Ferrari’sini Satan Bilge’den sonra Koza Kelebeği Bilmez

"Ferrari’sini Satan Bilge" ile ilk olarak Çekirge’de tanışmıştınız. Şimdi de serinin bir diğer (ve en çok satan) kitabı "Koza Kelebeği Bilmez"i sunmaktan mutluluk duyuyorum. Bundan sonra onunla her yerde sıkça karşılaşacağınıza eminim, ama ilk karşılaşmalar unutulmaz, öyle değil mi?

Koza için hayatın sonu olarak görünen şeyi, ustalar kelebek olarak görür."

Liderlik ve kişisel gelişim konularında dünyadaki en önemli uzmanlardan biri olan Robin Sharma’yı "Ferrari’sini Satan Bilge" kitabıyla tanımıştık. Bilgemiz, bu kez bir başkasına yol göstermek için karşımızda: Dan Sandersen. 44 yaşında, uluslararası otellerin sahibi, üç çocuklu, dul bir adam. Dan’in intihar girişimi sahnesiyle başlayan kitap, her şeye sahip olduğunu sanan bu adamın yaşadığı şokla ve böylece kendini bulmasıyla ilgili bir hikayeyi anlatıyor.

"Bizler genellikle zor dönemlerden geçerken görebildiğimiz dünyanın gerçeğin yansıması olduğunu düşünürüz. Oysa bu yanlış bir varsayımdır. Biz aslında dünyayı o anda kendi umutsuzluk merceğimizden görmekteyizdir. Çevremizi hüzünlü, umutsuz gözlerle görürüz. İşin aslı şu ki kendimizi daha iyi hissetmeye başladığımızda dünya da gözümüze daha iyi bir yer olarak görünecektir..." diyor Sharma kitapta.

Yani dünya bir ayna. Bizim hayattan aldığımız da, istediğimiz değil, olduğumuz şeydir. Aynı zamanda, hayatımızın mevsimleri olduğunu, acılı dönemlerin hiç de kalıcı olmadığını öğrenmeli. Üzüntünün kışı, yerini sevincin yazına bırakacak, buna güvenmeli. Tıpkı sabahın en parlak ışıklarının her zaman gecenin koyu karanlığını takip edişi gibi.

Hepimizin hayatında acı tecrübeler olmuştur. Acı çekmenin nedeni de olmasını istemediğimiz bir şeyin gerçekleşmesidir aslında. Bu durum, hayat bize beklenmedik bir şey getirdiği, yeni bir koşul sunduğu zaman ortaya çıkar. Hayatlarımızda yeni bir koşul belirmesi, bu koşul ister hastalık ister sevilen birinin kaybı ya da finansal bir gerileme olsun, değişmemizi, eski alışkanlıklardan uzaklaşmamızı gerektirir. Bize beklentimizden vazgeçmemiz söylenmektedir ve bir insan için herhangi bir şeyi bırakmak çok korkutucu olabilmektedir. Yeni duruma karşı geliştirdiğimiz tüm direnişlerin ardında yatan şey aslında korkudur. Oysa ortada korkulacak hiçbir şey yoktur. Biz, hayat boyu farklı ve yabancı yerlere yolculuk edip bundan gelen büyümeyi deneyimlemek için yaratıldık.

Acı çekmek derinleşmemizi sağlar. Acılar bize yardım etmek için gelir ve gerçekte kim olduğumuzu bilip anlamamızı sağlar. Acı çekmek kabuğumuzun çatlayarak açılmasına neden olur, bildiğimiz ve sarılıp kaldığımız her şeyin dışarı çıkmasını sağlar. İşte cesaret de bu anda ortaya çıkar. Cesaret, bu korkuları hissetmenize rağmen ilerlemeyi sürdürmektir.

Sayısız güzellikler sizinle olsun

"Koza Kelebeği Bilmez", kaybolmaya, sürünün bir parçası olup kendinizi iyiymiş gibi hissetmeye başladığınızda, cesaretinizi arttırmanıza yardım edip yol gösterecek bir kitap.

Joseph Campbell’ın sözünü unutmayalım: "Nerede tökezlersen, hazinen orada yatıyordur."

Bu kitap, en yüce hayatınızı yeniden elde etmenizle ilgili bir kitap, diyor Robin Sharma. Kendi hatalarını, kusurlarını bilen bir kişi olarak kitabı yazdığı için Sharma’nın anlattıkları çok samimi. "Kendimi ilerleme halindeki bir çalışma olarak görürüm, içsel hayatımı daha üst düzeylere yükseltmek için her günü kullanmaya uğraşırım. İnsani sınırlarım, kusurlarım olsa da beni güçsüz kalmaya zorlayan o katmanların çoğunu kısa bir sürede kaldırıp atabildiğimi de belirtmeliyim. Anlatacağım süreci takip ederseniz bunu siz de başarabilirsiniz!" diyen Sharma, kitapta 7 Aşamalı Kişisel Uyanış’ı anlatıyor. "Ferrari’sini Satan Bilge" dizisindeki diğer kitapların geleneğine uygun olarak, bu kitaptaki mesajlar da yine Julian Mantle’ın hayali serüvenleri şeklinde veriliyor. Tabii ki bunlar son derece gerçek ve güçlü mesajlar! Yedi aşama halinde anlatılan süreç, çeşitli formlarda, Doğu ve Batı uygarlıklarının antik çağdan kalma metinlerinin pek çoğunda bulunan şeyler. Siz kendi hayatınızın kahramanısınız. İnsan olarak en büyük oyununuzu sergilemek istiyorsanız, kendinize seçeceğiniz yolun bu olması gerekir. Bu yolda ilerlemek, otantik başarınızı garantileyecektir.

Yalnız Robin Sharma’nın bu en çok satan, 44 ülkede 38 dile çevrilen kitabında okuyucularından bir ricası var: "Öğrenmenin en iyi yolu öğretmektir. Bu materyali gerçekten sahiplenmek, onu hayatınıza sindirmek istiyorsanız, kitabı bitirdikten sonra 24 saat içinde içindekileri birine öğretmeniz son derece önemli. Bunu yapmak iki bakımdan işinize yarayacak: Birincisi, bilgileri sindirmenize, ikincisi de çevrenizdekilerin gerçekte kim olduklarını hatırlamalarına yardımcı olacaktır. "Koza Kelebeği Bilmez"i okurken öğrendiklerinizi sohbetlerinizde, sevdiklerinizle paylaşın. İç görülerinizi anlatın. En yüce hayatınıza doğru yolculuğunuzda gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğiniz değişikliklere kendinizden bir şeyler katın. Bunları yapmak sizin kararlılığınızı derinleştirerek kalıcı sonuçlar almanızı sağlayacaktır.

Son cümleyi de Robin Sharma’ya bırakalım: "Adına hayat denilen bu yolculukta size sayısız güzellikler dilerim."

NOT: Robin Sharma, 25 Ocak’ta Türkiye’ye geliyor! Ona sormak istediğiniz sorularınız varsa bana yazabilirsiniz.

Neden koza, kelebeği bilmez

ÇÜNKÜ: "Kaderini ancak sen kendin keşfedebilirsin. Senin için hazırlanmış yolu ancak sen görebilirsin. Orası kalbinin seni davet ettiği yoldur. Nasıl ki koza kelebeği bilmez, halbuki kaderidir onun kelebek olmak! Ancak cesur olursa, cesaret ederse bir yumağın içinde sıkışmış kalmışlıktan, kabuğunu kırarak gökyüzüne, özgürlüğe kanat çırpar. İşte insanoğlunun da hikayesi budur. Asla kaderini baştan bilmez ve eğer geçilmemiş yollardan geçmez, açılmamış kapıları açmazsa, sonunda bir anlamda açılmadan iade olacaktır."
Yazarın Tüm Yazıları