Bugünlerde hayatınız nasıl? Bir su gibi uyum içinde mi akıyor, yoksa kayalık bir dağ arazisi gibi zorluklar mı yaşıyorsunuz?
Geçen haftaki yazımda bahsi geçen ‘Yoğun Tempolu İnsanlar İçin Meditasyon’ adlı kitapla ilgili en çok sorulan soru şuydu: ‘Adı üstünde, yoğun insanlar diyoruz; bu yoğunlukta nasıl kendimize vakit ayırıp meditasyon yapabiliriz?’
GEVŞEMEK EGOSUZ OLMAK DEMEK
Kitabın amacı tam da burada devreye giriyor:
‘İş yaşamımızın telaşlı koşuşturması arttıkça, gevşeme ve rahatlama ihtiyacı da giderek daha önemli bir hale geliyor. Bu kitaptaki öğretiler ve meditasyon teknikleri, zamanı değerli, yaşamı bir kutlamadan çok savaşa dönüşmüş herkes için hazırlanmış. Kitaptaki yöntemler, zihinsel stresle, fiziksel gerilim arasındaki bağlantıya odaklanıyor ve bu bağlantının daha yüksek bir farkındalık ve daha derin bir gevşeme elde etmek amacıyla nasıl kullanılacağını gösteriyor. Ünlü guru Osho’nun öğretilerinden derlenmiş olan kitap, stresin kaynağını anlamakla başlıyor...
‘Geriliminin nedeni senin dışındaki bir şey değil, gerilim senin içinde olanlarla ilgili. Hiçbir neden yokken gergin olmak, çok aptalca göründüğü için, her zaman gerginliğini açıklamanı sağlayacak dışsal bir neden bulacaksın. Oysa gerilim senin dışında değil, biçimsiz yaşam tarzında. Sürekli geçmişi ya da geleceği düşünüyorsun ve tek gerçeklik olan şimdiki zamanı kaçırıyorsun. Bu gerilim yaratır.’
Peki ne yapmak lazım? Beden-zihin bağlantısını kurmak lazım! İnsanların hepsi bir şeyler için savaşıyor. Çünkü ego ancak mücadele yoluyla yaratılabilir. Gevşediğinde egon ortadan kaybolur. Gevşersen egosuz olursun. Ego, doğaya aykırıdır. Egoyu yaratmak çok büyük bir enerji gerektirir. Ve onu korumak da çok büyük enerji gerektirir. Egoya sahip olmak çok pahalıdır; bütün yaşamını ona harcarsın!
Sakinleş, kabullen, zihnen esne ve kendini hayata bırak... Hayatındaki iniş-çıkışları kabullenerek işe başlayabilirsin.
Her sabaha yeni bir varlıkla başlayın
İnsan yaşamdaki iniş-çıkışlar karşısında daha kabullenici olmak zorunda. Bir ritim var: bazen uyum içinde olduğunu hissedeceksin, bazen uyum içinde olmadığını hissedeceksin; bu doğal. Gece ve gündüz, yaz ve kış gibi.
Karanlık tarafı kabullenmezsen, gereksiz yere huzursuz olursun ve bu huzursuzluk işleri çok daha karmaşık hale getirir. Güzel bir şey olduğunda bunu kabul et, minettarlık duy; olmadığında bunu da kabul et ve bunun yalnızca bir dinlenme süreci olduğunu bilerek minnettarlık duymaya devam et.
Bütün gün çalıştın ve gece uyuyakaldın. Çalışıp para kazanamıyorsun, bin tane işi aynı anda yapamıyorsun diye mutsuz olma.
Gece uykusunu alamayan bir insan, sabah kendini bitkin hisseder. Bütün günü unutup, gece derin bir gevşeme yaşayan biri, ertesi sabah yeni gözlerle ve yeni bir varlıkla yeniden yaşamaya başlayacaktır.