Bilançolar heyecan vermedi

Yatırımcılar için önemli göstergelerden olan bilançolar, beklenen hareketi yaratmadı. Bunda yavaşlayan ekonomi ve enflasyon muhasebesinin etkisi vardı. Peki neye dikkat etmek gerekir? Özellikle finansal borç ve finansal giderler izlenmesi gereken kalemler. Döviz dengelerine de ayrıca bakılmasında yarar var.

Haberin Devamı

Şirketlerin karnesi olan bilançolar faaliyet sonuçlarının rakam olarak özetidir. Hisselerin fiyatlamasında en önemli referanslardan biri aynı zamanda. Borsada üçer aylık periyottaki bilanço dönemleri hisse bazlı hareketlerin arttığı ve heyecanlandığı dönemler olarak bilinir. Ancak son birkaç dönemdir bu yönde bir hareketlenme pek olmadı. Bunun gerekçeleri açıklanan bilançoların önemli bir kısmının zarar veya düşük kâr açıklanmasıydı. Beklentiler de bu yöndeydi.

Bilançolar heyecan vermedi

-Açıklanan kâr rakamları ağırlıklı olarak geçtiğimiz dönemlerin altında kaldı. Bu görünümün altında yatan nedenlere baktığımızda; yavaşlayan ekonomi ve enflasyon muhasebesini ilk sıralara koymak gerekecek. Faiz ve döviz kurlarındaki yükselişle birlikte artan finansman giderlerini bunlara ilave etmek de yerinde olacak. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Sanayi Odası (İSO) 500 açıklamasında; şirketlerin finansman giderlerinin faaliyet kârlarının yüzde 97’sine ulaştığı, satışların reel olarak üç yıldır gerilediği bilgisi vardı.

Haberin Devamı

-Yüksek faiz, reel ekonomide yavaşlamaya neden olurken mikro bazda şirket bilançolarındaki kârlılığı da törpüleyen bir gelişme olarak halen geçerliliğini sürdürüyor. Yüksek faizi aşağıya çekmenin yolu ise enflasyondaki düşüşten geçiyor. Enflasyonda görülecek iyileşme TCMB faiz indirim beklentilerini güçlendirecek.

Bilançolar heyecan vermedi

BANKACILIK KÂRLARI 48 MİLYARA GERİLEDİ

Olası bir faiz düşüşünün hem genel ekonominin seyrine hem de şirket bilançolarına olumlu yansımaları söz konusu olabilecek. İlk etkilerin banka hisselerinde görülmesi doğaldır. Kur ve faiz artışıyla kaynak maliyetleri artarken net faiz gelirlerinde bir gerileme yaşandı. Geçen hafta BDDK tarafından açıklanan bankacılık kârlarında bunun izlerini görmek mümkün. 19 Mart ile başlayan süreçte faiz ve kurlar yükseldi. Nisan ayında bankacılık kârı 48 milyar TL’ye geriledi. Oysa şubat ayında 71 milyar TL, martta 98 milyar TL aylık kârlar görülmüştü.

Haberin Devamı

Bilançolar heyecan vermedi

Hatırlanırsa mart ayına kadar enflasyondaki gerileme ile TCMB faiz indirim süreci başlamış yüzde 50’den yüzde 42.5’a kadar bir düşüş yaşanmıştı. 22 Mart’taki TCMB toplantısıyla politika faizi tekrar yüzde 46’ya kadar yükseldi. Bundan mevduat ve kredi faizleri de  nasibi aldı. 3 Haziran günü açıklanan mayıs ayına ait enflasyonun (TÜFE); aylık yüzde 1.53, yıllık yüzde 35.41 ile beklentilerin altında kalması, borsa tarafından olumlu fiyatlanırken en iyi tepki banka hisselerinde görüldü. Bankacılık hisseleri Borsa İstanbul’un lokomotif hisseleri arasında yer alır ve yabancı yatırımcıların en fazla alım satım yaptıkları hisseler olarak bilinir.

19 HAZİRAN’DA FAİZ İNDİRİMİ OLACAK MI

Haberin Devamı

Piyasalarda son enflasyon verileriyle olası bir faiz indirim beklentisi güç kazanmaya başladı. 19 Haziran’daki toplantıda faiz düşürme kararını bekleyenler olduğu gibi, bunu erken bulup 24 Temmuz veya 11 Eylül toplantılarında indirim tahmini yapanlar da var. Bunu yine enflasyon ve diğer gelişmeler belirleyecek. Son dönemde ekonomik gündemden çok siyasi gelişmeler daha belirleyici oldu. 

Bilançolar heyecan vermedi

FİNANSAL BORÇ VE GİDERLER İZLENMELİ

Şirket bilançolarında ilk bakılacak rasyolar arasında yer alan kârlılık ve satışlardaki büyüme kadar yükümlülükleri de dikkate almakta yarar var. Kur ve faizler yükselirken reel ekonomideki yavaşlamanın borç ödeme gücünü zayıflatması olağan bir gelişme. Borç ödeme kapasitesini gösteren borçlanma, cari, likite, nakit oranları daha önemli hale geldi. Özellikle finansal borç ve finansal giderler ayrıca izlenmesi gereken kalemler. Finansal giderlere ilişkin hassasiyetin nedeni direkt kârlılıkla ilgili. Bununla birlikte; FAVÖK (faiz, amortisman, vergi önceki kâr), brüt kar, net kâr, esas faaliyet kâr marjlarının yanı sıra firma değeri/FAVÖK, fiyat kazanç ve piyasa değeri/defter değeri gibi belli başlı bilanço değerleme oranları analistler tarafından aynı derecede yakından incelenen rasyolar. Döviz dengelerine de ayrıca bakılmasında yarar var. Şirketin net döviz pozisyonuna ilişkin bilgiler faaliyet rapolarında yer alır. Özetle, her dönem bilançolar hisse fiyatlamasında önemlidir. Ancak içinde bulunduğumuz süreçte daha da önemli hale geldi.

Haberin Devamı

Ekonominin genel seyrini şirket bilançolarından da gözlemek mümkün. Satışlardaki büyüme ve kârlılık bu açıdan iyi bir gösterge. Hisse seçimi her daim önemlidir. Ancak ekonominin seyrine göre hangi hisselerin öne çıkarılacağı konusu yine dikkat edilmesi gereken bir husus.

Enflasyon düşüşünü TCMB faiz indiriminin de takip etmesiyle daha iyi şirket bilançoları görmek umuduyla.

HANGİ SEKTÖRLER ÖNE ÇIKIYOR

Büyüyen ekonomilerde otomobil ve beyaz eşya başta olmak üzere ekonomideki canlanmaya tepki verecek şirketlere öncelik vermek yerinde olacak. Ekonomide durgunluk öne çıktığı zaman ise defansif diyebileceğimiz talep elastikiyeti 1’e yakın, yani diğerlerine göre talebi fazla esnemeyecek, gerilemeyecek sektör ve şirketleri takip etmek daha yararlı olacak. Gıda, sağlık, telekom bu açıdan ilk akla gelen sektörler. Ekonomi kötü olsa bile gıdanın tüketilme zorunluluğu, hastalıkta hastaneye girmek durumu ve haberleşmenin zorunlu ihtiyaç olduğu gibi.

Haberin Devamı

Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.

Yazarın Tüm Yazıları