece Tai Chi’nin açtığı ufka kişiyi baktırır.

Başka kitap yazmayı düşünüyor musunuz?

Bu yazı dizisine farkında olmadan veya kanıksayarak yaptığımız işlevlere veya yaşadığımız hayata şuurumuzu takarak hareket etmemizi öğütleyebilecek kısa başlıklarla devam etmeyi düşünüyorum. Beni bu yolda diri tutan tek enstrüman, Tai Chi’dir. Onun da özüne baktığımız zaman şuurlu nefes, disiplin ve iyi bakılan bir beden görürsünüz.

Kitaptan alıntılar

Basit şeyler Büyük Faydalar

Kişinin sağlık ve yaşam kalitesini yönlendiren 3 temel etken vardır:

- Doğru solunum (zihin kontrolündeki solunum),

- Doğru duruş (iskeletimizin yer çekimine karşı en rahat (direniş açısı),

- Sevgi (sevmek veya sevilmek çabası yerine sevgiye her zaman açık kalabilmek).

Yaşamımızda çok basit bazı şeyler çok büyük güç kaynağı olabiliyor. Aynı şekilde, bedenimizde bize en büyük mutluluğu ve sağlığı verebilen organımızın da, bilinenlerin aksine, burnumuzun ve bilinçli nefesin olduğu çoğunlukla sürprizle karşılanır.

Sağlıklı ve mutlu bir uzun yaşamın sırrı bilinçli nefeste saklıdır. Nefes, ana rahminden itibaren diyafram solunumuyla bağlayan ulvi bir güçtür ve kendi başına beyin gibi faaliyet gösterir.

Bir Amerikan sağlık kurumunun (American Aging Studies Society) doğru solunum ve duruşlarla ilgili araştırmasının neticeleri:

İnsan bedeninin yaşam gücü 25 yaştan sonra her 10 senede yüzde 9 ile 27 arasında azalmaya başlar.

Doğru solunum ve doğru duruş uygulayan 40 yaş grubunun bedensel güç kapasiteleri 30 yaş grubundaki sağlıklı kişilere eşit bulunmuştur.

Bedeni pasif bırakılmış 30 yaşındaki kişilerin bedensel güç kapasiteleri, 55 ile 75 yaş grubuna eşit bulunmuştur.

Sen nefesinsin

Kitabını göster, kim olduğunu söyleyeyim.

Arkadaşını göster, karakterini söyleyeyim.

Nefesini göster, seni söyleyeyim...

Nefes, bedensel, zihinsel ve ruhsal işlevlerimizin dışa vurumudur. Bu dışa akseden bir sonuçtur. Bu sonucu bilinçli kullanırsan beden, zihin ve ruhunun kaynağına iner, gücünü, korkunu veya öfkeni kontrol eder, yönetirsin.

Bilinçli kullanılan nefes günlük rahatlama gereksinimlerimizin ötesinde meditasyon, yaratıcılık, sağlık ve tedavi (kendine veya başkasına şifa vermek) yeteneklerini geliştirmede de kullanılır.

Belirli frekansta titreşebilen beyin, kişiyi belirli etkinlik seviyesine götürebilir. Örneğin, beta dalgalarıyla titreşen beyin saniyede 14 ile 30 hertzlik titreşim dalgası meydana getirir. Kucağınızda Kucağınızda okşadığınız ev kedisinin çıkardığı keyif mırlaması 27- 44 hertzdir; bir puma veya çita ise vahşi ortamda 20-50 hertzlik bir titreşim dalgası yayarlar.

Tai Chi prensiplerinden bazıları

n Kendinizi serbest bırakın.

Kalbinizin atışı, nefesinizin akışını dinleyin.

Olumsuzluğu iyimserliğe çevirmeyi ve chi enerjisini biriktirmeyi öğrenin. Tıpkı bir istridyenin, kum tanesi gibi bir yabancı maddeyi, inciye dönüştürdüğü gibi.

Zihninizi hareketteki sakinliğe yoğunlaştırın.

Rüzgar olmayınca ağaç hareketsizdir, ama aslında gövdesinde köklerden aldığı besini dallara ve yapraklara taşıyan bir hareket içersindedir. Aynı şekilde hareketsizcesine yapılan Tai Chi’de, chi enerjisi ayaklardan ve belden tüm eklemlere ve tüm hücrelere yayılır. Doğru yapılan hareketle bu olay meridyenler vasıtasıyla bedene yayılır.

Güç kullanmayın, yaşam sizinle aksın, siz yaşamla akın. Chi çalışmaları güç istemez ve estetiktir. Bir derenin kıvrılarak akışı gibidir. Güç kullanmak suyu dondurarak kaynatmak istemek gibi tezat doludur. Sonuçta kaynar su yerine buz elde edersiniz.

Hocam kendini tanıtıyor

Bana Sermed Tezel veya ‘’Ango’’ deniyor. Bu bedeni İstanbul’da, 1948’de bulmuşum. Avusturya Lisesi, Kabataş Lisesi ve sonraki 10 senelik Amerika sayfalarımı, üniversite (ekonomi, sosyoloji) ve diğer faaliyetlerim doldurdu. Türkiye’ye dönüşümde uluslararası şirketlerde pazarlama ve satış konularında idarecilik yaptım. Kendim için kalıcı bir şey yapmak istedim ve Tai Chi’ye 1991’de Tai Chi hocam rahmetli İlhan Güngören ile başlayıp onun talebeleri olan Hakan Onum ve Melda Keskin ile bilgimi tek başıma devam edebileceğim bir seviyeye getirebildim.

1994’ten bu yana çoğunluğunu Japonya’da geçirdiğim, Uzak Doğu iş seyahatlerimde ve yaşantımda, hedefimi zenginleştirecek örnekleri gördüm ve tatbik ettim... Tecrübeli kişilerle zaman zaman beraber olarak uygulamalar öğrenirken bilinçlenmeyi kitaplar ve internet vasıtası ile elde ettim ve daha çok yolum var. Birikimimi başkalarına verebilme ve faydalı olabilme cesaretim, arkadaş topluluklarında küçük gruplarla yaptığım çalışmalarda ortaya çıktı. Boş zamanımı Tai Chi yaparak ve öğreterek geçirmeyi keyifli buluyorum. Ben bir ‘Tai Chi master’ı değil, sadık bir Tai Chi öğrencisiyim.
Yazarın Tüm Yazıları