Kapıkule’nin dışına çıktığımızda tanınan tasarımcımız az diye üzülmeyin.
Hemen burnumuzun dibindeki Selanik’teki moda haftasında büyük sükse yaptı Özlem Süer. İşte Süer’in komşuda ses getiren defilesinden notlar...
Geçen hafta Selanik’te bir moda haftası vardı. Üstelik beşinci kez düzenlenmişti bu moda haftası ve "International Fashion Forward Thessaloniki" (Uluslararası Fashion Forward Selanik) adını taşıyordu. Bu etkinliğin bizi ilgilendiren kısmıysa davetlileri arasında Türkiye’den Özlem Süer’in yer almasıydı.
Dünya moda platformunda tanındığı söylenen Aslanis, Konstantinos, Nikostakis, Veloudakis gibi Yunan tasarımcılarının yanı sıra dünyanın 11 ülkesinden 24 tasarımcının performansları tüm hafta boyunca devam etti. Selanik Moda Haftası’nda Türkiye’yi ise tek bir modacı temsil ediyordu: Özlem Süer.
YUNANİSTAN’DA İTALYAN MODASI
Ne alaka demeyin, Selanik’teki moda haftasında İtalyan modası da unutulmadı. "Uluslararası Fashion Forward Selanik", modanın gelişimine ve İtalyan stiline katkıda bulunan dünyaca ünlü İtalyan tasarımcıların özel parçalarına yer veren "İtalyan Modasının 50 Yılı" sergisine de ev sahipliği yaptı. Dünyayı dolaşan sergide yer alan tasarımcılar; Giorgio Armani, Ferre, Gucci, Biagiotti, Fendi, Etro, Dolce & Gabbana, La Perla, Moschino, Prada, Versace ve Cavalli gibi İtalyan modasının dev isimleriydi.
"Uluslararası Fashion Forward Selanik"e katılan tek Türk tasarımcı olması nedeniyle Yunan basınının epeyce ilgisini çekti Özlem Süer. Süer’in koleksiyonu avangard duruşu, Akdeniz tonları, deneysel ve kadınsı detaylarıyla öne çıktı. Haliyle, Yunanistan’dan yeni proje teklifleri de aldı.
21 FARKLI AŞK HİKAYESİ
Özlem Süer’in defilesinde "21 aşk hikayesi" temalı 2009 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu yer alıyor. Dolayısıyla defilede "21 aşk hikayesi"ni anlatan "21 elbise" sergilendi.
"’Aşk kime dokunursa o şair olur’ der Plato. ’Yaratıcılık için aşkı yaşamak’, ki tüm enerjimizin bizi yükselttiği bir hikáyeye varalım diye yola çıktık. 2009 yazında Özlem Süer tasarım markası, romantik bir yaz zamanını tüm zamana yayılmış aşklarla kutsal zamanlar olarak yaşıyor. Tüm hikáyeler, sadece aşkın değerini bilmeye bilgelikle sarılan çiftlerin sevgilerinden oluşuyor. Onlar sadece yaşadıkları aşkın büyüsünü aşıklara hediye etmiyorlar, Özlem Süer’in koleksiyonunda sonsuzluğa başka bir karede adlarını da veriyorlar" diye anlatıyor Selanik macerasını ünlü tasarımcı Özlem Süer.
AŞK FİLTRESİNDEN ROMANTİZM
Yeniden koleksiyona dönersek; 21 kostümün her birinde bir kadın aşığın adı ve her bir elbisenin etiketinde ise aşığının adı yazıyor.
Soft pasteller, aşk filtresinden bir romantik pembe, Viktoryen danteller, tüller, jakarlı örmeler, saraysı hisler, uçuşan yaz ipekleri ve pamuk vualler koleksiyonda ihtişamı ve yalınlığı bir arada yansıtıyor.
Özlem Süer markasının yan koleksiyonu "oez sue"daysa aşkın ihtişamının renkleri; adrenalin petunya fuşyası ve altın safranı. Aşkı arayanların renkleriyse nötr bej/vizonlar...
Bu arada her aşkın hikáyesi simgesel mini objelerle anlatılıyor. Her kostüm üzerinde yer alan ve kostüme özgü anlatımıyla seçilen minik ikonlar hikáyesini paylaşarak herkesi aşkın (aslında elbisenin) bir parçası olmaya davet ediyor.
21 aşkın kahramanı kim
Camille Claudel & Rodin, Dante & Beatrice, Pymaglion, Napoleon & Josephine, Florentin Ariza & Fermina Daza, Eros & Psyche, Narcisissus, St Valentine & Azize Julia, Adem & Havva, Zeus & Hera, Paris & Helena, Cyrano & Roxane, St Colombe, Werther & Lotte, Scarlett O’Hara & Rhett Butler, Leyla & Mecnun, Pyramus & Thisbe, Tristan & Isolde, Leandros & Hero ve sizinkisi...
MODA AJANS
Renk konusunda iddialı
Renk konusunda iddialı olan Tiffany, 2008-2009 sonbahar ve kış koleksiyonunda da gökkuşağının bütün renklerine el attı. Taytlar, çizgili trikolar, eşofmanlar, renkli kazaklar, renkli yağmurluklar, kışın sizi sıcacık tutacak ajurlu hırkalar, spor kesimli pantolonlar, etekler ve gömlekler onlarca farklı tonda hazırlandı. www.tiffany.com.tr
İstanbul’da Alain Ducasse tecrübesi
Alain Ducasse, 20’den fazla restoranıyla zamanımızın en başarılı Fransız şeflerinden. Geçtiğimiz 30 yılda; şef, restoran sahibi, otelci ve eğitimci olarak iyi yaşama ve iyi yeme sanatında benzersiz uzmanlıklar geliştirdi. Dünyaca bilinen diğer gastronomi okullarıyla işbirliği yaparak eğitimler düzenliyor Ducasse. Ducasse’in kendisi değilse bile, sağ kolu Tim Biggs İstanbul’a geliyor. Bugünden itibaren bir hafta süreyle İstanbul Culinary Enstitute’da atölye çalışmaları yapacak İngiliz şef Tim Briggs. Briggs, Ducasse’ın Londra’daki restoranı Spoon’un da şefi aynı zamanda.
Pijama partisine davetlisiniz
Kom’un 2009 kış sezonu pijamaları eğlenceli renk ve desenlerde hazırlanmış. Genç kızlar için üretilen (biz de giyebiliriz tabii) sevimli hayvan figürleri, neşeli görünümleri ve pamuksu kumaşlarıyla insanı uykuya davet ediyor. Pembe ve kırmızı gibi renklerin hakim olduğu pijamalar, yatılı okul günlerimi hatırlattı bana.
Sevdiğimiz kadınlar, beğendiğimiz hareketler:
Tilda Swinton
Tilda Swinton’u sevmek için çok sebebimiz var, söz etmek için de iki yeni gıcır gıcır bahanemiz... Bahanelerimizin ilki İstanbul Modern’deki "Tilda Swinton Filmleri" haftası. 28 Eylül’e kadar sürecek olan bu haftada Swinton’ın "Orlando", "Caravaggio", "Dostluğun Ölümü" (Friendship’s Death), "Kadın Sapkınlıkları" (Female Perversions) ve "Tekno-şehvet" (Teknolust) filmleri gösteriliyor. İkinci bahanemizse Amerika’da büyük ilgi toplayan "Burn After Reading" filmi. Ethan ve Joel Coen’in yönettiği bu filmde Brad Pitt, George Clooney, John Malkovich ve Frances McDormand’ın yanı sıra başrollerden birini oynuyor Swinton.
İskoç asıllı oyuncu 48 yaşında ve 1.80 boyunda. Sir unvanı taşıyan bir generalin kızı olarak doğan Swinton, Cambridge mezunu. Soluk teni, kızıl saçları ve benzersiz kemikleriyle çarpıcı bir fiziğe sahip olan Swinton’un oyunculuğu herkesin nefesini kesiyor. Ancak modayla ilişkisi de epeyce şaşırtıcı. Fiziğinin de etkisiyle kimsenin taşımaya cesaret edemeyeceği şeyleri başarıyla giyen oyuncu, Vanity Fair dergisinin "En İyi Giyinenler" listesine birkaç kez girdi. Ödül törenleri ve galalarda her zaman en avangard tasarımcıları tercih etmesinin mükafatını da gördü. Viktor&Rolf 2003 koleksiyonunu ona adadı. Hüseyin Çağlayan, Venedik Bienali’ne hazırladığı sanat eserinde Swinton’la işbirliği yaptı.
Dedikodu mahiyetinde bir bilgi daha verelim: 10 yaşındaki ikizlerinin babası yönetmen kocası John Byrne evde çocuklara bakarken, Swinton kendinden yaklaşık 30 yaş küçük ressam sevgilisi Sandro Kopp ile dünyayı dolaşıyor. İşin en güzel tarafı kimsenin bu durumdan bir şikayetinin olması!