Birkaç hafta önce bir haber okudum. Amerikalı Jason Scott, mikroblog sitesi Twitter’da kedisi Sockington adına bir hesap açmış, onun ağzından blog yazıyor.(www.twitter.com/sockington)
Şaka maka, bir buçuk milyon takipçisi var kedi Sockington’un. Sonra düşündüm, bizimkilerin Twitter hesapları olsa neler yazarlardı diye, bakın bunlar çıktı
Efe tatilde yatağı bana kaldı MUŞKA * Annem popomdaki tüyleri tıraş ettirdi. Neymiş, sürekli arkam kakalı dolaşıyormuşum. Ondan nefret ediyorum. Popom maymuna benziyor. * Dokuz kilo olabilirim ama bu obez olduğum anlamına gelmiyor. Kemiklerim kalın benim... Bi de su içsem yarıyor! * Geçen akşam ara kapıyı iyi kapatmamışlar. Bir omuz attım, yatak odalarına girdim. Kardeşim Leyla yatağında öyle güzel uyuyordu ki, dayanamadım, ayak ucuna kıvrılıverdim. Annem sabahın dördünde beni orada gördüğünde korktu ama Leyla’ya düşman olmayayım diye korkutmadan, tatlı oğlum benim, kardeşini de çok severmiş, diyerek kucağına alıp indirdi yataktan. Uyku sersemi haliyle kapıyı yine sıkı kapatamamış. Bu sefer de annemle babamın yatağına girip yastıklarına yattım. * Oooh, Efe adaya tatile gitti. Yatağı bana kaldı. * Bu ara biraz fazla kilo almış olabilirim gerçekten. Geçen gün kum kabında eşelenirken popom dışarıda kalmış, bütün çişimi balkona yapmışım. Galiba kafamın içeride olması yeterli değil.
Kelebek kovalarken balkondan düşüyordum KARAÇİ * Muşka benim mamalarımı da yediği için mecburen ben de diyet mamaya başladım. Hayır, işe yaradığı da yok ki... Olan bana oluyor. Muşka’dan nefret ediyorum. Zaten tüyleri de sürekli su kabına dökülüyor. Hiç titiz değil. Beni örnek almıyor. * Birkaç haftadır İstanbul’u kelebekler bastı. Çok mutluyum. Her gün onlarcasını yakalamaktan sadistçe bir zevk alıyorum. Ama annem kelebek kovalamamdan hiç hoşlanmıyor. Sürekli önde kelebek arkasında ben, en arkada da annem, evin içinde koşturup duruyoruz. Geçen gün az daha balkondan düşüyordum, annemin yüreğine indi. * Bu Muşka ne kıskanç ya! Efe adaya gider gitmez yatağına kuruluverdi. Biraz tokgözlü, görgülü olmak lazım canım... Bakın bana, her gece aynı iskemledeyim. Koca balkonda bile hep aynı köşede yatıyorum. * Artık biraz sosyalleşmeye karar verdim. Geçen gün bir sürü misafir geldi. Hepsine inat, saklanmadım, bütün akşam ortalıkta salındım durdum. Kendimi sevdirdim. Bu insanların bizim yaptıklarımıza şaşırmaları çok gülünç!
Bu yaz kirpiler nerede EFE * Oh be! Adaya tatile geldim de evdeki iki kediden kurtuldum. Biri arsız, sürekli ya peşimde ya da yatağımda. Oynamasını da bilmiyor. Bacağımı, burnumu ısırmaya kalkıyor. Büyüklük bende kalsın diyorum, cevap vermiyorum. Öbürü desen soğuk nevale, sadece kendi isteyince koklaşıyor. Biraz özlesinler beni, kıymetimi anlasınlar. * Ada güzel de, oğlum Zeze iyice azmış. Kendi yemeğini bitirir bitirmez benimkini de yiyor. Neyse ki kedi Ginger var. Hakkından bir tek o geliyor. Basıyor burnuna tırmığı, bizim salak oğlan bahçenin öbür ucuna kaçıyor. * Bu sene kirpiler nereye gitti yahu? Her sene birkaç tane bulup yatağıma getiriyordum. Yan bahçeye açılan kapıyı kapatmaları iyi olmamış. En güzel kirpiler oradan çıkıyordu. Bir fırsatını bulsam da sokağa kaçsam. * Burası çok güzel. Yaz sonunda yerime Zeze’yi yollasam fark ederler mi acaba? Çok benziyoruz ama huyumuz benzemiyor ne yazık ki. Ben ne kadar iyi huylu ve munissem, Zeze o kadar terbiyesiz, cazgır. Hiç iyi eğitemedim ben bu çocuğu, baba olmak zor işmiş.
ELEKTRİK ÇARPAN SEMT
Geçen haftaki yazımdan sonra bir okurumuz Şişli Belediyesi’ne ait caddelerde köpekleri elektrik çarpan bir nokta daha bildirdi. Köpek sahiplerinin Maçka Teknik Lisesi’nin karşısındaki apartmanlarının önünde de dikkatli olması gerekiyor. Burada paylaşıyor, Mustafa Sarıgül’ün tez vakte ilgili birimlere talimat vermesini diliyoruz.