Alt kattaki odaların duvar kalınlığı 80 santim. Köşkün içi yazın serin, kışın ise sıcak. Köşk, 104 yıl önce La Fontaine ailesinden Geoffrey Maltass’ın eşi Audrey Maltass tarafından inşa edilmiş. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, köşkü yıkılmak üzereyken satın alıp restore ettirmiş. Kocaoğlu, böylece, kaybolmaya yüz tutan bir mimari antikayı yeniden İzmir’e kazandırmış. Ne pencerelerine, ne kapılarına, ne de zemin tahtalarına el sürülmüş. Darısı, öteki viran Levanten köşklerinin başına... İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu çok çalışan, ama çok az konuşan bir siyasetçi. Kendini öne çıkarmaktan hiç mi hiç hoşlanmıyor. Alabildiğine sessiz, sakin, hoşgörülü, ama ilkelerinden taviz vermeden doğru bellediklerini yapıyor. Kocaoğlular, Tokat Erbaa’nın en eski, en hali vakti yerinde ailesi. "Biricik sevgilim" dediği 32 yıllık eşi eşi
Dr. Türkegül Kocaoğlu, çocuk hastalıkları uzmanı. Çiftin 2 oğullarından büyüğü Ulaş, Boğaziçi Üniversitesi Makine mezunu, yurtdışında mastır yapmış. Çağdaş ise Koç Üniversitesi Ekonomi’yi bitirmiş, İstanbul’da çalışıyor. Haydi gelin, Maltess Köşkü’nün doğal serinliğinde, sessiz ve derinden giden Aziz Kocaoğlu’nu ilk kez enine boyuna tanıyalım. (Meraklısına: Öğle yemeğinde otlarından deniz mahsullerine kadar silme Ege sofrası var.)
Aziz başkan, 40 yıldır İzmir’de yaşayan biri olarak Kordon’un şu halinden memnun musunuz?- Çok açık söyleyeyim, bana göre Kordon’u doldurmakla yanlış yapıldı. Kordon’un yol yapmak için doldurulması ise daha da büyük yanlıştı. Bu dolgunun maliyeti tam 60 milyon dolar. Neyse ki, yolun yapılmaması konusunda Ulaştırma Bakanı Binali Bey’le kesin mutabık durumundayız. Yol limana kadar gelecek ama, TMO binasının ilerisine geçmeyecek. Hatta Binali Bey, son gelişinde "Yarım kalan viyadük ayaklarını keselim" diye kendisi önerdi. Üç Kuyular-Bostanlı arasında denizaltından geçit yapılması projesinin de takipçisi olduğunu söyledi. Ondan sonra Kordon’u baştan başa, rengarenk çiçeklerle donatacağız. Bu arada, sevgili hemşerilerimden bir ricam var. Geceleri bira kutularını atıyorlar, hadi ona bir şey demiyorum. Ama son zamanlarda şişe kırma modası başladı, bunu lütfen yapmasınlar.
Yener Bey, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni yeniden yapılandırıp kuruyoruz. Kısa sürede önemli mesafeler kat ettik, önemli işler gerçekleştirdik, çok sayıda projeyi gündemimize aldık. Stratejik planımızı hazırladık, iki ay içinde de İzmir’i yeni mastır planına kavuşturacağız. Yeni bağlanan ilçe ve beldeleri, kendi özelliklerine uygun olarak geliştirmemiz gerekiyor. Örneğin Kemalpaşa ve çevresi tarım bölgesidir, onun için burada tarımı geliştireceğiz. İlk etapta, yazın tozdan, kışın çamurdan eser bırakmayacağız. Böylece ürünler de tozdan, topraktan kurtulup kalitesi yükselecek. Bu arada ilçe ve beldelerde toplam 40 adet çok amaçlı salon inşa ediyoruz. Çocuklar, gençler bu salonlarda spor yapacak, sosyal-kültürel faaliyetlerde bulunacak.
TrafİĞİ beledİye otobüsleri tIkIyor
Dünya kenti olma hedefinize ulaşmak için, mesela ulaşımda yeterli çalışmanız var mı? Şehir içinde trafik hálá arapsaçı gibi.- Bir dünya kenti olma hedefine doğru koşar adımlarla ilerleyen İzmir’in toplu ulaşım sorununu metro ve raylı sistemle çözeceğiz. Bornova’dan Üç Kuyular’a kadar 17 kilometrelik metroyla, kentin doğu-batı aksında ulaşımını rahata kavuşturacağız. Bu hat daha sonra Narlıdere’ye kadar uzayacak. 80 kilometrelik Aliağa-Adnan Menderes Havalimanı raylı sistem projemizi de hayata geçirmek üzereyiz. Bu hat açıldığında günde ortalama taşıyacağımız yolcu sayısı 500 bin olacak. Şu anda 11,5 kilometrelik başı sonu bitmemiş hatta bile, günde ortalama 80 bin yolcu taşıyoruz. Ege Üniversitesi’nde başlıyor, Üç Yol’da bitiyor. Belediye otobüsü sayımız halen 1500, onu 3 bin yaparsanız trafiği çözmüyor, tam tersine kilitliyorsunuz. Şu anda İzmir’de trafiği arttıran, bizim belediye otobüslerimiz. Öte yandan, çevre yolunun güney aksı bitti, kuzey aksındaki çalışmalar devam ediyor. Sayın Başbakan, yolun tamamının 2007’de bitirileceği sözünü verdi. Büyükşehir Belediyesi olarak finansman sorunum yok, devletten para da almıyorum.
Fuar Expo 2015’İn provasI olacak
İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), 1 Eylül’de kapılarını 75. kez ziyaretçilerine açacak.- Bu yılın anısına, bir özel şarkı yapıldı, güftesi sizin söylediğiniz gibi. Fuarı bu yıl 1,5 milyonu aşkın kişinin ziyaret etmesini bekliyoruz. 10 Eylül’e kadar sürecek fuarın bu yıl 2 ana teması var. Biri organik tarım, öteki ise alternatif enerji kaynakları. Bu yıl 30 ülkeden, 10’u bakan düzeyinde 100’e yakın ticari temsilciyi ağırlayacağız. Toplam 81 bin metrekare alanda kurulan fuara 1083 firma katılacak. 2015 yılındakine talip olduğumuz Expo, 1850’de ülkelerin kendi tanıtım etkinliği olarak başlamış. 75. İzmir Enternasyonal Fuarı, bir anlamda bizim için Expo 2015’in de provası olacak. 2015 Expo’ya Toronto ve Moskova da talip ama, yönetimdeki 98 ülkenin eğilimi Türkiye’den yana.
Yaşam kalitesi bilinci yüksek insanların kentiİçim yanarak söylüyorum ama, İzmir’in eski cazibesinden eser yok. Çeşme, Foça bile ondan daha popüler. İzmir’de geceleme oranı 1.4. İzmir neden bu kadar geri kaldı?- Yaşam kalitesi bilinci yüksek insanların kentidir İzmir, 8 bin yıllık tarihiyle, bugün hak ettiği yerde değil. Görüşünüz doğru ama, İzmir geri kaldı demeyelim isterseniz. Diğer kentlere göre büyüme trendinde aynı performansı gösteremedi. Dönemimizle birlikte büyük bir hareketlilik başladı ama, yeterli değil. İzmir’in belirlenmiş tek vizyonu var, o da turizm. Oysa, bu kente tek bir vizyon yüklemek mümkün değil. İzmir, metropol olarak gerçekten alternatifsiz bir kültür ve sanat kenti. Yaşam biçimiyle, insanıyla, doğasıyla, yarımadasıyla, tarihiyle. İzmir’i hedefine yürütecek kaynak, yarımada. Bence, yarımadanın en önemli bölgesi de, Seferihisar-Özdere aksı. Bu arada, limanın arkasındaki TMO’dan Turyağ fabrikasına kadar olan 550 hektarlık alanı gökdelenler bölgesi olarak planladık. İzmir’i en az 6 bin sağlıksız yapıdan kurtaracağız.
Dev-Genç’in liderlerinden Siyaset geçmişiniz nereden, nasıl başladı. Bunu da pek bilen yok.
- Ben siyasete 6 yaşında başladım, Yener Bey. 1954 seçimlerinde, evimizin önüne seçim sandığı kurulmuştu. Ben oy vermek için sandığa gelen hanımlara, beylere "Babamın, annemin selamı var, oyunuzu CHP’ye verecekmişsiniz" derdim. İlk ve ortayı Erbaa’da bitirdim, lise ise biraz karışık. İstanbul Yeni Kolej’de başladım, Haydarpaşa Lisesi’nde devam ettim, Malatya Lisesi’nden mezun oldum. Yüksek öğrenimimi ise Ege Üniversitesi İktisat ve İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nde tamamladım. Ege İktisat’ta öğrenci olaylarının içinde okudum. 68 kuşağı olarak, gençlik yıllarımda Dev- Genç hareketinin içinde yer aldım. Hızlı bir Dev-Gençli olarak İktisat Fakültesi’nin öğrenci temsilcisi başkanıydım. Dev-Genç’in Ege bölgesindeki birçok miting eyleminde yer aldım. Sonraki yıllarda CHP Gençlik Kolları’na katıldım. SODEP kurulduğunda üyesi oldum. 2001-2003 arası CHP Bornova İlçe Başkan Yardımcılığı yaptım. 28 Mart 2004 seçiminde CHP’den Bornova Belediye Başkanı seçildim. Sevgili Ahmet Piriştina’nın vefatının sonrasında CHP il örgütü beni aday gösterdi. Meclis üyesi arkadaşlar lütfettiler, emaneti ben teslim aldım.
Çiğli’ye doğal yaşam parkıTermal turizm denince akla ya Çeşme gelir, ya da Balçova. İzmir’in termal kaynakları bu kadar mı?
- Çeşme, Balçova gibi, Seferihisar’da da büyük termal kaynak var, kimse bugüne kadar elini sürmemiş. MTA 30 sene evvel Karakoç mevkiinde 5 kuyu açmış, sonra kör tapa takılıp bırakılmış. Biz şirket olarak MTA’dan devraldık, 1 Eylül’den itibaren rezerv incelemesi başlıyor. Sıcak sudan hem elektrik üreteceğiz, hem de çevredeki otellere vereceğiz. İnciraltı’nda 1,5 milyon metrekarelik alana kurduğumuz kent ormanı, 1936’dan beri İzmir’e yapılan ilk büyük orman. İçindeki dalyan, Kuş Cenneti’nde olduğu gibi göçmen kuşları konuk ediyor. Şimdi de, Çiğli Sasalı’da, Kuş Cenneti’nin yanında yaklaşık 1500 dönümlük bir alanda kent ormanı yapıyoruz. Bunun 420 dönümünde çok özel bir doğal yaşam parkı olacak. Yelki’deki 500 dönümlük bir arazide rekreasyon alanı çalışmalarımız sürüyor. Tahtalı Havzası’na 30 bin zeytin, 30 bin de fıstık çamı dikiyoruz. Bunun gelirini bölgede yaşayan hemşerilerimize armağan edeceğiz.
Vergi rekortmeni olduğunu bilen yokYıllardır İzmir’in vergi rekortmenleri içinde ilk 3’te yer almışsınız. Bunu bile gizlemeyi nasıl becerdiniz?- Haklısınız, vali bey bile vergi rekortmeni olduğumu ben belediye başkanı olduktan sonra öğrendi. Biz iş yaptığımızdan bu tarafa, 8-10 senedir vergi rekortmenleri listesinde şahsi gelir olarak ilk 3’e giriyoruz. Genellikle gayrimenkul kira gelirimiz var, ağırlıklı olarak mağaza ve depo. Ticaretle artık hiç ilgim yok, firmayı büyük oğlum Ulaş yönetiyor. Biz, Tokat Erbaa’nın en eski ailesiyiz. Babam İhsan Kocaoğlu, çiftçi ve politikacı. 1973-1980 arasında CHP’den Erbaa belediye başkanlığı yaptı.