Lance Armstrong, atağa kalkarken çığlık atan ve varış çizgisinde gösteriş yapan ünlü bir bisiklet yarışçısıydı. Ancak bir gün ileri derecede kanser olduğunu öğrendi...
Yılmadı. Tedavisine dört elle sarıldı, iyileşti ve yarışlara tekrar döndü. Üstelik bu öyle bir dönüş oldu ki, önceki gün aldığı birincilikle, üst üste yedi kez Fransa Turu’nu kazanan tek bisikletçi olarak tarihe geçmeyi başardı. Artık jübilesini yapan Armstrong, çok yakında Türkiye’ye geliyor.
‘Henüz 24 yaşındayken bir efsane olacağına kesin gözüyle bakılan Lance Armstrong’a, Ekim 1996’da doktorlar prostat kanseri teşhisiyle yüzde 40 yaşama şansı verdikleri gün bütün hayatı tamamen değişmişti.
Bir yandan vücudunu istila eden kanserle ve ruhunu tüketmekle tehdit eden kemoterapiyle savaşırken, bir yandan antrenmanlarına odaklandı ve etrafındaki, hayattan asla pes etmeyenlerden güç aldı.
Hastaneden çıkışından sadece 16 ay geçmişti ki dünyanın en zor parkuru olarak bilinen Tour de France’ı kazandı.
Hem de şimdiye kadar kimsenin yapamadığını yaparak ve hız rekoru kırarak...’
Dünyaca ünlü bisikletçi Lance Armstrong’un ‘Yaşama Çevrilen Pedal- Bisikletin Değil İnancın Öyküsü’ adlı kitabının arka sayfasında bunlar ve daha fazlası yazıyor.
İlk 10 bin kitapla birlikte orijinal LIVESTRONG bilekliği hediye edilen kitabı bir solukta okuyacaksınız.
Ben de şampiyona, hayatını özetleyerek bir destek vermek istedim.. İnancın, direncin ve yaşama sevincinin önemini vurgulamak için!
Yeni bakış açısı
Lance’in spor kariyeri Teksas’ta, annesi Linda’nın desteğiyle başladı. Henüz 13 yaşındayken kazandığı Iron Kids Triathlon yarışlarında yeteneği ortaya çıkan Lance, 16 yaşında profesyonel oldu. Lise diplomasını almasına yakın Amerikan Olimpik Bisiklet gelişim takımıyla antrenman yapıyordu. Bu, kaderini belirledi: Lance, bisiklet yarışçısı olarak kariyer yapacaktı.
1989’da Moskova’da yapılan küçükler dünya şampiyonasına katıldı. 1991’de Amerika Ulusal Amatör Bisiklet şampiyonuydu.
Profesyonel olduktan sonra Amerika’da kazandığı pek çok şampiyonlukla, Tour de France (Fransa Turu) başarılarıyla, Dünya Şampiyonluğuyla adından söz ettirdi. 1996’daki Atlanta Yaz Olimpiyatları’na Amerika Bisiklet Takımı’nın bir numaralı seri başı olarak katıldı. Sonrasında Fransız asıllı Cofidis takımıyla kontrat imzaladı.
Lance Armstrong, kariyerinin en üst noktasındayken dayanılmaz ağrılar sebebiyle bisikletinden inmek zorunda kaldı. Doktorundan kanser olduğu haberini aldıktan sonra bütün hayatı değişti. Testler, hastalığın, ilerlemiş derecede prostat kanseri olduğunu ve ciğerlerle beyne de sıçradığını gösteriyordu. Yoğun bir kemoterapiyle tedavisine başlandı. Uzmanların tavsiyesiyle, akciğer kapasitesini kaybetmeden iyileşme şansı olan bir tedavi yöntemi de denedi. Olağanüstü bir şey gerçekleşti ve kemoterapi cevap verdi!
Lance ise düşüncelerini git gide kanserden yarışlara doğru çevirmeye başladı! Kanser onu, fiziksel ve duygusal olarak yaraladı, ancak Lance bugün kanseri ‘başına gelen en iyi şey’ olarak görüyor. Bu yeni bakış açısı, onu bisiklete odaklanmanın ötesine taşıdı.
Lance, kanserli hastaların mücadelesine yardımcı olmak amacıyla Lance Armstrong Vakfı’nıkurdu.
Dönüşü muhteşem oldu
Lance’in kanserden tamamen kurtulması bir mucize olabilir, ancak yarışlara geri dönüşü gerçekten sırrına erişilemez bir durumdu! Cofidis’le ayrıldıktan sonra takımsız kalmıştı. Ta ki Amerikan Posta Servisi ona inanıp bir anlaşma yapana dek.
Eğer Lance bir daha pedal çeviremeseydi, hikayesi ilham verici olarak kalacaktı. Ancak o, kendini profesyonel saflarda da ispat etmek istiyordu. Öncelikle kendi vakfı tarafından, geri dönüşünü kutlama amacıyla düzenlenen yarışa katıldı. Daha sonra Tour de Spain (İspanya Turu) ve Dünya Şampiyonası’nda ilk beşe girmeye odaklandı. 1999 onun için mucizevi bir başka yıldı. Çünkü Tour de France’ın birincilik ipini göğüslediğinde, hem kendisi hem de dünyadaki her kanserli için büyük bir zafer kazanmıştı! Lance uluslararası bir kahraman olmuştu! Ama yetinmedi!
Önceki gün aldığı ve jübilesini yaptığı birincilikle zafer listesine toplam yedi Tour de France yarışı zaferi ekledi ve umudun sembolü haline geldi.
Ayrıca dünyanın her yerindeki kanserli hastalar için bir lider ve aktivist olarak çalışmaya devam ediyor.