Paylaş
Hepsini katlettiler.
*
Benim de yok yaşam odam.
Ama, deprem çadırım var.
*
Ortalık karardığında, içinde cılız mum ışığı yanan, hüzün abajurum.
*
Aslına bakarsanız, elbette başımızı sokacak bi dört duvarımız var ama, ruhumdaki hüzün abajurumda yaşarım ben... Sığınırım her felaket anında... Bazen, bedenimizi ezmek isteyen iftira depremleri vardır dışarda, bazen, zihnimizi savurmak isteyen yalanlardan fırtına... Kapanırım hep ona.
*
Çadırımın iplerinde uğursuz ıslıklar çalar, uğuldarlar, zor havalarda.
Kazıklar gıcırdar.
Galiba buraya kadarmış dersin...
Direnir.
Tutunur.
Dayanır her defasında.
*
Duyguların sızlar, ayaz gecelerde... Düşünürsün. Bu kadar mı alçak olabilirler? Bu kadar mı iğrençleşebilirler? Kimler ekti bu nefret tohumlarını memleketime? Hangi kindarlar yetiştirdi bu haysiyet cellatlarını? Kim kurdu bu linç mangalarını? Kaç paraya satıyorlar kalemlerini, yalamaktan pütür kalmamış dillerini? Düşünürsün... Somali’ye ağlayıp, Soma’yı yumruklayanları, yerlerde tekmeleyenleri? Ürperirsin, soğuk ter gibi... Ya da, gözyaşı gibi... Süzülür yağmur damlaları, tentenin derisinden, silersin yanaklarını usulca, parmaklarının ucuyla.
*
Baş başa kalırsın yalnızlığınla.
*
Olsun varsın.
Her şeye rağmen gülümsersin.
Çadırın varsa, hayattasın.
*
Ve, siz siz olun kardeşim...
Ampul’lerin sahte ışığından medet umarak karanlık tünellerden çıkarılmayı ümit etmeyin, pisi pisine enkaz altında kalmayı, zehirlenerek katledilmeyi beklemeyin.
*
Bir mum yakın.
Yaşam odanıza...
Çadırınıza geçin.
*
Tayyip Erdoğan rejiminde...
Ruhunuzdaki, yüreğinizdeki hüzün abajurlarını asla sökmeyin.
-------------------------------------------
NOT...
Çamur atalım, susturalım diyorlar. Yazmayalım istiyorlar. Yazacağız. Balyoz, Ergenekon, sözde casusluk, gezi parkı, ayakkabı kutusu, yatak odasında dolar kasaları, kol saati ve paraları sıfırla’nın kitabı, İsim Şehir Artist,
19 Mayıs’ta çıktı.
Paylaş