11 Nisan 2006
Araştırmacı M.C. Stevenson’un Yeni Meksika’da Zuniler hakkında yaptığı, insanın düşünce biçimi ve kitlesel enerjinin yarattığı sonuçları aktarıyorum. "12 yaşlarında bir kız, ergenlik çağında bir oğlanın elini tutmasından hemen sonra bir bunalıma girer. Oğlan, bunun üzerine büyücülükle suçlanır. Ardından ARC rahipleri mahkemesine götürülür. Büyücülük suçlamasını reddeder.
Daha sonra bu savunma biçiminin etkisiz olduğunu anlayınca taktik değiştirmek zorunda kalır. Büyücülüğü hangi şartlar altında öğrendiğini ve ustalarından iki ayrı ilaç aldığını açıklar. Bu ilaçlardan biri kızları çıldırtmakta, diğeri iyileştirmektedir. Bunun üzerine ilaçları göstermesi istenildiğinde evine gider ve kısa süre içinde iki şişeyle geri gelir.
Bunları ritüel (ayin) yaparmış gibi kullanmaya başlar. Birini yuttuktan sonra düzmece bir kendinden geçme hali içine girer. Orada hazır bulunanların yardımı ile diğer şişedeki sıvıyı yutar ve eski haline döner. Daha sonra ilacı hasta kıza verirler ve iyileştiğini bildirirler.
Ertesi gün devam edilmek üzere mahkemeye ara verilir. Ancak o gece sözde büyücü kaçar. Kısa süre sonra yakalanır. Delikanlı yepyeni bir hikaye uydurmak zorunda kalır. Artık bütün ataları büyücüdür. ’Kedi kılığına girmektedir. Ağzına doldurduğu kaktüs dikenlerini fırlatarak kurbanlarını öldürmektedir. Ve bunları büyülü bir tüy sağlamaktadır.’
İddiaların doğruluğunu göstermesi için sanığın evine gidilir. Delikanlı tüyün duvarın içinde gizli olduğunu söyler. Yargıçlar, duvarın yıkılması kararını alırlar ve duvar yıkılır. Sıvaların arasında eski bir tüy bulunur. Delikanlı, nasıl kullanıldığını anlatır ve doğaüstü güçlerini yitirmiş olduğunu açıklar. Bunun üzerine delikanlıyı serbest bırakırlar."
Kısaca özetleyerek verdiğim bu olay, aslında birçok açıdan aydınlatıcı bir özellik taşımaktadır. Delikanlı suçlu olduğunu inkar ederek sonuç alamayacağını anlayınca bu kez suçunu üstlenmiştir. Hem de suçlandığı konuyla bütünleşerek, yaşayarak ifade etmiştir. Dinleyenlerin inandıkları konuda görmek istedikleri kişiyi onlara göstererek özgürlüğüne kavuşmayı başarabilmiştir.
İnkar etmeye devam etseydi, yargıçlar onu mahkum etmekte gecikmeyeceklerdi. Suçu sabit görülerek idam edilmesi işten bile değildi.
Planlar değişiyor
Bugün ortaya çıkan olaylar karışıklık yaratabilir. Fikir çatışmaları ve düşünceleri değiştiren olayların meydana geleceğini işaret eden gökyüzünün konumu uygulamalar, sistem ve planların değişeceğini gösteriyor. Patlamalar, terör, hırsızlık ve benzeri olaylar açığa çıkabilir. Küçük veya büyük çeşitli gruplar arasında çıkabilecek anlaşmazlıkların büyümesi ve öfkeli tavırların sergilenmesi sonucu istenmeyen durumların ortaya çıkması mümkün.
Yazının Devamını Oku 7 Nisan 2006
Son dört bin yıldır tüm toplumlar kendi yapıları içerisinde "Gerçek erkek nasıl olmalıdır" sorusuna cevap arıyor. Cevaplar da aşağı yukarı aynı. Erkek dediğin güçlü, sert, doğaya ve duygularına hakim...
Uyum sağlamak, gelişmek, değişmek gibi kavramlarsa ise erkeklik sözlüğüne alınmayan kavramlar.
Erkekler bu tür ’kadınsı’ duygulara direndiler. Şu anda hálá direnenler var ve bunalımın kaynağı da işte bu nokta.
Fakat, bu durum tarih boyunca böyle değildi. Mitoloji ve efsanelerin anlattığı tarih, bu tanımdan daha farklı. Dünyanın her tarafında, Tanrıça ve oğul-aşıktan bahseder.
Tanrıça isimden isime, kılıktan kılığa girer ama kültürler farklı olsa da hikayenin özü aynıdır. Anafikir Tabiat Ana’nın gücü, hayatın kaynağı olan kadın doğasıdır. Pan, Diyonisos, ağaçların kralı Yeşil Adam, hep ana tanrıçayla aşk yaşarlar.
Kadınsı ve erkeksi elementler (Doğa Ruhları) kutsal bir cinsel ayinle bir araya gelir. Böylece yaşam döngüsü ve doğanın dengesi sağlanmış olur.
Erkek, hayatın tadını çıkaran, gülen, vahşi ve kadına dair her şeye tapan bir figür.
Kadın, damarlarında ateş ve cinsellik dolaşan, vücudunda cinsel enerjiyle birlikte hayat enerjisi saçan bir varlık ve baş tanrıçanın bir parçası. Erkeğin enerjisinin kaynağı ise, kadında gizli.
Tanrı ile tanrıçanın kutsal birleşmesi de bu bütünlüğü simgeler. Bu üreyen ve artan bir aşktır. Berekettir. Biz ölümlüler de bu aşkı keşfederek, aslımıza döneriz ve ancak bu şekilde Tanrı ve Tanrıça oluruz.
Zaman içinde, bu mit tıpkı insanlar gibi değişime uğrar. Doğa, insanın karşısında duran, onu yok etmeye çalışan bir güç olarak kabul edilir.
Doğaya karşı duyulan bu korkuyla karışık nefret, kadın imajında vücut bulur. Tanrıça artık şeytandır, canavardır, yaratıktır, yılandır... Onu seven erkeğin ölümüne, mahvına, şerefini kaybetmesine neden olur. Kadınla birlikte, cinsellik de "Şeytani güç" olarak ilan edilir.
Bu durum anaerkil toplumdan nasıl ataerkil topluma geçildiğini özetler. Tanrılar dünyasında kadınlar, daha küçük görülür ve yavaş yavaş ya sahneden ayrılırlar ya da kılık değiştirirler. Egemenlik tanrıların elindedir. Sonunda da geriye bir tek erkek tanrı kalır.
Mitolojiler kutuplar üzerine kurulmuştur. Karanlık-aydınlık; iyi-kötü; şeytan-melek; kadın-erkek.
Zaman içinde zıt kutuplar arasındaki güç değişiklikleri, tarihi ve toplumları yorumlayabilmemizi sağlıyor.
Değişim zamanı
Duygusal baskı yaratan durumlar meydana gelebilir. Mars’ın tetiklediği Pluto büyük değişimlerin habercisi. Özellikle güç savaşlarını işaret eden bu etki, derinden etkileyici ve değiştirici olayların hazırlandığını gösteriyor. Fakat Venüs’ün Balık Burcunda dolaşmaya başlamış olması güzel duyguların açığa çıkacağını ve şiddetli duyguların yatıştırılabileceğini işaret ediyor. Ancak düşünce ve isteklerin sert bir biçimde ortaya çıkması mümkün.
Yazının Devamını Oku 6 Nisan 2006
Bugün Venüs burç değiştiriyor ve öğleden sonra Balık Burcuna giriyor. Venüs’ün güçlü ve parlak olduğu bu konum aşk, sevgi, sanat ve derin ilişkileri sembolize ediyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde Ay, Yengeç burcundan çıkacak ve Aslan burcuna girecek. Satürn’ü tetikleyecek olan Ay, duygusal baskı yaratan durumların açığa çıkacağını işaret ediyor. Aynı zamanda gerçekleştirmek istenilen konular zor olsa bile büyük bir dirayet ve sabır açığa çıkacak.
Mektuplar
RUMUZ: HUZURSUZ AŞIK
Kendinizi engelleyemediğiniz davranışlarda bulunuyor ve sonra büyük bir sıkıntı duyuyorsunuz. Aslında yapmamanız gereken ne varsa, bile bile yapıyor ve kendinizden nefret ediyorsunuz. Bunları değiştirmek istiyor fakat ne yapacağınızı bilemediğinizi yazıyorsunuz. Anlattıklarınız gerçekten çok zor bir durumu ifade ediyor. Fakat, en azından farkındasınız. Yani kendinizle ilgili düşünceleriniz ve gözlemleriniz açık ve dürüst. Böylece ne yaptığınızı biliyor, hatalarınızı görüyorsunuz. Bu sizin adınıza çok önemli bir gelişme. İstemediğiniz davranışlardan vazgeçmek tabii ki, çok zor. Hele alışkanlıkları değiştirmek, büyük bir gayret gerektiriyor. Öncelikle davranışlarınızı oluşturan etkinin düşünceleriniz olduğunu bilmelisiniz. Düşünce tarzınızı ve bakış açınızı değiştirmeye çalışın. Böylece düşüncelerinizi değiştirmeniz, buna bağlı olarak duygularınızı değiştirebilmeniz mümkün olacaktır. Bütün bunların sonucunda beğenmediğiniz davranışlarınız da kendiliğinden değişecektir. Ayrıca, şu sıralarda Güneş’iniz Mars’tan sert etkiler alıyor. Kendinizi eğitmek için Mars geçişinin bitmesini bekleyin. Ayrıca, aşık olduğunuz için bütün dikkatinizi ona yöneltmiş olmalısınız. Dikkatinizi başka konulara çevirmeye gayret gösterin. Başka konularla ilgilenirseniz, huzursuzluk yaratan yoğunluğunuzu dengeleyebilirsiniz.
RUMUZ: BAŞKASI
Sizin yükselen burcunuz Yay. Şu sıralarda Jüpiter Ay’ınızı olumlu etkiliyor. Merak ettiğiniz "Yurt dışına gidebilecek miyim?" sorunuza cevap olarak güçlü bir etki gönderiyor. Zaten doğum haritanızda da yurt dışına gitmek ve eğitim almakla ilgili etkiler var. Hatta sadece eğitim değil, bir yabancıyla evlenebilir ve yurt dışında yaşayabilirsiniz. Şu sıralarda Jüpiter, bu isteğinizin daha da şiddetlenmesine neden olmuş. Fakat idealler ve hayaller peşinde koşarken gerçekleri gözardı etmeyin. Ancak şansınızın yükseldiği bir dönem. Bazı ufak tefek sorunlar çıksa bile bunları aşacak ve isteğinizi gerçekleştireceksiniz.
RUMUZ: DÜNYA KILIÇ
Sorduğunuz kişiyle aranızda aşk oluşmasına yardım eden açılar var. Fakat, düşüncelerinizin uyumsuz olduğu görülüyor. Hem siz, hem de o biraz iddiacı ve inatçı bir tavır içinde bulunabilirsiniz. Aslında mantığına hitap etmeyi başarabilirseniz, düşüncelerinizi kabul edebilecek biri. Aranızdaki ilişkinin dengesi ailelerin etkisiyle zaman zaman bozulabilir. Mutlaka yakın akrabalarla ilişkilerinizde tedbirli ve sakin davranmaya özen göstermelisiniz. Bunlara dikkat edecek olursanız, aranızdaki sevgiyi yaşatabilir ve beraberliğinizi evlilik sonrasında da güzel bir biçimde sürdürebilirsiniz.
Yazının Devamını Oku 5 Nisan 2006
İçsel çatışmalar yaşıyorsanız, duygularınızı dizginleyemiyorsanız ve üstelik bütün bunların farkında olduğunuz halde kendinizi kontrol edemiyorsanız, yaşantınızın dönüm noktasında bulunuyorsunuz demektir. Dönüm noktası, değişimin başlangıcıdır. Ve son derece zorlayıcıdır.
O güne kadar öğrendiğiniz bilgiler size yol göstermiş, çok çalışmış ve belirli bir düzen sağlamışken birden bire ortaya çıkan olaylar artık bildiğiniz ve alıştığınız gibi yaşamanıza izin vermiyordur. Bilgileriniz size yol göstermiyordur.
Böyle bir noktada kendinizi aciz ve kararsız hissedersiniz, his size daha da zor gelir. Kafanız daha çok karışır, bildiklerinizi bile unutacak duruma gelirsiniz.
Kendinizi böyle bir noktada hissediyorsanız, düşünmeyi bırakın. Anlamaya çalışın. Öfke, kızgınlık, telaş ve üzüntüyü bırakın.
Biliyorum, bunu yapmak pek kolay değil. Fakat düşüncelerinizin yönünü değiştirerek yapabilirsiniz. Yaşadığınız olay her ne ise, düşüncelerinizi olayın kendisinden uzaklaştırıp duygularınızı anlamaya çalışın.
Her şey yolunda giderken ne olmuştu? Olayların başlangıcına dönmeye ve duygusal hezeyanlardan uzaklaşıp en başa gitmeye çalışın.
Hangi düşünce veya istek ile farklı davrandığınız anı bulmaya çalışın. Bulamıyorsanız üstelemeyin, fakat ne olmuşsa aslında bildiğiniz ve alıştığınız düzeni değiştirmek için olmuştur ve değişim noktası, aşama noktası demektir.
Kişinin oluşturduğu hayat biçimi, kendisi için kurmuş olduğu sistem, işlevini tamamlamış yani sizin bundan öğrenecekleriniz bitmiş demektir.
Şimdi yenilenme zamanıdır ve yapacağınız her şey kendinizi yenilemenize yardımcı olacaktır. Fakat kendinizi yenileyebilmek için oluşturduğunuz ne varsa bunları bırakmanız gerekmektedir ve siz bunları bırakmamak için verdiğiniz mücadele sırasında bunalıma girmişsiniz. Kafanız karışmış, duygularınız derinleşmiş ve içinden çıkılamayacak halde kendinizi bulmuşsunuz. Bu hal içindeyseniz, artık halinizi değiştirin ve aşamanızı gerçekleştirmek için harekete geçin. Kendinizi bulduğunuz dipsiz kuyuların derinliklerinden çekip çıkarmak an meselesidir. Yaşadığınız her ne ise, bütün bunların olması gerekenler olduğunu düşünün. Olanların sizi bulunduğunuz yerden alıp bambaşka bir noktaya taşıyacağını düşünün. Bunun nasıl olacağını düşünmeyin. Sadece içinde bulunduğunuz durumu anlamaya çalışın.
Beklentiler değişiyor
Güvenli ortam ihtiyacının artacağını işaret eden gökyüzünün konumu bazı olayların gizleneceğini işaret ediyor. Bugün ev, aile ve geçmişe ait hatıraların önem kazanması ve duyguların derinleşmesi mümkün. Ancak içten içe farklı isteklerin uyanacağını, farklı kültürlerin ve yabancı toplulukların fikir birliğine varabileceklerini işaret eden gökyüzünün konumu, isteklerin sert ve zorlayıcı bir biçimde açığa çıkabileceğini gösteriyor. Beklentilerin değiştiği bir dönem.
Yazının Devamını Oku 4 Nisan 2006
Aslında her ayın son pazartesi günü yazmış olduğum gelecek ay hakkındaki astrolojik incelemeler bugüne kaldı. Çünkü Merkür’ün duruyormuş gibi yavaş ilerlemesi ve aynı anda Uranüs’ü tetikliyor olmasının yarattığı karışıklıklar beni de etkiliyordu. Bu arada çok önemsediğim halde gelecek ay yorumunu atladım. Fakat ay fazla ilerlemeden yakaladığımı düşünüyorum ve hemen bugünün yorumunu yaparak başlıyorum.
Yeni bir girişimde bulunmak isteyenler için küçük bir uyarıda bulunmak istiyorum. Yapabileceklerinizden çok büyük beklentiler içinde bulunmazsanız, girişimleriniz başarılı olabilir. Bu arada sert ve zorlayıcı bir tavır içinde bulunmaktan kaçının. Genel olarak bu ay son derece hareketli geçecek. Yeni başlangıçlar yapmak için kuvvetli arzuların uyanacağını işaret ediyor. Ancak ciddi karışıklıklar ve çatışmaların yaşanabileceğini düşünerek hareket etmek gerekiyor. Özellikle 10-12 Nisan günleri en fazla tedbirli olunması gereken günler.
Küçük veya büyük gruplar arasında çıkabilecek çatışmalar, terör ve karışıklıklar duygu ve düşüncelerin değişmesine neden olabilir. Ay’ın tetiklediği Merkür, Mars-Pluto arasındaki sert etkileşimi harekete geçirecek. Astrolojik açıdan gökyüzünün bu konumu sistem, iletişim ve düşünce biçimini tamamen değiştirebilecek olayların, savaş benzeri durumların açığa çıkabileceğini işaret ediyor.
Fikir çatışmaları büyüyebilir ve buna bağlı kargaşa ve karışıklıklar çıkabilir; değişime zorlayan olaylara karşı şiddetli tepkiler gösterilebilir.
Patlamalar, deniz ve havayolu araçlarıyla ilgili kazalar olabilir. Özellikle öfke ve hırs sonucu ortaya çıkan dikkatsizlik yüzünden ciddi kazalar meydana gelebilir. Bu nedenle duygularınızı denetleyin ve olayları zorlamayın. Bu dönem iddiacı ve hırslı bir tavır içinde bulunmak ve kendinizi ortaya koymak için pek uygun bir zaman değil. Girişimde bulunanlar, olayları zorlamak yerine gelişmeleri izlerlerse daha karlı çıkacaklar.
14 Nisan’da Mars burç değiştiriyor ve Yengeç Burcuna giriyor. 17 Nisan’da ise Merkür Koç burcunda dolaşmaya başlıyor. Merkür-Mars arasındaki sert etkileşimin devam edeceği 14-22 Nisan günleri arasında tartışma ortamlarından kaçınmanızı tavsiye ediyorum.
20 Nisan akşamının ilerleyen saatlerinde ise Güneş burç değiştiriyor ve Boğa Burcunda dolaşmaya başlıyor.
Nisan ayının kritik günlerinden diğeri ise, 21-26 Nisan dönemi. Değişikliklerin meydana gelebileceğini işaret eden gökyüzünün konumu, bilinçaltını tetikleyen olayların açığa çıkacağını işaret ediyor.
Güven ihtiyacı
Sabahın erken saatlerinde patlamalar, kazalar, terör ve ortaya çıkan karışıklıklar öğle saatlerinde farklı bir görünüm kazanabilir. Emniyet ve güven ihtiyacının artacağını işaret eden gökyüzünün konumu, duygu ve isteklerin tamamen değişeceğini gösteriyor. Radikal değişikliklere zorlayan durumların yaratacağı gerilim akşam saatlerinde azalabilir. Yavaş hareket eden Merkür bugünden itibaren hızlanmaya başlıyor. Dikkati dağıtan karmaşık ve derin düşüncelerden sıyrılıp olayları gözden geçirmek mümkün olacak.
Yazının Devamını Oku 3 Nisan 2006
Son derece ilginç gelişmelerin meydana geldiği bir gün. Şimdiye kadar duyulmamış haberlerin ortaya çıkması hem şaşırtıcı olacak, hem de alınmış kararların veya sürdürülen sistemin değişmesi için zorlayacak.
İletişim, haberleşmeler ve teknoloji alanında ortaya çıkan keşifler ve yenilikler düşünce biçiminin değişmesine neden olabilir. Aşk potansiyeli uyanırken, farklı isteklerin de açığa çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu, çok büyük beklentilerin ve şiddetli duyguların açığa çıkacağını gösteriyor.
Mektuplar
RUMUZ: Solar Eclipses
Doğum haritanızla ilgili yapmış olduğunuz inceleme sonucunda Güneş Tutulmasından etkilendiğinizi tespit etmişsiniz ve bu tespitiniz doğru. Ancak bununla ilgili yapmış olduğunuz yorumun pek doğru olduğunu söyleyemeyeceğim. Bu sene sizin için gerçekten çok önemli bir yıl. Bazı olaylar yüzünden çok fazla etkilenebilirsiniz, fakat bunun sonucunda gerçekten değiştirmeniz gereken yönlerinizi de değiştirebileceksiniz. Çünkü doğum anındaki gökyüzünün konumu sizin son derece disiplinli, sabırlı ve duygularını denetlemeyi başaran biri olduğunuzu işaret ediyor.
Bir Koç olarak sabırsız ve tez canlı biri olmanıza karşılık duygularını denetlemeyi başaran birisiniz. Bu özellik sizin olaylar karşısında dirayetli ve sabırlı davranmanıza yardımcı olacak. Üstelik yıldız haritanızda şahsiyeti sembolize eden Güneş zayıf konumda. Bu tip durumlarda kişi dikkatini kendisine pek yöneltmez, daha çok duygu ve düşüncelerini geliştirmeye odaklanır. Şimdi zayıf kalmış yönlerinizi ve en önemlisi şahsiyetinizi keşfedecek ve ortaya koyacak durumlarla karşılaşacaksınız.
Yazının Devamını Oku 31 Mart 2006
Üçüncü kez Güneş Tutulmasını izleyeceğimi bilmek beni heyecanlandırıyor. Ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum. Böylesine özel bir durumu kaç kişi üç kez izleme şansını yakalayabilir? Ve doğal olarak çok heyecanlanıyorum. Fotoğraf makinaları, kameralar, etrafta koşuşturan insanların arasında hülyalı bakışlarla aheste beste dolaşanlar garip bir tezat oluşturuyor. Bazıları bu önemli anı tespit etmek için en mükemmel yerin arayışı içindeyken, bazıları rüyada dolaşıyormuş izlenimi uyandırıyor.
Bunları izlemek bende garip bir duygunun uyanmasına neden oluyor. Çevremdeki insanların o sırada farklı bir hal içinde bulunduklarını ve bunun Güneş Tutulmasının etkisi olmayıp sadece düşüncelerinin yarattığı duygudan kaynaklandığını seziyorum.
Dikkatim hem dışarıda, hem de kendi içime yönelmiş bulunuyor. Yapacağım meditasyona odaklanıyorum ve benimle birlikte meditasyon yapacak öğrencilerimi arıyorum.
Gözden uzak bir alanda yerlerini almış kalabalığı görüyorum. Evet, keyifle oturmuş beni bekliyorlar. Katılanların arasına karışmış öğrencilerim sükunet içinde bakarken, diğerlerinde heyecanlı bir merak seziyorum.
Parkisyon ve flüt eşliğinde meditasyona başlıyoruz. Güneş’in Ay ile buluşma noktasına geldiğinde biz de benliğimizin içindeki ben ile buluşacağız. Yavaş yavaş yoğunlaşan enerjinin içimde giderek büyüdüğünü ve birlikte meditasyon yaptığım kalabalıkla eriyip bütünleştiğimi hissediyorum.
Parkisyon susuyor. Derin bir sessizlik ve karanlığa gömülüyoruz. Bu sırada sahilde toplanmış olan kalabalığın sevinç ve heyecan çığlıkları enerjimi tetikliyor ve çok başka bir duygunun derinlerden uyanıp şuuruma yükseldiğini hissediyorum. Tarif edilmesi mümkün olmayan bu halin ne kadar sürdüğünü bilmiyorum. Bana sonsuzluk gibi geldiği bir anda halim değişiyor ve tumbalardan yükselen ritmik vuruş sesleriyle uyanıyorum. Bir çeşit ölüm ve doğum halini tecrübe etmiş olduğumun bilinci içinde, arkadaşları yeni başlayan zamana davet ediyorum.
Evet, yeni bir zaman başladı. İçsel olarak bir şeylerin ölüp yok olduğunu ve yepyeni bir şeylerin doğduğunu hissediyorum. İçim coşkuyla doluyor ve çevreme baktığımda meditasyon yaptığımız arkadaşların da büyük bir coşkuyla oynadıklarını görüyorum. Ne çalıyor bilemiyorum ama müzisyenlerimizin de coştuğunu anlamak zor değil.
İlginç buluşlar dönemi
Bugün açığa çıkan olaylar yaratıcılığı uyandıracak. Farklı düşünce ve eylemlerin etkileyici ve değiştirici olacağını işaret eden gökyüzünün konumu, önemsenen konularla ilgili duygusal baskının açığa çıkacağını gösteriyor. Ancak ilginç yöntemler ve buluşlar ortaya çıkabilir ve sorunlara çok farklı açılardan bakılabilir. Kuruntuları besleyen hayaller yanılgılara neden olabilir. Fakat bugün yanılgılar ve hayallerin ötesine geçip teknoloji, bilgisayar ve iletişim alanındaki yeniliklerle ilgilenmek mümkün.
Yazının Devamını Oku 30 Mart 2006
Güneş Tutulması öncesinde meydana gelen karışıklıklar ve tuhaf olaylar herkesin dikkatini çekiyor. Yollarda karşılaştığım kişiler bana "Güneş Tutulması başlamadan etkisi başladı galiba" diye soruyor ve yaşadıkları sorunları anlatıyorlar. Şimdi bu sorunları teker teker anlatmaya kalkarsam bu köşe yetmez. Ancak daha önce olmadığını iddia ettikleri iletişim sorunlarını, gerilimlerini ve işlerin ters gittiğini anlatan olaylar olduğunu kısaca söylersem sanırım yeterli olur.
Benim cevabım ise çok net. Şu sıralarda yaşadığınız olaylar Güneş Tutulmasının etkisi değil. Aslında bu yazı yayınlandığı gün Güneş Tutulması oldu, bitti. Ancak ben bu yazıyı hazırladığım sırada yollardayım ve Güneş Tutulmasını izlemek, kozmik enerjiyle bütünleşmek üzere Antalya’ya gitmeye çalışıyorum.
Çalışıyorum diyorum, çünkü gerçekten yollarda olmak tam bir kabusa dönüşmüş bulunuyor. Gidemiyorum. Sanki bütün olaylar gitmeme engel olmak için üstüme üstüme geliyor. Üstelik bütün bu karışıklıkları bekliyordum. Trafikle ilgili sorunların ötesinde ulaşım araçları ve iletişimle ilgili çıkabilecek Uranüs’ün sürprizleri olabileceğini ve pek çok kişinin (ben dahil) bunlardan etkileneceğini biliyordum. Biliyordum, fakat bu kadarı fazla idi. Uçağı kaçırmakla kalmayıp bir sonraki uçakta yedeklerden uçma şansını yakalamışken, satış gişesindeki kızın rahat davranıp oyalanması sonucunda onu da kaçırdım ve işte o anda düşünmeye başladım.
Acaba Attala’nın tanrı ve tanrıçaları beni istemiyor mu? Antalya’nın eski adı olan Attala, Tanrıların oğlu Hakan’ın Kenti anlamına geliyor. Anadolu, Mısır ve Yunan tanrı ve tanrıçalarının hepsinin birden yaşadığı bir kenti de ancak tanrının oğlu yönetir diye tanrıları düşünmeye başlıyorum.
Aslında Apollon, Artemis ve anneleri Leto ile aram iyiydi. Ayrıca Şans Tanrıçası Fortuna ve Kader Tanrıçası Nemesis’in de beni sevdiklerini sanırdım. İsis ile tanışmışlığım da vardı. Neden beni istemiyorlardı? Kim bilir belki Grifonlar ile kapışan Amazonlar öfkelerini benden çıkarmaya çalışıyorlardı. Fakat bilmediğim bir nedenle beni istemedikleri açıktı!
Beni engelleyemezsiniz geliyorum, dedim. Tam bunları düşünürken telefonum çaldı ve bir başka havayolu şirketine yönlendirildim. İşte tanrıların kentine, onlar istemese de gidiyorum. Sanırım artık güçlerini kaybetmişler. Öyle ya, benim gibi bir ölümlüyle bile başa çıkamadıklarına göre diye düşünüyordum ki, aslında ölümsüzlüğü yakalamak için gittiğim aklıma geldi. Yarın Güneş Tutulmasındaki izlenimlerimi anlatacağım.
Duygular sakinleşiyor
Bugünden itibaren duygular sakinleşiyor. Fakat Merkür hálá çok yavaş ilerliyor ve iletişim konularında sorunların devam edeceğini işaret ediyor. Aslında derinleşen ve yavaşlayan düşünceler, ilginç ayrıntıların yakalanmasını sağlayacak. Fakat hızlı hareket edilmesi gereken konularda karışıklıklar ortaya çıkabilir. Mars ile Neptün arasındaki sert etkileşimin devam etmesi ise kuruntulara neden olan hayaller, alkol, uyuşturucu, zehirler ve bunlardan kaynaklanacak sorunların tekrar gözden geçirilmesine neden olabilir.
Yazının Devamını Oku