Kıbrıs'ta Barış Kuvvetleri Komu-tanlığı, Doğu ve Güneydoğu'da Jandarma Asayiş Komutanlığı görevlerinde bulunan emekli Orgeneral Necati Özgen, bugün ‘‘Şeriat tehlikesi yok’’ sözünün büyük bir kandırmaca olduğu görüşünde.
Lorant’a fırça attım
Kara Harp Okulu Futbol Takımı'nda 8 numarayla sağiç oynadım. O zaman Ankara Demirspor ve PTT gibi takımlarla amatör kümede maç yapardık. 1961'de Ordu Milli Takımı'na çağrıldım ama, Ardahan'a şark hizmetim çıktığı için kampa katılamadım. Hálá bu yaşımda Harp Akademileri'nde benim dönemimde yapılan çim sahada futbol oynarım.
Fenerbahçe'nin sıkı bir üyesiyim, arada bir kulübe gidip Aziz Yıldırım'a fikir veririm. Oğuz çok efendi çocuk ama, teknik direktörlükte zayıf kaldı. Lorant antrenörken emekli orgeneral arkadaşlarla birlikte Aziz Yıldırım'ın davetiyle Samandra tesislerini ziyarete gittik. Geçen yıl Beşiktaş maçı öncesinde takım orada kamptaydı. Aziz'e Lorant'ı çağırmasını söyledim, biraz sonra adam geldi. Kendisine eski bir futbolcu olduğumu söyledikten sonra ‘‘Aziz bu şarlatanla işleri yürütemezsin. Ben sana söylemedim mi, dünyada 5 büyük antrenör varsa birisi Fenerbahçe'nin olacak diye. Beşiktaş maçı için taktik vereceğim. Söyle aynen uygulasın. Ceyhun'la Hakan'ı oynatacak, yaşlı adamlardan vazgeçecek. Yusuf'u oynatmayacak, çünkü her topu ayağında eziyor.
Eğer Beşiktaş maçını kaybederse eski bir milli futbolcu olarak takımın başına ben geçeceğim’’ dedim. Gayet ciddiyim ha, lafü güzaf değil. Lorant şaşırdı, kim bu adamlar, belki de generaller kulübe el koydu filan sandı. Neyse o maçta Beşiktaş'ı yendik de adam kendini kurtardı.
Kız ortaokulu mezunuyum
Tekel memuru olan babam biz çok küçükken vefat ettiği için biz 4 kardeşi annem yetiştirdi. Kayseri Kız Ortaokulu'nu çok zor şartlarda bitirdim. Şaşırma Yener bey, evet kız ortaokulu dedim. Kayseri'de ilk defa bir kız ortaokulu açıldı, ben de o okulun ilk mezunlarındanım. İstasyon Caddesi'ndeki Halkevini kız ortaokulu yaptılar, 35 kız vardı, birkaç da erkek, onlardan biriyim işte. Çoğunluk kızlarda olduğu için adına kız ortaokulu demişler. 1954'de Kuleli Askeri Lisesi'ne geldim, istasyon şefi eniştemin cebime koyduğu 5 lirayla. Kara Harp Okulu 2. sınıftayken sınıf seçme kağıdının bütün şıklarına piyade yazdım, hedefim başarılı bir komutan, iyi bir general olmaktı.